Bölüm 12: Öpücükler
Bölüm şarkısı:
-Selena Gomez-Love Will Remember✴✴✴
Mehmet onun cevap vermesini beklemeden, beni de çekiştirip ilerlemeye devam etti. Dolan gözlerime hakim olmaya çalışıyordum.
Leon'un bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum ve bu çok...Çok üzücüydü.
"Mehmet!" Diyip durdum. Bana soran gözlerle bakıyordu. Ne diyecektim ki ben şimdi?
"Elenilerde bir şeyim kaldı. Birkaç gündür oradaydı yine almayı unuttum."
"Gel alalım."
"Yok! Sen git, ben şey yaparım."
"Hilal gideriz işte beraber."
"Ya biz belki önemli konular konuşacağız, Allah Allah ha."
"Tamam. Dikkatli ol."
Başımı salladım ve az önce göz ucuyla Leon'un girdiğini gördüğüm sokağa ilerledim, Mehmet gidince.
Sokaktan girer girmez, kolumdan biri tarafından çekildim ve o kişi dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. İttirmeye çalışıyordum ama gitmiyordu. Bu kişi Leon'du ama ne yapıyordu böyle? Resmen acısını çıkarmak ister gibi dudaklarımı sömürüyordu. Utanmamı da geçtim, biri görebilirdi. Aslında görmezdi. Burada kimse yoktu.
Ayrıldığında suratına tokadı geçirecektim lâkin iki kolumu da tutup arkamda birleştirdi ve üzerime eğildi. Saç tutamlarından birkaçı önüne düşmüştü.
"İzin vermeyezeğim. Bu nisan olmayacak." Diye mırıldandı. Ona karşı koymayı bırakarak söylendim. "Senin söylemen ile olmuyor o işler Leon efendi."
"Olazak." Dedi.
Karşı koymam gerekiyordu değil mi, yapamıyordum lâkin. Ona karşı koyamıyordum. Ama anlaması gerekiyordu, bizim için bir istikbal yoktu.
"Leon..." öperek susturuyordu. Tekrar konuşmaya yeltendiğimde bu sefer elimi kurtarıp ağzını kapamıştım ve konuşmaya başlamıştım.
"Bizim için bir istikbal yok. Ben bugün evleniyorum. "
Kaşlarını çattı. "Hayır, evlenmeyeceksin..." dedi ve ardından beni kucakladı. Ne yapıyorsun dememe kalmadan sokağın köşesindeki faytona bindirdi. Ne yapacağını bilemiyordum.
"Nereye gidiyoruz?"
"Buradan çok uzakta bir yere. Seni bugünlük kaçırıyorum."
"Lâkin bugün ---"
"Evet, izdivacın var lâkin gitmeyezeksin. "
"Hadi bugünü hallettin diyelim, yarın ne yapacaksın, ya da diğer günler?"
"Onu tutuklayazağim."
"Ne!?" Diye bagırmamla elini ağzıma koydu.
"Bağırma, Hilal. Zaten aranıyor. Ayrıca hatirlatirim, uzun zamandır Halit İkbal yazılarını da basmıyor, neden? Çünkü ikaz ettik. Çünkü tutuklanacak. Hıh...Gerçi Halit İkbal sensin ama."
"Sen nereden---"
"Senden daha çok sey biliyorum, küzük hanim. Merak etme. Sırrın bende güvende. Zaten uzun zamandır Halit İkbal yazıları basmadığı için bu dava kapandı."
"Kendin de diyorsun. Bu dava kapandı. Onu tutuklayamazsın."
"Tutuklarim. Birçok kez bize karşı geldi. Ayrıca telgraf soygunu yaptı. Bir hırsız yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun |Ateşten Gömlek| Hileon
Historische RomaneDilhun: İçi kan ağlayan. Büyük bir üzüntü içinde olan. Çanakkale Savaşı'na babasının zoru ile katılan Leon ve oradaki gönüllü hemşire Hilal'in 1919 senesinde tekrar karşılaşması. Bir ihanet, bir aşk ve bir hasret. Birçok ölüm ve vahşet. Araların...