Final Bölümü: Cumhuriyet
*
"Efendiler! Yarın Cumhuriyeti kuracağız."
-Mustafa Kemal Atatürk/28 Ekim 1923
ζ
28 Ekim 1923▪Ankara/ Çankaya
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları soğuk Ekim gününde, günlerdir konuşulagelen konuyu netliğe kavuşturmak için Çankaya'daydılar. Yemek sofrasında paşalardan bazıları ve Mustafa Kemal Paşa sohbet içerisinde yemeklerini yiyor iken Mustafa Kemal, bir milletin kaderini değiştiren o cümleyi söyledi:
"Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz."
Orada bulunan arkadaşları bu düşüncesini derhal desteklediler ve hemen yeni yasa tasarıları görüşülmeye başlandı. Orada bulunmayanların darılacaklarını biliyorlardı ancak beklemeye hacet yoktu. Zaten onların da katılacaklarını düşündüler. Bir süre sonra İsmet Paşa hariç diğerleri de ayrıldılar. Mustafa Kemal Paşa ile ikisi oturup değiştirilmesi gereken yasaları bulup değiştirdiler. Yarın büyük gün olacaktı.
^^
29 Ekim 1923
Mecliste bir hareketlilik vardı o gün. Tüm mebuslar birbirleriyle kuvvetli münakaşalar içindeydiler. Kimisi itiraz sözcükleri kullanarak elini kolunu sallarken kimisi onlara şiddetle karşı çıkıyordu. Günlerdir -hatta yıllar öncesinden belli olan bir tartışma- tek bir konu ele alınıyordu. Yıllar önce de bir gün elbet tartışma konusu olacağı öngörülen bir hususun gündeme geldiği vakitlerdi. Savaş bitmişti, düşman gitmişti. Lâkin sırada zihniyetleri temizlemek vardı. Bunun için ilk adımın atılması yakındı. Hatta çok yakındı.
Mebusların kafasındaki tek soru işareti, cevaplanması gereken tek soruydu; milletin ve ülkenin kaderini belirleyecek kocaman bir adımdı sorunun cevabı.
Saltanat devam mı edecekti, yoksa demokratik düzene mi geçilecekti?
Esasen yıllar öncesi, 1919 senesinden başlamıştı birtakım küçük farkındalıklar yaratılmaya. Milletin iradesinin tek çözüm yolu olduğunu hep vurgulamıştı Mustafa Kemal Paşa. Amasya Kongresine göre milletin iradesi kurtaracaktı memleketi mesela. 23 Nisan'da meclis açılmıştı, milletin fikirleri alınmıştı, her adım millet ile atılmıştı. İşte şimdi o adımlara son fırça darbesini vurmak lazımdı.
Tüm sesler birdenbire kesildi. Duyulan tek ses sessiz salonda yankı yapan güvenli adımların sesiydi. Bu adımların sahibi ise kararlı mavi gözlerini mecliste gezdirdi ve hem hazırladığı konuşmasını sunabilmek hem de kararını oylamaya sunabilmek için kürsüye çıktı. Sonucun ne olacağını bilir gibi bir hâli vardı; elindeki kağıtlara ihtiyacı bile yoktu, nitekim o zaten konuşmayı bilen biriydi. Konuşmaya başlamasıyla tok sesi mecliste duyuldu. Konuşması uzun sürmedi. Meclis başkanının tasarının öne sürülmesi teklifi ve ardından "Kabul!" sesleri ile kabul edildi. Birkaç konuşmacının "Yaşasın Cumhuriyet!" nidaları ile alkışlanan konuşmaları sonucunda da kanun kabul edildi.
Ardından cumhurbaşkanlığı için oylamaya katılan yüz elli sekiz kişinin hepsinin de oyu ile Mustafa Kemal cumhurbaşkanı seçildi.
^^
10 sene sonra
"Hadi anne çabuk!"
Hilal, henüz yedi yaşında ancak aklı yaşından büyük kızının ona seslenmesiyle salona girdi ve elbisesinin yakasını düzeltti. "Tamam kızım, çıkıyoruz şimdi." ve ardından kocasına seslendi. "Leon! Arabayı ayarladın mı sevgilim?"
Leon papyonunu son anda takmıştı ve arabayı da ayarlamamıştı. Başka planları vardı. "Hayır sevgilim, bu güzel havada daha güzel planlarım var. " ailesinin yanına gelip onları kapıya yönlendirdi. "Sokakta gösteriler yapılacakmış bu sene. Onuncu senenin şerefine."
Bugünün beklediklerinden daha güzel geçeceğini öğrenen kızları sevinçle zıpladı. Hilal onu hafif bir şakayla azarlayarak "Kızım örgülerin bozulacak."
Aslında Ankara'ya gitmeyi de çok istemişlerdi ancak buradaki işlerini bırakmak istememişlerdi. Zaten Mustafa Kemal'i canlı görme şerefine nail olmuşlardı, o gün hiçbirinin unutamayacağı bir andı.
"Hadi bakalım hanımlar, güzel bir güne hazır olun."
ζ
herkese merhaba demek istiyorum uzun zaman sonra da olsa.Umarım sağlığınız yerindedir şu günlerde. Buna aynı zamanda bir elveda mı denir bilmiyorum ama bu hikayem hep burada. Hayalgücümü sevdiğim karakterler ile birleştirip ortaya bir şey çıkardım ve bunu sizinle paylaştım. Umarım siz de benimle keyif almışsındır. Final bölümü kısa oldu ancak seneler sonra yazmak garipti. Kitabı finalsiz bırakmak istemedim. Belki o ilhamı bulunca daha uzun hale getiririm.
kitabı cumhuriyet ile noktalamak ise hep istediğim bir şeydi. hepinize binlerce kez teşekkür ederim!
sağlıkla kalın!
![](https://img.wattpad.com/cover/105762237-288-k592385.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun |Ateşten Gömlek| Hileon
HistoryczneDilhun: İçi kan ağlayan. Büyük bir üzüntü içinde olan. Çanakkale Savaşı'na babasının zoru ile katılan Leon ve oradaki gönüllü hemşire Hilal'in 1919 senesinde tekrar karşılaşması. Bir ihanet, bir aşk ve bir hasret. Birçok ölüm ve vahşet. Araların...