Her şey bir anda duruvermişti sanki, birkaç dakikada öleyaz olmuştum. Kalbim kaburgalarımın içinde varlığını belli ederken kendi kendimi kınayarak geri çekildim, "Leon..."
"Hilalimou..."
Onu hafifçe ittirirken mırıldandım, "Bu yanlış. Hem de çok."
Gözlerinden bir anlık sönme geçti fakat ardından burukca tebessüm etti, "Haklısın, yani öyle olmasını umacağım."
Ardından kapıdan çekildik ve o hafifçe kapıyı aralayarak çevreyi kontrol ettiğinde kimsecikler yoktu. Buraya bakmak akıllarına gelemezdi. Beni de tutup yavaşça koridora çıktığımızda hala titriyordum. Bu halimi görüp bana yamuk gülümsemesinden bahşederken önüme döndüm. Konaktan çıkmak hayliyle zor olacak sanırken ben, bizim için oldukça kolay olmuştu.
Eh, sonuçta Leon, Yunan Orduları Kumandanı Vasili'nin biricik oğluydu.
Eve doğru yol alırken ona yüzlerce kez gitmesini söylesem de o beni eve bırakmadan rahat edemeyeceğini söyledi.
Ve eve geldik...
Bana dönerek gülümsedi. "Demek burada ayrılıyoruz ha?"
"Öyle, Teğmen." Diyerek başımı salladım. Beni öpmek için eğildiğinde ise o ses ile duraksamak zorunda kaldı,
"Hilal!.."
Şimdi ölmüştük.
Çünkü korkulu rüyam gerçekleşiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/105762237-288-k592385.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun |Ateşten Gömlek| Hileon
Ficción históricaDilhun: İçi kan ağlayan. Büyük bir üzüntü içinde olan. Çanakkale Savaşı'na babasının zoru ile katılan Leon ve oradaki gönüllü hemşire Hilal'in 1919 senesinde tekrar karşılaşması. Bir ihanet, bir aşk ve bir hasret. Birçok ölüm ve vahşet. Araların...