Bölüm 23: Suçlu

88 12 1
                                    

***
Loke'yi o halde bulmamızın üstünden tam tamına; 17 saat, 23 dakika ve 5 saniye geçmişti.

Ve Lucy, bir saniye bile uyumamıştı. Loke'nin çadırının önünden bir an bile ayrılmıyordu. Uykusuzluktan ve ağlamaktan gözleri kızarmış, Virgo ve biz onu zorlamadan önce yemek bile yememişti. Onu böyle gördükçe canım yanıyordu. Derin bir iç çekip yumruklarımı sıktım. Elimden onu böyle izlemekten başka hiçbir şeyin gelmiyor oluşu sinirimi bozuyordu.

"Natsu-kun?" Omzumda bir el hissedince irkilerek o tarafa baktım. Gelen Sting'di. "Yanına oturabilir miyim?"

Başımı salladığımda, yaktığımız küçük ateşin karşısına geçti. Ateşin gölgesi yüzüne vururken, dalgın bir tebessüm etmişti.  O da en az diğerleri kadar bitkin görünüyordu.

"Lucy-san'ı düşünüyordum." Bana bakan gözlerinde apaçık bir minnet vardı.

"Buraya geldiğinden beri bizim için birçok şey yaptı. Bize bu kadar yardım etmesine rağmen, şimdi ona yardım etmek için elimizden hiçbir şeyin gelmiyor oluşu beni çok üzüyor." Uzun bir iç çekti. "Gerçekten hiçbir şey yapamamak çok kötü. Baksana, Loke'ye ne olduğunu, onu nasıl iyileştireceğimizi bile bilmiyoruz."

Sustuktan sonra etrafa huzursuz bir sessizlik çökmüştü. Lucy'i kaybettikten sonra başına neler geldiğini bile bilmiyordum. Nerede olduğunu bile küçük bir şansa tutunarak bulmuştuk. Eğer biz buraya geldiğimizde başka yerde olsaydı onu bir daha asla bulamayabilirdik. Onu bir daha asla göremeyebilirdim. Bunun düşüncesi bile çok kötüydü.

"Lucy," Küçük bir tebessüm ettim. Sting ateşi izlemeyi bırakıp, dikkatle bana döndü. "Onunla tanışalı daha bir ay bile olmadı. Biz Happy'le bir yolculuğa çıkmıştık. " Kum tepelerinden inişimiz aklıma geldiğinde gülümsedim. "Şansa bak ki yolumuz Lucy'lerin kasabasına düştü. Onunla işte o gün tanışmıştım. Gray'le de. Bir gün sonra bir şey oldu."

"Sting-san! Natsu!" Konuşmaya o kadar dalmıştım ki, sesleri duyunca korkuyla yerimden sıçradım. Sting'in de benden farkı yoktu. Sesin geldiği yere dönünce Juvia, Gray ve diğerlerini görmüştüm. Selam verip, gelip ateşin başına oturdular.

"Gray? Lucy'nin yanında olmanız gerekmiyor mu?"

Rahat bir nefes aldı. "Virgo sonunda Lucy'i uyutmayı başarabildi. Capricorn Loke'yle ilgileniyor. Diğerleri de nasıl geri dönebileceklerini bulmaya çalışıyorlar."

Lucy sonunda uyuyabilmişti. Rahat bir tebessüm ettim.

"Böyle dalmış, ne konuşuyordunuz?"

"Sting-san'a Lucy ve sizinle nasıl tanıştığımı anlatıyordum. Gelmeniz çok iyi oldu aslında. Benim de sizlere sormak istediğim birkaç şey vardı."
Merakla birbirlerine bakıp bana döndüler. Ben de hikayeye kaldığım yerden devam ettim.

"Tacirler kasabaya saldırdığında, diğerleriyle ayrıldık. Lucy ve Gray Loke'yi aramak için gittiğinde, ben ve Taurus tacirlerle ilgilenmek zorunda kaldık."

Sting merakla dinliyordu. "Natsu-kun?"

"Evet?"

"Şu tuhaf şeyler. Nasıl desem...Sizinle gelenleri diyorum. Onlar tam olarak nedir?"

"Onlar, Lucy'nin yıldız ruhları."

Sting gülümsedi. "Ha! Demek Yukino-chan'la kullandıkları büyü aynı! Yukino'nun ruhlarına benziyorlar. Bunu daha önce tahmin etmeliydim." Düşündüğümden daha farklı bir tepki vermişti.

Gray dişlerini gıcırdattı. "Demek o beyazlı kız da bir Yıldız Ruhu Büyücüsü. Yani o terazili kadın ve balıklarda bir yıldız ruhuydu." Hepimiz merakla Gray'e bakıyorduk. O ise gözlerini sinirle Sting'e dikmişti.

Ejderha ve Kitapkurdu (Fairy Tail GaLe/GajEvy FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin