"♣" işaretli Alp'in ağzından olan bölüm:
Normalde bu hikayede bölümlere ad koymuyorum fakat bu bölüme Yüzleşme ismini çok yakıştırıyorum. Çünkü Yeşim, Alp ve Metin, yüzleşmenin ne kadar zor, acı ve kanlı olabileceğini görecekler. Lafı daha fazla uzatmayayım en iyisi.
Kapak tasarımı için Luna'ya sonsuz teşekkürler. Profiline uğramayı ve hikayelerine göz atmayı unutmayın, @ByLunaLion
Haziran 2005"Dikkat edin çocuklar, ocakla falan oynamayın, evden de bir yere ayrılmayın. Telefonumu sana bırakıyorum Metin, bir şey olursa Beren'den ulaşırsınız." Reşat Bey, evden ayrılmadan önce son tembihlerini yapıyordu. Ona hiçbir zaman Reşat Amca diyemezdim. Yedi yıl önce evlerinde kalırken de böyleydi, aynı sofrada yemek yerken de. Ona karşı hep bir mesafem olurdu. Sahip olduğu statünün de bundaki payı büyük. Gerçi ailemin de böyleydi. Onlar da sürekli ona ve eşine bey, hanım unvanlarını kullanırlardı. Sanırım bana da biraz onlardan geçmiş. Yeşim'in ailesine, yani babası ve annesine ise Gökhan Abi, Meltem Teyze şeklinde hitap ederim. Gökhan Abi sıcak kanlıydı, beni sever sayardı iyi hoş da işin asıl ironik kısmı Reşat Bey'le samimiyetimizin onda birinin Yeşim'in annesi Meltem Teyze'yle olmamasıydı. Buna rağmen anne yarısı unvanını Yeşim'in annesine atfetmiştim.
Reşat Bey, eşi Beren Hanım'ın koluna girmesine izin verdi. İkili, İzmir'e gelişimizde bize eşlik eden ve burada da çok kullandığımız gri volvo araçlarına doğru ilerledi. Arkalarında biri yukarıda hasta yatan üç çocuğu bırakarak renkli gece hayatlarına doğru yol aldılar.
Metin ile onlar garajdan çıkıncaya kadar kapıda dikildik. Sonra kasvetli gecenin karanlığı ve soğuğunun bizi içeri davet etmesine izin verdik. Sade salondaki koyu gri rengindeki berjerlere oturduğumuzu hatırlıyorum. Aradan geçen onca zaman sonra, ev hakkında hatırımda kalanların bir kısmı bulanık, bir kısmı ise o koltuğun üstündeki desenlere kadar ayrıntılı, netti.
Yeşim'i düşünüyordum yine. Metin'le yemekten sonra daha önce konuştuğumuz gibi çıkmış, kapı pervazından bakmıştık. Bıraktığım gibiydi, derin uykusuna devam ediyordu. Bezi değiştirmeyi önermiştim, hem bunu yaparken ateşine de bakardım. O zaman biraz sonra Beren Hanım'ın çıkacağını ve bu söylediklerimi yapacağını söylemişti. Dediği gibi Beren Hanım gece için hazırlanmaya başlamadan önce yukarı çıkmıştı. Aslında pekala biz de halledebilirdik o işi, fakat Yeşim'e karşı olan duygularımı sesli dile getirdiğim andan itibaren Metin'in tavırları, davranışları tuhaflaşmıştı ve herhangi bir konuda ona ısrar etmeye çekiniyordum.
Beren Hanım ve Reşat Bey gittikten sonra bir süre ortalık durgundu. Bir çizgifilm kanalı açıktı televizyonda ama ikimiz de izlemiyorduk. Bana şaşırtıcı bir teklifle gelmişti: "Nasıl olsa ikimiz de izlemiyoruz. Yukarı çıkalım, yanında bekler, bir şeye ihtiyacı olursa hızlı bir şekilde yardım ederiz." Memnuniyetle kabul etmiştim. Hatırlıyorum. Kapı aralığından suratımıza kadar gelen yaz rüzgarının tenime çarptığı anı çok iyi hatırlıyorum. "Cam mı açık?" diye dalmıştım karanlık odaya. Işığı açmamla tahminimin beni yanıltmadığını gördüm. Tahmin etmediğim şey çarşafı dağınık yatağın içinde Yeşim'in olmayışıydı. Beren Hanım'ın şefkatli anne edasıyla yerleştirdiği bez komidinin üstünde duruyordu, sürahi ve bardağın yanında.
"Yeşim nerde?" diye sordu Metin bana, benim buna bir cevabım olabilirmiş gibi. Onunla birlikte yukarı ziyarete çıkıyor, onunla birlikte aşağı iniyordum.
"Hemen panik yapmayalım belki tuvalete falan gitmiştir." Önerim üzerine öncelikli olarak ebevyn banyosu olmak üzere evdeki üç tuvalete, kapılarını uzun uzun tıklayarak girmiştik. Bayılmış olmasından korkuyordum. Bütün odalara tek tek bakmaya başladık. Bir yandan da sesleniyoduk kendisine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Anlarım
Teen FictionGeçmiş, gelecek ve şimdi arasında bir yolculuk. Bir sevdanın oluşum, tutunma, ayrılma ve yeniden kavuşma serüveni... Alp, Yeşim ve Metin. Bir zaman sonra birbirinden ayrı düşmüş üç çocukluk arkadaşı. Aynı zamanda bir aşk üçgeni. Geçmişte atılan bi...