"♣" işaretli Alp'in ağzıdan olan bölüm:
Mart 2012
Yeniden başlayalı neredeyse bir ay olmuştu. Ben, Yeşim ve Metin. Mart'ın sonuna gelmiş olmamızın ve sınavların kapıya gelmiş olmasının yarattığı bir farkındalıktı bu. Tabii bu zamana kadar birlikte epey yol katetmiştik. Okulda, okul sonrası, hatta uyumadan önce yaptığımız telefon sohbetleri... Asla bıkmıyorduk birbirimizden. Asla paylaştığımız zaman yetmiyordu. Birbirimize iyi geliyorduk.
Yine üçümüz bir aradaydık. Bu sefer hayırlı bir iş için, ders çalışmak. Metin'in odasında, açık kahve renginde, üç kişinin rahatça çalışabileceği uzun ders masasındayız. Metin ve ben, altımızdaki farklı renklere sahip döner koltuklu sandalyelerin sırt bölümüne yaslanmış , Yeşim'in anlattıklarını dinliyorduk. En azından deniyorduk.
Yeşim kırmızı keçeli kalemiyle kitaptaki cümlenin altını çizerken bir yandan da bize açıklama yapıyordu: "... Eksik baskınlıkta allel genler birbirlerine baskınlık gösteremiyorlar." Cümlenin bittiği yerde kalemini de durdurup bize döndü. Yeşil gözlerini aramızdaki bir noktaya kitleyip açıklamasını sürdürdü: " Bu yüzden iki allel genin karşımı başka bir özellik ortaya çıkıyor. Örneğin..." Ufak bir es. Ardından sırayla göz teması. "Aslanağzı diye bir çiçek var. Kırmızı ve beyaz renk genleri bulunuyor bunlarda." Dağınık kullandığımız masada temiz bir sayfa aradı. Bulduğu gibi bir dihibrit çaprazlaması şeması çizdi. "Bu ikisi döllendiği zaman kırmızı ve beyazdan ikisi de birbirine baskın olamadığı için pembe renkli bir çiçek oluşuyor."
Yeşim tekrar kitaba döndü. Yüzüne düşen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırırken nasıl oluyor da en doğal haliyle bile bu kadar güzel gözüktüğünü düşünmeye başlıyordum. O yanımdayken derse odaklanmak zaten zordu. Yine de uzun süredir kafamı veremediğim biyoloji dersinden kalmamak için kendimi zorlamak durumundaydım. "Eş baskınlık ise daha çok kan gruplarında görülüyor. A-B kan grubu mesela. İki taraf da birbirine eşit derecede baskın, bu yüzden iki özellik de kendini gösteriyor ve AB kan grubu oluşuyor." Bir bilgi daha ekleyecek gibiydi. Ama durdu ve kitaba döndü. Bize yanlış bilgi aktarmamak için teyit ediyor olmalı. "MN kan grubu da yine eş baskınlığa örnek."
Bu söylediği şeyle ufak çaplı bir error vermiştim. Metin'e döndüm. En azından ikimizden birinin anladığını umuyordum. Suratındaki şaşkın ifadeyle beni haksız çıkardı. "MN kan grubu da ne?"
"Ben de ilk defa duydum." dedim.
"İnsan kanındaki kalıtsal özellik sağlayan genlerden. A-B-0 karakterleri, Rh karakteri gibi. Kan alışverişlerinden etkisi yok, o yüzden duymamış olabilirsiniz. Eş baskın olduğunu bilin yeter."
Bitti diye umarken eklemeye devam etti. "Bir de Çok allelli genler var ki..." Eş ve eksik baskınlık arasındaki farkı tam oturtamamışken bir de işin içine daha da karmaşık bir şeyler girmişti ve ben iyice kopmuştum. Etrafa göz gezdirdim. Gerçekten de çok dağınık çalışmıştık. Biyoloji kitapları, defterler, etrafa saçılmış kalemler ve buruşturulmuş kağıt çöpleri... Karmaşanın düzeni. Metinlerin çalışanı Lale Abla'nın bizim için getirdiği limonatadan bir yudum aldım ve yeniden arkama yaslanıp kuruldum.Metin'le göz göze geldik. Yüzünde, kendimde olduğunu düşündüğüm çaresizliği gördüm. Kalacağız. O sırada Yeşim'in anlatmaya devam ettiğini unutmuştum. Bize ulaşacak bir tonda söyledi. "Anladınız mı?" İkimizin de aklının onda olmadığının gayet farkındaydı ve bu soru olsa olsa bir sözde soruydu. Bunu bildiğime göre en azıdan dil anlatımdan geçebilirdim.
Niye oradan bahsederken sormadın cevabını alacağım halde sordum. "Ben şu eksik ve eş baskınlıkta koptum. Farkı ne bunların?"
Laflarla iğnelemek yerine onu dinlemediğimiz için kızgın olan ses tonunun tesirinde, bilhassa bıkkın bir edada yeniden anlattı. "Eksik baskınlıkta iki karakter de birbirine baskın davranamıyor ve ortaya ikisinden farklı bir sonuç çıkıyor. Siyah ve beyaz endülüs tavuklarından mavi endülüs tavuğu çıkması gibi. Eş baskınlıkta ise iki karakter de birbirine eşit baskınlık uyguluyor ve bu yüzden sonuçta iki karakter de eşit olarak etkisini gösteriyor. AA ve BB kan grubuna sahip bireylerin AB kan grubu çocuklarının olması gibi." Bu kez kafamda bir şeyler oturmuştu. Oturmasa zaten biraz sonra bu sarışın kafama bir cisim oturtacaktı.
Anladığımı ona göstermek için başımı aşağı yukarı salladım. Bu kez Metin'e döndü. Metin söyleyip söylememek arasında gidip geldiğine göre çok bomba bir şey gelecekti. "Ya ben direkt konunun başını anlamadım. Neye göre çaprazlıyoruz? F1 dölü, F2 dölü ne oluyor?" Gel buradan yak!
Sabırsız öğretmenimiz Yeşim, eliyle yüzünü yıkadı daha sonra o elleri altın sarısı saçlarının arasına daldırdı. Nefes alış-verişlerinin kulağımıza ulaşmasından modunu kestirmek zor değildi. Kendini toparladığında açıklamaya başladı: "Bak ikimiz de sarışınız değil mi? Sarı saç geni çekinik bir gendir. Ancak iki çekinik gen bir araya geldiğinde gözlenir. Homozigot durumda yani. Yani bizim çocuğumuz olursa yüzde yüz sarışın olacak demektir." Hay senin vereceğin örneğe...
Tam sövmeye başlıyordum ki örneğini, içine beni alarak genişletti. "Ama atıyorum Alp'le benim çocuğumuz oldu, burada Alp'in saç rengi genleri önemli. Kahverengi saç, genotipte baskın gen bulunduğunda gözlenir. Eğer Alp'in iki geni de baskın ise, benim iki çekinik genimle birleşince doğacak çocuk yüzde yüz heterozigot kahverengi saçlı olur. Eğer Alp'in bir çekinik bir baskın geni varsa doğacak çocuk heterozigot kahverengi saçlı da olabilir homozigot sarı saçlı da." Yeşim'in lafı bittiğinde yeniden Metin'le göz göze geldik. Gerçekten garip bir örnek olmuştu ve beni olmayacak düşünceler alemine götürmüştü. Çocuğumuz olsa nasıl olurdu...
Çaprazlama mantığının üzerinden geçtik. Yarım saat kadar daha devam ettiğimizde sınava dahil yerleri tamamlamıştık. Haftaya pazartesiye kadar evde yine pratiğini yapacak zamanımız vardı. "Biyolojin nasıl bu kadar iyi olabiliyor? Resmen Yeliz Hoca'dan daha çok şey biliyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Anlarım
Teen FictionGeçmiş, gelecek ve şimdi arasında bir yolculuk. Bir sevdanın oluşum, tutunma, ayrılma ve yeniden kavuşma serüveni... Alp, Yeşim ve Metin. Bir zaman sonra birbirinden ayrı düşmüş üç çocukluk arkadaşı. Aynı zamanda bir aşk üçgeni. Geçmişte atılan bi...