( Çağan'ın Ağzından)
Karşımda oturuyordu hayatımda gördüğüm en güzel kız. Gözleri yeşil mi mavi mi anlayamadığım, sanki renk cümbüşünün en güzel renklerinin içinde bulunduğu bir gökkuşağıydı onun gözleri. Bir mücehver gibi hem güzel hem de değerliydi benim için. İlk defa kendimi böyle hissediyordum. İlk defa, bir kız için heyecanlanıyordum. Sanki ilk defa hissediyordum kalbimin attığını. İlklerim onundu. İlkimdi o benim. Şuan için değildi ama elbet bir gün olacaktım onun kalbini sahibi. Benim her şeyim olacaktı. Berrin, güzel gözlü, güzel yüzlü kız...
''Ne kadar hoş bir gece! Soğuk değil ama ılık ılık esiyor.'' dedi güzel sesiyle, bana bakarak.
Sesine bile aşık olduğumu hissettim.
''Evet öyle, beni kırmayıp buraya geldiğin için teşekkür ederim.'' dedim hafif bir tebessüm ederek.
''Bu güzel geceyi seninle geçirmek istedim.'' dedi mahçup bir gülüşle.
Bu geceyi benimle geçirmek istemiş.
Benimle vakit geçirmek istemiş.
Üstelik utandı.
O da benden hoşlanıyor olabilir mi?
N'olur hoşlansın!
Lütfen! Lütfen! Lütfen!
''Şımartıyorsun beni Berrin! Bak, bu kadar şımartma önlemini alamazsın.'' dedim dalgaya vurarak ve o harika gülüşünü gözümün önüne sererek sessiz kalmayı tercih etti. Bir gülüş, insanı bu kadar kendinden geçirebilir mi? Beni geçirdi.
''Nerdeyse söylemeyi unutuyordum, tişört çok güzel. Ben çok, çok teşekkür ederim. Çok incesin.'' dedi ona aldığım tişörtün üzerindeki kediciğin tüylerini okşayarak.
Evet tişört. Kerim'i ziyaret ettikten sonra Övgü'yü iki kez aramıştım fakat ikisine de cevap vermemişti. Cevap vermemesi yetmezmiş gibi geri dönüşte yapmamıştı.
Ben, o arkamdan gelmeyince onun için endişelenmiştim. Kerim'in annesine, Övgü'nün neden gelmediğini sorduğumda ''İşi varmış, gitti.'' dedi. Tabiiki buna inanmamıştım. Yalan söylüyordu. Çünkü bu kadın oğlunu Övgü'den hep kıskanırdı.
Neyseki Kerim'in iyi olduğunu, toparlanmaya başladığını görünce sevindim. Önemli bir şey olmadığını, yarından sonra okula geleceğini ve Övgü'ye ondan sakladığı bir şeyler olduğu için kızdığını , gizli numara meselesine de canının sıkıldığını uzun uzun anlatıp durdu. Bana da ikisinin de en yakın arkadaşı olarak Kerim'i teselli edip, Övgü'yü savunmak düştü. Cidden de merak ediyordum. Övgü gibi kendi halinde bir kız, bizden ne saklayabilirdi ki?
Neyse, Kerim'den sonra telefondan Berrin'in beni aradığı görmüş, heyecanlanmıştım. Hemen Berrin'e geri dönüş yaptım. Uzun uzun sohbet ettik. Onu bu akşam benimle kafeye gelmeye davet ettiğimde onaylayınca, ona bu akşam benimle kafeye geldiği için bir tişört hediye etmeye karar verdim. Onun için beyaz renkli, kedicikli bir tişört satın aldım.
''Onu gerçekten beğendin mi?'' diye sordum.
''Evet, beğenmek ne kelime, adeta bayıldım! Şunun güzelliğine bak.'' dedi sevinçle. Sonra sakin bir şekilde bana dönerek küçük bir tebessümle ''Çok zevklisin, Çağan.'' dedi. Tamam arkadaşlar, bu günü kenara not edin. Bugün benim için bir bayram.
Sevinçten havalara uçmamak için kendimi zor tuttuğum anda birden telefonum titremeye başladı. Arayan kişinin Övgü olduğunu gördüm. Hemen reddettim. Şimdi olmaz Övgü. Çok yanlış zamanlama. Durur musun biraz? Burada bir aydır hoşlandığım kızı tavlıyorum şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI: İlk Aşk
RomanceSaplantı serisinin ilk kitabıdır. BU HİKAYE GERÇEK,YAŞANMIŞ BİR HAYATTAN İLHAM ALINARAK KURGULANMIŞTIR.BU HİKAYENİN KARAKTER İSİMLERİ HAYAL ÜRÜNÜ OLUP,KARAKTERLERİ GERÇEKTİR. Aşk, Hayal Kırıklığı ve İhanet... Saplantı'nın ikinci kitabı: https://my...