(Övgü'nün ağzından)
Sınıfa geldiğimde, ders çoktan başlamıştı. Geç kaldığım için kendime kızarak kapıya vurdum ve içeri girdim. Okulun rehberlik hocası sınıftaydı ve sanırım ders boştu.
''Geç kaldığım için özür dilerim hocam. Yerime geçebilir miyim?'' diye sordum.Öğretmen gülümseyerek ''Tabiiki geçebilirsin.'' dedi. Ona gülümseyip, kafamla selam vererek kendi sırama doğru ilerlemeye başladım. Tam o sırada Berkin, kolumdan tutarak beni durdurdu. Bana gülümseyerek ''Bu ders benimle otursana! Yani... Şey... Oturur musun? '' dedi.
İlk defa Berkin, benden herhangi bir şey için ricada bulunuyordu. Bu, Berkin için atılmış en büyük adımdı belki. Genellikle emir kipiyle konuşan biriydi o.
Ona gülümseyerek yanına oturdum ve ona ''Ders boş galiba.'' dedim.
''Evet, okulun son günleri ya, serbest bırakıyorlar artık. Rehberlik hocası da bir konu hakkında duyuru yapmak için sınıf sınıf geziyormuş.'' dedi.
''Duyuruyu yaptı mı?'' diye sordum.
''Yok, sınıfa daha yeni geldi sayılır.'' dedi.
Rehberlik hocasının konuşmaya başlamasıyla sohbeti yarıda kestik ve dikkatimizi öğretmenimize verdik.
''Arkadaşlar, okulumuzun gezi kulübü, bu senenin son gezisinini organize ediyor. Kulüp başkanı, bizi bu cuma günü Bursa'ya götürüyor. İki gün otelde konaklamalı bir gezi olacak. Katılmak isteyen arkadaşlarımızın ismini almak için geldim.'' dedi.
Berkin'e fısıldayarak ''Bursa, gitmeye görmeye değer bir yer mi acaba? Daha önce gitmedim. Şehir hakkında bir fikrim yok.'' dedim.
Berkin, kaşlarını çatarak ''Bursa, harika bir şehirdir ki bence Türkiye'nin en güzel şehridir.'' dedi.
Buna karşı çıkarak ''Hayır, kesinlikle Türkiye'nin en güzel şehri İzmirdir.'' dedim.
Berkin, alayla bana bakarak ''Bursa'yı görmeden karar vermemelisin bence.'' dedi.
Berkin'e meydan okuyarak ''Hiç İzmire gittin mi?'' diye sordum.
''Gitmedim. Hiç de ilgimi çekmiyor.'' dedi umursamadan.
Çok az bir süre sonra bana dönüp ''Neden ısrarla İzmir'in, Türkiye'nin en güzel şehri olduğunu savundun?''diye sordu.
''Çünkü İzmirliyim ve İzmir'i avucumun içi gibi bilirim. Ayrıca bir çok şehir gezdim ama İzmir gibisini bulamadım. Belki Antalya için de güzel diyebilirim; İzmir kadar olmasa da!'' dedim.
''Ege kızısın demek sen!'' dedi gülerek.
''Evet.'' dedim. ''Galiba sen de Bursalısın?'' diye sordum.
''Aynen, öyle. O zaman benim memleketimi de bir gör, bakalım benim güzel Bursamı beğenecek misin?'' diye sordu.
''Tamam, o zaman bu geziye katılalım.'' dedim gülümseyerek.
Öğretmenin yanına giderek adımızı yazdırdık. Herkes sırayla adını yazdırıyordu. Eylül ve Gaye'nin yanına gidip ''Siz gelmiyor musunuz?'' diye sordum.
''Ben, daha önce Bursa'ya gitmiştim. O yüzden gelmiyorum. Okan da gelmeyecekmiş.'' dedi Gaye.
''Eray ile biz geliyoruz. Öğretmene adımızı yazdırmaya gitti.'' dedi Eylül, Eray'ı göstererek.
O sırada Eray ve Berkin yanımıza geldiler. Berkin ''Akın, Berat ve Alya da geziye katılmıyorlar.'' dedi.
''Okan ve ben de gelmiyoruz.'' dedi Gaye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI: İlk Aşk
RomanceSaplantı serisinin ilk kitabıdır. BU HİKAYE GERÇEK,YAŞANMIŞ BİR HAYATTAN İLHAM ALINARAK KURGULANMIŞTIR.BU HİKAYENİN KARAKTER İSİMLERİ HAYAL ÜRÜNÜ OLUP,KARAKTERLERİ GERÇEKTİR. Aşk, Hayal Kırıklığı ve İhanet... Saplantı'nın ikinci kitabı: https://my...