Takip (Düzenlendi)

9.9K 377 7
                                    

(Berkin'in ağzından)

''Senin aklına uyup buraya gelende kabahat! Hangi akla hizmet, buraya geldim ki zaten? '' diye bağırıyordu bana Övgü.

Geldiğimizden beri boş boş konuşuyordu. O kadar çok gereksiz konuşuyordu ki katil olmamak elimde değildi.

''Sen istedin buraya gelmek. Sen istedin diye getirdik buraya seni! '' dedim sinirle.

''Sanki zorla getirdik!'' dedi Akın kısık bir sesle.

''Size inananda kabahat. Kerim asla yapmaz. Bana, aşkımıza asla kıymaz. İhanet etmez o bana! Ayrıldığımız gibi hemen başkasının kollarına gitmez. '' dedi yine bağırarak Övgü.

Sinirlenerek üstüne doğru yürümeye başladım Övgü'nün. O da korku ve şaşkınlıkla iki adım geriledi.

Dişlerimi sıkarak  ''Eğer o itin aşkına çok güveniyor olsaydın, onu şuan burda takip ediyor mu olurduk? Hem boynuzlandığını görmek istiyorsun, hem de boş boş konuşup kafamı ütülüyorsun! '' dedim.

Kalbinin kırıldığı her halinden belliydi. Tanıyordum bu yüzü. Kırıldığında gözleri dolar, yüzüne bir mahmurluk çökerdi.

Elimde değildi. Saçma sapan konuşan kızlardan nefret ederim. Benim yanımda çenesini tutmasını öğrenmeli.

Ağlamamak için kafasını başka bir yöne doğru çevirdi. Üçümüz sessizce Kerim Bey'in spor salonundan çıkmasını beklemeye başladık. Nasılsa kolundaki kumral kızla birazdan dışarı çıkacaktı. Övgü de o ite bunun hesabını soracak ve ayrılacaklardı. İşte görmek istediğim o huzur verici an...

Kısa bir bekleyişin ardından Kerim, dışarıya tek başına çıktı. Övgü, kendinden emin bir şekilde bana alayla baktı ve ''Size inanmakta hata etmişim. Ben Kerim'in aşkından nasıl olurda bi anlık şüphe duydum? Bak, işte tek başına spordan çıktı. Şimdi de evine gidecek. Bizim aramızın biraz açık olduğunu biliyorsun ya, nasıl da bunu bize karşı kullanıyorsun? Ne geçecekti eline, biz ayrılınca?'' dedi ve gözlerimin içine nefretle baktı.

Övgü, arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamıştı. Gözlerimi yine Kerim'e çevirdiğimde yanında o kumral kızı gördüm.

İşte o kız.

Kerim'in iki elini de tutmuş, gözlerinin içine bakarak ve gülerek bir şeyler anlatıyor, Kerim ise hayranlıkla o kızı dinliyordu. Resmen Övgü'yü aldatmaktı bu. Onun ellerini tutmasına izin veriyordu.

Arkama dönüp, alaylı bir ses tonuyla Övgü'ye seslendim.

''Övgü, görmeni istediğim bir manzara var ve çok etkileyici! '' dedim. Övgü, tedirgin bir bakışla arkasına dönerek bana baktı. Gözlerimle, gülerek Kerim'in olduğu yönü gösterdim.  Övgü, karşılaştığı manzaraya şaşkınlıkla bakakaldı.

Önce kendisini ağlamamak için zor tuttu. Çenesi gerilmiş, alt dudağı titriyordu. Gözlerinde ise büyük bir hayal kırıklığı vardı. Hem de gözle görebilecek kadar çok. Yanına giderek '' O sarsılmaz, yıkılmaz dediğin aşkın yerle bir oldu. Üstelik sen onun manyak annesinden tut, her türlü zorluğuna göğüs germiştin. İki buçuk seneni vermiştin. Ama yine değerini bilemedi. Senin açından zor olmalı.'' dedim sahte bir acıma ses tonuyla.

Gözleri bana donuk, hissiz, düz bir şekilde bakıyordu. Ona doğru yaklaştım.

''Artık ikimizin de bir düşmanı var Övgü!  İşte seninle benim ilk ortak yanımız, aynı kişiden nefret ediyor olmamız. Bence artık güçlerimizi birleştirmeliyiz sevgili ilkokul arkadaşım.'' dedim belirsiz bir gülümsemeyle.

Akın'a baktığımda genişçe sırıtıyor ve bana bakıyordu.

Akın, yanımıza geldi ve Övgü'ye yaklaşarak ''Eee ne dersin Övgü, bizimle misin, değil misin?'' diye sordu.

''Sizinleyim.'' dedi hiç düşünmeden. ''Bana bu acıyı yaşattığı için, bu gözler onu başka biriyle gördüğü için sizinleyim.'' dedi. Gözyaşlarını tutmakta zorlanıyordu. ''Ben onu bu kadar özlerken, ayrıldığımız her gün için acı çekereken, o başka biriyle gününü gün ediyormuş meğer!'' dedi ve daha fazla gözyaşlarına hakim olamayarak ağlamaya başladı.

Hoşlandığım kızın  başka bir erkek için ağladığını görmek benim için de çok zordu. Onun bu durumundan etkilenerek ben de üzülmüştüm ve dayanamayarak hoşlandığım kıza sıkı sıkı sarıldım. O da bana sarıldı. Bu belki de ilk ve son sarılmamız olacaktı. Bu fırsatı sonuna kadar değerlendirmeliydim. Kokusunu iyice içime çektim ve saçlarını okşadım.

O, kafasını boynuma gömmüş bir şekilde hüngür hüngür ağlarken, ben de ona bunu gösterdiğim için pişmanlık duymaya başlamıştım. Övgü, onu teselli etmek için sarıldığımı sanarken ben ona her gün daha çok aşık olduğum için sarıldım.

Akın, şaşkınlıkla bana bakıyordu. Övgü'ye bu kadar uzun süreli sarılmama bir anlam veremiyordu.

Kimse bilmiyordu seni içten içe sevdiğimi Övgü. Ben bile yeni yeni öğreniyordum bunun gerçek olduğunu. Sana aşık olduğumu kabulleniyordum artık. Zordu nefret ettiğim kişinin eski sevgilisini sevmek, onu bu kadar çok severken gözlerinin içine bakarak onu terslemek, üzmek. Her an her şeyin ortaya çıkma korkusuyla hareket etmek  fakat seni sevmek çok güzeldi.

Sana teşekkür ederim Kerim. Hem de çok! Böyle muhteşem birinin hayatından çıkıp bana bu anı yaşattığın için. Bir gün sana teşekkür edeceğimi hiç tahmin etmezdim ama kaderin cilvesi bu işte!

Sen, bana muhteşem bir aşk verdin. Bu aşka kavuşabilmem için bir şans verdin. Sen, bana nasıl bir hazine bıraktığının farkında olmadan başka birinin kollarındasın şimdi. Sana tekrar tekrar teşekkürler!

Övgü, başını boynumdan kaldırdığında, ağlamaktan kızarmış gözleriyle bana bakarak ''Ben, ona nasıl bir oyun oynayacağımızı biliyorum.'' dedi ve planını anlatmaya başladı.

SAPLANTI: İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin