Sabahlamak ( Düzenlendi)

13.7K 470 3
                                    

(Berkin'in ağzından)

Her zaman yaptığımız gibi bakkaldan aldığımız bira, sigara ve çerezlerle şehir dışında sabahlamak, kafa dinlemek için kullandığımız mekana  gittik. Mekan dediğim, Akın'ın babasının dükkan deposuydu. Ne zaman depoda takılmak istesek Akın'ın babası anahtarı bize verirdi.

Akın, biraları hepimize dağıtıyor, kapaklarını evden getirdiği açacak ile açıyordu. Berat da çerezlerin poşetlerini açıp ortaya koyuyordu. Okan, herkese bir dal sigara veriyor, çakmağı herkese dolaştırıyordu. Sigaramdan bir nefes alıp, dışarıya verdiğimde, son zamanlarda gözümden kaçmayan Eray'ın içine kapanık hali yine gözüme çarpmıştı.

Bu çocukta son zamanlarda anlayamadığım tuhaf bir şeyler vardı. Artık bu gece ona bu davranışlarının sebebini soracaktım. Sonuç olarak bu gece kafa dağıtmak için gelmiştik. İçinde hangi derdi biriktiriyorsa, neyi kafasında büyütüyorsa anlatacaktı o kadar! Bizim aramızda birbirimizden sakladığımız bir şey olamazdı.

''Eray!'' diye seslendim tam karşımda oturan Eray'a. Eray, o kadar dalgındı ki sesimi duymamıştı. Gerçekten hiç alışık olmadığım bir ruh haline sahipti son zamanlar. Akın, bu seslenişime karşılık ilk önce bana baktı, sonra seslenişime cevap vermeyen, daha doğrusu beni duymayan, Eray'a baktı ve Eray'ı koluyla dürtünce Eray, dünyaya geri döndü. Bizim dünyamıza...

'' Ne, ne oldu?'' dedi afallıyarak.

''Ne lan bu halin günlerdir? Muhabbetlere katılmıyorsun, hep bir dalgınlık... Dediklerimizi bile duymuyorsun.'' dedim hesap sorarak.

''Öyle mi, farkında bile değilim.'' dedi.

''Olmaman normal. Aklın hep başka yerde. Nerdeyse artık... Daha doğrusu kimdeyse...'' dedi alayla Akın. Neyden bahsettiğini anlayamamıştım Akın'ın. Bildiği bir şey mi vardı?

Hışımla '' Kimde olcak lan benim aklım? Neyi kastediyorsun sen? '' dedi Eray.

''Aynen Akın, kimden bahsediyorsun?'' diye sordum.

Ayrıca Eray'ın verdiği gereksiz tepki de dikkatimden kaçmamıştı.

''Anlaşılan, seninde aklın başka birilerinde. Yoksa eski Berkin durumu çakardı. Demek, kızlar işin içine girince akıllar bir karış havada oluyor.'' dedi Akın ve kahkaha attı.

''Kimdeymiş lan bizim aklımız?''dedim sinirle.

''Kimde olacak? Senin aklın zaten Övgüde de... Bunun da aklı Eylülde herhalde.'' dedi Eray'ı göstererek.

''Akın, aptal aptal konuşup benim sinirimin tasını arttırma! Yakarım canını!'' dedi Eray sinirlenerek.

''Yak da erkek görelim!'' dedi sırıtarak Akın. Ne yapıyordu bu şimdi böyle? Boş yere kavga çıkarıyordu.

''Senin canını öyle bir yakarım ki, tanınmaz hale gelirsin! İnsan içine bile çıkamazsın.'' diyerek yakasını çekiştirdi Akın'ın.

''Saçmalamayın lan, buraya kavga etmeye mi geldik? Kafa dinlemek için geldik! Yaptığınız şeye bakın. Dinleyecek kafa bile bırakmadınız!'' dedim ve kısık sesli bir küfür savurdum.

''Ben gidiyorum. Siz rahat rahat dinleyin kafanızı.'' dedi Eray ve ayağa kalktı.

''Dur lan, nereye gidiyorsun? Gel buraya hemen!'' diye bağırdım. Beni dinlemeden mekandan çıktı ve hızla uzaklaştı.

Sinirli bir şekilde Akın'a baktım. O da bana bir an baktı ama hemen kafasını başka yöne çevirdi ve birasından bir yudum aldı.

''Ne yaptın sen şimdi? Niye kavga çıkardın. Senin yüzünden gitti Eray!'' dedim sinirle.

SAPLANTI: İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin