Bölüm şarkısı; Disclosure - Magnets ft. Lorde
Doğu
Gözde'nin dudaklarına yapıştığımda ne yaptığımın tam olarak bilincinde değildim. Öfkeliydim, aklım uçmuştu ve sakinleşmeye çalışıyordum. Ama Gözde'nin bana karşılık vermesi de ayrı ilginç bir olaydı.
Peki ben niye Gözdeyle öpüşürken o kızın dudaklarını hayal ediyordum?
Hay sikeyim.
Telaşla geri çekildiğimde Gözde'nin daha fazlasını ister şekilde bana bakması vicdanımın sızlamasına neden oldu.
"Özür dilerim..." dedim telaşla.
"Ne?" dedi şaşkınlıkla.
"Çok içtim... İstemeden oldu..."
"İstemeden?"
Mahcup bir şekilde onu, başımla onayladım. Öküzün tekiydim, biliyorum ama alkolün etkisindeyken sinirlendiğimde kendime bir türlü hâkim olamazdım. Aklıma eseni yapardım.
O an yanağımda hissettiğim acıyla, başım yana savruldu.
Tokat yemiştim.
Sanırım hak etmiştim de.
"Piç." dedi sinirle ve masadan kalkıp gitti.
Elimle acıyan yanağımı ovuştururken, bizimkilerin şaşkınlıkla beni izleyen gözleriyle karşılaştım.
"Sakın bir şey söylemeyin." dedim sinirle. Herkesin ortasında tokat yemiştim ama tek tesellim müzik sesinin bunu bastırmasıydı.
Kısa bir sessizlik oldu ve ben tek dikişte beşinci içkimi de içtim.
"Lan sen manyak mısın? Ne halt etmeye öptün kızı?" Semih'in şaşkın bakışlarına odaklanmaya çalışsam da gözlerim sürekli arka masada duran kıza gidiyordu.
"Öptüm işte."
O sırada Sergen yüzünde aptal bir gülümsemeyle yanımıza yaklaştı.
"Dayak yemelere doyamıyorsun galiba?" dedi masadaki boşları toplarken.
Olabilecek en sinirli bakışımı attım Sergen'e.
"Sen de istersen zevkle dövebilirim."
"Yok abi kalsın." dedi sırıtarak ve yüzüme biraz daha yaklaştı. "Suratında beş parmak izi var resmen."
"Siktir git Sergen."
Sergen yüzündeki aptal tebessüm ve boş içki bardaklarıyla masadan ayrıldığında sinirli bakışlarım hala kızın üzerindeydi.
"Nereye bakıp duruyon oğlum?" dedi Eren, baktığım yeri çözmeye çalışarak.
"Kimseye."
Bu sırada ayağa kalktılar, oğlan kızın geçmesi için ona yol verdi ve birlikte bardan çıktılar.
O an alkolün bana verdiği yetkiye dayanarak hızla yerimden kalkıp onların peşine takıldım.
"Nereye oğlum?" diye bağıran Eren'i duysam da adımlarımı yavaşlatmadım. Onların da bana yetişmesi uzun sürmedi zaten.
"Nereye lan?"
"Bir işim var."
"Ne işi?"
"İş işte. Gidin siz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR SIFIR
Science FictionBir ve sıfır... Tüm dünyayı kontrol eden iki sayı... Günümüzden 200 yıl sonra, İstanbul'da, tüm hayatları bu iki sayı yüzünden değişen iki genç insan... Doğu ve Çakıl...