9.Bölüm

61 19 1
                                    

Çakıl

Az önceki gürültü yerini ambulans seslerine bırakmış, benim ağlamamı bastırmıştı. Ne olup bittiğini görmek için pencereye gitsem de gördüğüm tek şey karanlık sokaklardı.

Daha fazla ayakta duramayıp camın kenarına çöktüm ve dizlerimi karnıma çektim.

Ne kadar süredir böyle oturduğumu bilmesem de gözyaşlarım sessiz iç çekişlere dönüşmüştü.

"Çakıl, noldu? " dedi Aras önüme çökerek. Ne ara gelmişti ki buraya?

Elleriyle omuzlarımdan tuttu ve ona bakmamı sağladı.

"İyiyim ben. O ses neyin nesiydi?" dedim konuyu değiştirmeye çalışarak.

"Patlama olmuş."

"Nerede?"

Telaşla ayağa kalktım ve bilgisayarımı açtım.

"Santralde."

Hızla haber kanallarından birini açtım.

"Ölen var mı?" diye sordum Aras'a, gözlerim ekrandayken.

O sırada sorumu spiker yanıtladı.

Santralde meydana gelene patlamada 25 kişi hayatını kaybetti. 5 kişinin durumu ise hala bilinmiyor.

"Varmış." dedi Aras.

Kim bilir gene hangi ihmal yüzünden bir sürü insan ölmüştü.

Ölüm bu kadar basitti işte. Nerede, ne zaman, ne şekilde karşınıza çıkacağını bilemezdiniz. Hele ki insan hayatının değersiz olduğu bir ülkede, akşam haberlerinde okunan bir sayıdan ibarettiniz.

O an tüm dertlerim gereksiz gözükmüştü gözüme. Yanağımdaki acıyı bile hissetmiyordum artık. Anneme olan kızgınlığım geçmese de bir süreliğine rafa kaldırmıştım.

Etraftaki sessizliği bozan tek şey spiker kadının sesiydi.

"Anlatmak ister misin?" diye sordu Aras, yanıma otururken.

"Sonra." dedim yorgun sesimle.

Camla masam arasında kalan boşluğa çöktüm yavaşça. Aras da hiçbir şey söylemeden yanıma oturdu ve sırtını cama dayadı. Onu, konuşup dertleşmek için aramamıştım aslında. Sadece arkadaşımı yanımda istemiştim ve o da gelmişti.

Öylece kaç saat oturduk bilmiyordum. Bu süre boyunca ölü sayısı 28'e yükselmiş, 2 kişi de yaralı kurtulmuştu.

Kendimi hiç bu kadar boş hissetmemiştim.

"Havaalanına bırakır mısın beni?"

Neredeyse sabah olmuştu ve oturmaktan tüm vücudum uyuşmuştu.

"Nereye?"

"Fethiye'ye gitmem lazım." deyince başka soru sormadı. Kime gideceğimi anlamıştı. Yerinden kalktı ve elini uzatarak benim de kalkmama yardım etti.

...

Dalaman Havalimanı'na vardığımda kendimi aceleyle bir taksiye attım. Telefonumu dün gece Aras'ı aradıktan sonra kapatmıştım. Ve bir süre daha açmayı düşünmüyordum. Bazen teknolojiden uzaklaşmak iyi gelirdi insana. Kontrol etmeniz gereken mailler, mesajlar ya da diğer tüm bildirimleri bir süreliğine askıya almak rahatlatıcı bir histi. Tabi, telefonu kapatmak sadece anlık bir kaçıştı, farkındaydım. Ama zaten ben hep böyle olmamış mıydım? Sorunlardan kaçmanın cazibesine kapılıp, çözümleri hep ertelemiştim.

BİR SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin