22.Bölüm

37 9 0
                                    

Çakıl

Bazen hayatımın tekrarlardan oluştuğunu düşünürdüm. Bilirsiniz, her gün aynı saatte kalkıp işe gitmek, aynı insanları görmek, sıkıldığında aynı pencereden dışarıya bakıp aynı telaşlı insanları izlemek, artık o evde yaşamasam bile tüm hayatımı kontrol etmeye çalışan anneme laf anlatmaya çalışmak... Hayatım tam olarak bu rutinler dizisinden ibaretti.

Ve hayatımdaki bu monotonluk yetmezmiş gibi, sanırım şimdi de yeni bir rutinim olmuştu.

"Sanırım, buraya gelmeyi alışkanlık haline getirdin?"

Önümdeki makaleleri okumak için taktığım gözlüğümü çıkarıp masaya koydum. Son üç gündür aralıksız ofise geliyordu ve canımı fazlasıyla sıkmaya başlamıştı. Hani, biz bu oyuna biraz olsun rahat nefes almak için başlamıştık. Peki, ben neden nefes alamıyordum?

"Telefonuna baksan buraya gelmek zorunda kalmazdım." dedi, düz bir sesle. Üzerindeki gri şık takımın önündeki düğmeyi açtı ve sandalyelerden birine oturdu.

"Çalışırken telefonu sessize alırım."

Yalan.

Sadece bazen telefonları cevaplamama hakkım olduğunu düşünüyordum.

"Hala kızgınsın?" dedi, sorar gibi.

Dirseklerimi masaya dayayıp düz bir ifadeyle suratına baktım. Kızgın mıydım? Tabiki kızgındım.

Ama tartışmanın anlamı yoktu.

"Ne için gelmiştin?"

"Hey, sakin ol ortak, alt tarafı bir açılışa gittik. Bu kadar sinirlenmenin bir anlamı yok."

Alt tarafı bir açılış mı?

Alt tarafında bir açılışmış. Sabahına internet sitelerinde Berk'le boy boy fotoğraflarımızın çıktığı, saçma sapan başlıkların atıldığı aptal bir açılış...

'Demiral Holding'in varisi, bir fizikçiyle nişanlandı.'

'Berk Demiral'ın gizemli nişanlısı nihayet ortaya çıktı.'

Ne başlıklar ama!

"Sen ciddi misin?" dedim sinirle. Ben bu iş etrafta daha fazla duyulmasın isterken, magazine çarşaf çarşaf haber olmuştuk. Sinirlenecek daha önemli neyim olabilirdi ki?

"Sana yemin ederim, haberlerle ilgim yok. Daha kaç kere söylemem gerekiyor?"

Sakinleşmek için derin bir nefes aldım.

"Bak bu iş çığırından çıkmaya başladı. En başından vaz mı geçsek? Ben tüm bunlarla uğraşamam."

"Saçmalama Çakıl." dedi aynı ses tonuyla. Oturduğu yerde biraz daha masaya doğru eğildi.

"Ne saçmalaması? Beni kaç tane saçma sapan gazeteden aradılar biliyor musun? İnan bana, annemle uğraşmak daha kolaydı."

Bu sefer derin bir nefes alan Berk oldu ve eliyle saçlarını hızla düzeltti.

"Bak, fotoğrafları kim basına sızdırdı bilmiyorum. Ama bunun çok da zor olmadığını biliyorsun. Herkes ayaklı gazete gibi."

Doğru. Sadece... Kontrolüm dışında gelişen olaylardan nefret ediyordum.

"Neyse. Böylesine güneşli bir cumartesi gününde burada ne işin var?"

Az önceki kasvetli havayı dağıtırcasına hafifçe gülümsedi.

BİR SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin