16.Bölüm

52 15 0
                                    

Doğu

Ben şimdi Çakıl'la mı görüşecektim?

Rüya görüp görmediğimi anlamak için kendime tokat atmak istesem de bunu yapamadım. Kendimi bu kadar insanın içinde rezil etmenin anlamı yoktu. Gerçi tüm bunlar rüya olsa, şu son birkaç gündür yaşadıklarımın mantıklı bir açıklaması olabilirdi.

"Doğu?"

Başımı sesin geldiği yere çevirdim ve bana doğru telaşlı adımlarla gelen Semih'e baktım.

"İyi misin? Merak ettik."

"Hıhı."

Gecenin ayazı iyice kendini hissettirmeye başlamıştı. Üstümdeki tişörtle evden fırladığım için şimdi haliyle donuyordum.

"Sesler ne alemde?"

Sorduğu soruya istemsizce gülümsedim. Sesler gayet yerindeydi. Hatta bu, bir gün içinde hayatımda sıradan bir durum haline bile gelmişti. Şimdiyse aklımı kurcalayan başka bir şey vardı ama bundan emin olana kadar Semih'e bahsetmemeye karar verdim.

"Stabil."

Hafifçe gülümsedi.

"Hadi şu isimlerden birine ulaşmaya çalışalım."

"Şey... Aslında, ben birine ulaştım. Hatta konuştum. Yarın da görüşmeye gidiyorum."

"Ne ara konuştun?"

"Az önce."

"Kimle?"

"Çakıl Eroğlu."

Çakıl'ın ismini bir gün içinde bu kadar çok telaffuz etmemiştim hiç.

"Ne çabuk ulaştın oğlum? Telefonunu nereden buldun?"

"Buldum işte."

"Çakıl?" dedi sorar gibi. "Nereden tanıyorum ben bu ismi?"

"Ne bileyim nereden tanıyorsun? Hadi içeri girelim." dedim kolundan çekiştirerek. Bunca yıl sonra mı Çakıl'ı hatırlayacağı tutmuştu yani?

"Dur, dur... Hiç yabancı gelmiyor bana... Çakıl Eroğlu?"

"Semih, yürü eve girelim hadi. Götüm dondu."

Sanki uzay boşluğuna konuşuyormuşum gibi boş boş suratıma baktı. Benim çekiştirmemle zar zor birkaç adım attı.

"Lan? Sen küçükken, Çakıl Çakıl diye dolaşıyordun ortalıkta. Yoksa bu Çakıl, o mu?"

Hay sikeyim. Yine beyninin çalışacağı tutmuştu.

"Değil kardeşim. Yürü hadi."

"Değil mi?"

"Değil."

"Neden değil?"

"Semih, saçma sapan sorular sorma kardeşim. Eren'e benzemeye başlıyorsun."

"Doğru diyorsun. O olsa sen tanırdın zaten."

"Tanırdım."

Tanımıştım da zaten. Gerçi hiç unutmamıştım ki onu. Tekrar tanımak, hatırlamak için önce, onu unutmam lazımdı.

***

Semih ve Eren'e, başımın ağrıdığını söyleyip sessiz olmalarını istemiş ve kendimi odama kapatmıştım. Gerçi Semih'e güvenim tamdı ama nedense Eren'e zerre güvenemiyordum. Her an, herkesi zıvanadan çıkarabilecek bir hali vardı.

BİR SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin