Yine mi sen!

2.6K 125 4
                                    

Duru ile beraber içeri gitmiştik.
Herkez bi masanın etrafında toplanmış ve beni bekliyorlardı.
Hepsinden özür diledim. Ve yerime geçtim. Hemen herkeze şöyle bi göz gezdirmiştim. Bu ekiple çok güzel anlaşıcağımız belliydi.Sonra birden tam karşımdaki sandalyenin boş olduğunu fark ettim.
Ben böyle düşünceler arasındayken
Yönetmenimiz
Yağız Alp Akaydın: Merhaba arkadaşlar. Bugün bu güzel ekiple birbirinizi tanımanız ve  rolleriniz hakkında da konuşmanız için sizi bi araya topladık. Toplantıya başlamadan  önce, şu an da bi kişiyi  daha beklememiz lazım.
O da başrol oyuncularımızdan Aybüke Pusat. Şu an da burada ama ben onu bana kahve alması için mutfağa gönderdim. Herlade mutfağı bulamadıki biraz geç kaldı.  Bu yüzden Tolga onu çağırmaya gidebilirmisin. Mutfak Soldan ikinci kapıda. Daha fazla beklemiyelim. 
Tolga: Tabiki efendim. Benim hemen çağırıp gelirim.

(15 dakika  önce )
Aybüke: Toplantıya erken geldiğim için, biraz kahve almak istemiştim . Ben kendime ve emre ye de aldıktan sonra içerde salonda kahvelerimizi içerken Yönetmenimiz gelmişti.

Yönetmen: Merhaba. Aybüke. Sizde menejeri Emre bey olmalısınız.

Emra: Merhaba. Yağız bey.

Aybüke: Merhaba. Yağız bey. Sizi gördüğüme çok sevindim. Bu proje de beni uygun gördüğünüz için çok teşekkür ederim. Şu an ne kadar  heyecanlı olduğumu anlatamam size.

Yönetmen: Bence sen banada  mutfaktan bi orta şekerli kahve yapıp getir. Bu konuları herkez gelince beraber konuşalım.

Aybüke: Tamam. Hemen yapıp da getiriyorum. Siz o zaman toplantı odasına geçin. Ben mutfağı bulurum.

(Şimdi)
Tolga odadan dışarı çıkmıştı bile. Aybüke yi aramak için. Mutfak Soldan ikinci kapıdaydı. Yönetmen öyle demişti. Kapının önüne geçtim tam açıcaktım ki. İçerde ki kişi benden önce davranıp da kapıyı açmıştı. İşin kötüsü de elindeki kahveyi de üzerime dökmüştü.

Aybüke: Tam kahveleri hazırladım. Oda dan dışarı çıkıyordum kapıyı açtığım sırada tam önümde birisi duruyordu. Onun orada olduğunu bilmediğim için elimdeki kahve tepsisi adamın üzerine dökülmüştü.

Tolga: Ahh ahh ! Yandım, yandım.

Aybüke: Adam böyle diyince hemen elime bi bez bi peçete gibi bişey aldım ve kahve yi silmeye çalıştım. Nasıl hareket ettiğimi ben bile bilmiyordum o sakarlığım yüzünden. Adamın tişörtünü sileyim derken resmen burnun dibine girmiştim.

Tolga:Kapı açıldıktan sonra üzerime dökülen kahve yüzünden yanmıştım. İster istemez ahh yandım diye söylendim. Kız hemen eline bi bez parçasını alıp kahvenin döküldüğü yeri silmeye başladı. Yaptığı bu sakarlıktan eli ayağına dolaşmıştı adeta ki bi kahveyi silmek için burnumun dibine  kadar gelmişti. Bi an kim bu kız diye yüzüne baktım, yine oydu. Onunla tartıştığımızdan beri aklımdan çıkmayan kız...
Böyle düşünürken sadece onu izlemek istedim. Aceba yüzüme ne zaman bakıcak ve tepkisi ne olacak diye...

Aybüke: Kahveyi silmeye çalışırken, çocuğa nasıl o kadar yaklaştım diye sorguladım kendimi. Birden çocuğun beni kendine doğru çektiğini hissettim. Vücudum sanki alev almış gibi olmuştu. Sonra  kafamı kaldırıp da  ona  baktım. Ve şok oldum. Bu oydu. Tartıştığım o adam.  Dünden beri beni sinir eden tek insan. Hemen ellerinin arasından kurtulup kenara çekildim.
Ve şöyle dedim

Yine mi sen !

Tolga: Tam istediğim gibi olmuştu. O tam bana bu kadar yakınlaştığını anlamış ve bana bakıcağı sırada onu kendime doğru çekmiştim. Böyle bi hareketi neden yaptığımı ben de bilmiyorum. Ellerim istemsizce onu kendime çekti. Ve o bana baktığında verdiği tepki.

Aşk Tuzağı (AyTol) (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin