Aşk Tuzağı (AyTol) (BİTTİ)

"ÇOK GÜZELSİN"

(Aybüke)
Tolga'yla fotoğrafları aldıktan sonra odalarınıza çıkarken ne o konuşmuştu, ne de ben. Öyle sessizce hiç bir şey demeden odalarımıza girmiştik.
Ben odama girer girmez aşağıda çekindiğimiz fotoğraflara baktım. Gerçekten de kameraman ın dediği kadar güzeldi resimler. O kadar güzel bakmıştı ki bana, o deniz gözleriyle, sanki kenetlenmiştik birbirimize ne o bakışlarını üstümden çekmişti ne de ben ondan. O an ilk kez bu kadar yakından bakmıştım ona. Yüzünü daha iyi inceledim. Sanki bir şey vardı onda. Beni böyle kendine çekemeye başlayan.
Neden böyle hissetmeye başlamıştım. Bilmiyordum...

Ama bu hislerime karşı koymasam üzülen taraf yine ben olacaktım.. Bu arada; Hem benim bi erkek arkadaşım var zaten.
Beni seven, her zaman yanımda olan, onunla mutluluğumu paylaştığım. Kalbimin tek sahibi.. Gerçekten seviyordum onu. Sırf dizi deki partnerim Tolga diye,onu unutup da asla öyle şeyler düşünemezdim. O zaman hem kendim üzülürdüm hem de sevgilime ihanet etmiş gibi olurdum. Bu yüzden Tolga yla arama mesafe koyma zamanı çoktan gelmişti..

Bunları böyle düşündükçe uyuya kalmıştım bile..

   * Sabah saat 08.00 *

( Meriç )
Dün den sonra biraz yorulmuştum doğrusu. Çekimler beni yormuştu. Bugün de çekimler artık bittiği için izin günümüzdü. Biz bunu tabiki değerlendiricektik.Biz kızlar yani
Ben, Aybüke ve İlayda beraber bi yere gidip de kahve içecektik. Sonra da gece de Aybüke nin evinde kalacaktık. Bugün hep beraberiz yani. Böyle günün özetini yaparken Aybüke yi uyandırmak için onun odasına gidiyordum. Ki önümde birden çıkan  Burak' a çarpmıştım. Hemen ona çevirdim bakışlarımı ve ' özür dilerim' dedim.

(Burak)
Asıl ben özür dilerim senin karşına aniden çıkan benim.
Çok pardon bu yüzden.

(Meriç)
Tamam ya sorun değil. İkimizde hatalıyız sanırım ama bişey olmadığına göre artık ben gideyim. Daha Aybüke yi uyandırıcam sonra da dışarı da kahve içmeye falan gidicez.İlayda da olacak yanımızda.Neyse yine çok konuştum.Görüşürüz Burak.

(Burak)
Görüşürüz Meriç.

(Aybüke)
Birisi kapmı kıracakmış gibi o kadar çok vuruyordu ki kapıya. Nasıl ayağı kalktığımı inanın ben de bilmiyorum. Hemen açtım kapıyı karşımda duran Meriç'i görünce bi şaşırdım. Sonra o konuşmaya başladı.

(Meriç)
Hadi ama uykucu bugün izin günümüz ve sen hala uyuyormusun?Hani bugün kahve içmeye falan dışarıya çıkıyorduk. Hadi hadi.. Hemen hazırlan ben de İlayda yı uyandırıyım gidip. Sonra aşağıda buluşalım.  Bu arada ayıcıklı  pijamaların çok tatlıymış.:)

(Aybüke)
Tamam Meriç. Tamam. Hemen hazırlanıp da geliyorum. Sen git İlayda yı da çağır bence.

(Meriç)
Bak gidiyorum. Ama hemen hazırlan ha sakın tekrar falan yatayım deme!

(Aybüke)
Tamam :)
Dedikten sonra Meriç artık gitmişti. Bende hemen dolabımın başına geçtim ve ne giysem diye düşünmeye başladım...

(Meriç)
Tam İlayda nın odasına doğru giderken orada Eren'in görmüştüm. Ona günaydın Eren dedim.

(Eren)
Sana da günaydın Meriç.

(Meriç)
Tam Eren e birşeyler diyecekken birisi beni çağırdı. Ona döndüm hemen geliyorum dedim. Eren e de İlayda yı uyandırıp da aşağıda beklediğimizi söylermisin dedim.

(Eren)
Tabiki söylerim. Sen git hadi bekletme seni çağıran kişiyi.

(Meriç)
Çok saol Eren. Dedim ve gittim.

(İlayda)
Kapıyı  vuran kişi yüzünden uykum bozulmuştu. Zorla uyandırılınca çok sinirli olurum. Bu yüzden hemen kapıyı açtım ve Ne var!Ne oldu! Diye söylendim.
Karşımda duran kişiyi görünce şok oldum bi an. Eren vardı kapının önünde.

( Eren)
Sakin ol  İlayda. Benim.