O kendisiyle verdiği savaştan beni duyamazken ben de içimde verdiğim savaşta duyduğum sesleri susturmaya çalışıyordum.
Şimdi kazanan kim olacaktı?
"Saçmalıyorsun kızların bakıcısı o!" diyen iç sesim üstün gelmiş ve santimler kala durmuştum. Hiç mi anlamamıştı bu kadar yakınında olduğumu ve beni ne kadar zor durumda bıraktığını!
"Bir şey mi söylediniz?" diye söylenerek gözlerini açınca bu kadar yakınında olmamı o da beklemediği için şaşırmıştı.
"Cidden bu peşinizdeki adamlar niçin peşinizde?"
Bir anlık boşluğundan yararlanıp kollarının gevşemesini sağlarken artık aramızda eskisine göre mesafe vardı.
Bıkmış bir edayla "Sabaha kadar seni ve sorularını çekemeyeceğim. Hadi Doğa!" dedim.
"Ah şu lanet sorular ve yüzme bilmeyişim!" diye söylenirken arkamda ne gördüyse gözleri kocaman açılmıştı.
"Hey bizsiz havuz partisi mi yapıyorsunuz?"
"Yoksa Doğa yine havuza mı düştü?"
"Sürekli havuza düşmek lanet olasıca bir rutinim değil. Herhalde yüzme bilsem bu kadar havuza girmezdim."
Kendi kendine söylediklerine gülerken şaşkınlıktan beni rahat bırakması ile belinden sıkıca tutup havuzun kenarına doğru yüzdüm.
"Evet kızlar Doğa yine havuza düştü. Siz neden uyandınız bakalım?"
Havuzdan çıkar çıkmaz bir kenarda kendi haline saçlarındaki suyu sıkan Doğa'nın sesi çıkmıyordu ve bana kötü kötü baktığına oldukça emindim. Muhtemelen onu önce yargılayıp üstüne bir de havuza düşürdüğüm için bana kızgındı.
"Durmadan çalan telefonun sesine uyandık."
"Size küsmeli miyim?"
"Neden?"
"Bugün bensiz çok eğlenmişe benziyorsunuz."
"Baba sen olmayınca amcamla gezdik bunda ne var? Hem Doğa çok komikti görmeliydin."
"Keşke sen de gelseydin!"
"Söyleseydiniz ben götürürdüm zaten "
Islaklığın verdiği ağırlıkla üstüme yapışan tişörtümü çıkarırken karın kaslarıma kaşları çatık şekilde bakan Dolunay'ın söylediği ile gülmeye başladık.
"Hey onlardan bende de var mı?"
Bir kendi karnına bir de bana bakmaya devam ederken Doğa da gördüğüne şaşırmış olmalı ki göz göze gelmemiz ile bakışlarını anında kaçırdı.
"Hadi üşüteceksiniz içeri!"
Herkes içeri geçince telefonumu alıp bu saatte arayanın kim olduğuna baktım. Şirketten arıyorlardı. Telefonumun tekrar çalmaya başlaması ile gelen aramayı cevapladım.
"Barlas Bey bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama şu İtalya'daki mimari yapıt konusunda sorun çıkarıyorlar. 2 gün sonra sözleşme imzalanacak ve sizin gidip birebir görüşmeniz gerekiyor. Akıllarına takılan her ne ise ikna edemiyoruz. İsterseniz uçak biletinizi hemen alabilirim."
"Ayaz yurt dışından yeni geldi ve bu konu hakkında bir fikri yok mu?"
"Hayır. Bu proje sürecinde o hiç bulunmadı bu yüzden bizzat sizin gitmeniz gerekiyor."
"Peki, sen hemen bileti al ben de iki saate havalananına geçmiş olurum. Haber verirsin."
Kızlar yataklarına yatmış Doğa da anlaşılan üzerini değişip kurulanmış onlara masal anlatıyordu. Odaya girerken "Güzellerim uyumuş mu bakalım?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizlere Bakıcı Aranıyor! |KİTAP OLDU
Romantik"Bazen kendini bulmak için sevdiklerini kaybetmen gerekir." "Bazı günleri asla yaşamamış olmayı dilerken bazı günleri iyi ki de yaşamışım deriz ya işte güzelim o bahçe kapısından giren şaşkın bakışlı kızı gördüğüm anı her hatırladığımda iyi ki derke...