❄️2.0

130K 5.5K 612
                                    

Keyifli okumalar dilerimm!

Çiftlik evine gelince kızları kucağımıza alıp yukarı çıkmaya başladık. Yüzüne bakmaktan kaçınırken Dolunay'ı yatağa bırakıp üzerini örttükten sonra kapının önünde beklemeye başladım. Şimdi konuşmak zorundasın işte Doğa.

"Ben nerede kalacağım acaba?"

"Geçen geldiğimizde kaldığın odada kalabilirsin." "İyi geceler," diyerek konuşmasına fırsat vermeden odaya girdim. Yatağa uzanır uzanmaz yorgunluktan uykuya dalmıştım.

Sabah kolumun çekiştirilmesiyle gözlerimi araladım.

"Hey Doğa, uyan!"

"Uyansana! Hayat memat meselesi."

Bunu duyar duymaz kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Bu yaşta bu kelimeyi nerden öğrendin be Dolunay.

"Gülme gerçekten öyle."

"Yünlüyü keseceklermiş!" diye üzgünce bakan Duru'ya bakışlarımı çevirirken "Yünlü kim?" diye sordum.

"Bizim koyunumuz. Buraya geldiğimiz zamanlar onunla oynardık ama dedemi konuşurken duydum onu keseceklermiş."

"Peki, ben ne yapabilirim?"

"Onun kaçmasını sağlayacağız."

"Böyle bir şey yaparsam babanız beni öldürür."

"Sadece bize yardım edeceksin."

"Olmaz kızlar. Kurban Bayramı'nda koyun kesilir tamam ama onun sizin koyununuz olduğundan emin misiniz?"

"Evet Doğa. Yünlünün yüzünde siyah bir leke var az önce onu bahçede gördük."

"Bir aşağı inelim bakarız."

"Tamam, biz aşağıdayız Doğa. Lütfen çabuk gel!"

Kızlar çıkarken yatağı toplamaya başladım. Kapanan kapı saniyeler sonra tekrar açılırken "Geliyorum kızlar," dedim ama arkamı döndüğümde onunla karşılaştım.

"Ayaz'a gelirken birkaç parça bir şey getirmesini söylemiştim. Belki üzerini değiştirmek istersin diye."

Hâlâ üzerimde onun olan gömleğe bakarken elindekileri yatağa bırakıp çıktı. Aşağıya inip başta Levent Bey olmak üzere herkesle bayramlaştıktan sonra kahvaltı sofrasına oturduk. Kızlar hızla bir şeyler yiyerek kalkınca ben de sessizce peşlerinden giderken konuşmalarını dinliyordum. Dolunay kolunu havaya kaldırarak "Yünlüyü kurtarma operasyonu başlasın!" dedi.

Kızlar çitle çevrili olan alandaki koyunu çıkartmak için kapıyı açıp peşinden kovalamaya başlamışlardı. Bu kadar kolay olmasını beklemiyordum ama anlaşılan planı önceden yapmışlardı.

"Kaç yünlü kaç. Git ve mutlu ol!"

Ben gülmeye başlamışken onlar da kıkırdayarak peşinden koşuyordu. Diğerleri ise bizi çoktan fark etmiş koyunu yakalamak için peşinden koşmaya başlamıştı. Yaklaşık 1 saat koyunun peşinde koşturduktan sonra aslında onu kesmeyeceklerini öğrenmiştik çünkü kesilecek koyun başkaydı ve kızlar yanlış anlamıştı. Mangal falan derken gün bitmiş herkes yorgun bir şekilde odasına çekilmişti. Duş aldıktan sonra üzerimi giyindim ve bileğimde hissettiğim boşluk ile şaşkınca düşünmeye başladım. Bilekliğimi hiçbir zaman çıkartmazdım yani bir yerde düşürmüş olmalıydım.

Saçlarımı kurutup tepeden topladıktan sonra üzerime bir hırka alıp hızlıca bahçeye indim. Bir süre sonra bulamayınca son çare ahıra da bakayım dedim ama o kadar çok saman vardı ki nasıl bulacağımı bilmiyordum. Neredeyse her yere bakmıştım ama yoktu geriye kalan ise saçıma yapışmış samanlardı. Duyduğum ayak sesi ile olduğum yerde kaldım. Bu saatte herkesin uyuduğunu sanıyordum ve bu durum korkmama sebep olmuştu.

İkizlere Bakıcı Aranıyor! |KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin