Doğa
"Bu akşam buraya benimle yüzmeye geleceksin."
Bu adam dediğimin neyini anlamıyordu. Yüzmeyi bilmiyorum ve suyu sevmiyorum kelimesini kaç kere daha kullanmam gerekti.
"Bana gıcıklık olsun diye mi tüm bunlar?"
"Seni sinir etmek bir miktar hoşuma gidiyor olabilir."
Yüzüne baktığımda bana gıcık gıcık gülerken sinirle "Ben de sizin bir açığınızı bulurum elbet. Şimdi mecburiyetten kabul ediyorum." dedim.
"Doğa şelaleyi görmek isteyince getirdim ama bileği burkuldu. Buraya kadar gelmişken göstereyim bari diye kucakladım. Baba sen de kızları sıcakta çıkarmışsın hadi eve dönelim."
Hakkını vermek lazım bu durumu gerçekten güzel kıvırmıştı.
"Sıcak falan dinlemiyorlar ki tutturdular babam nerede diye?"
"Bir an babamın Doğa'yı kaçırdığını sanmıştım." diyen Dolunay'a hepimiz güldük. Barlas Bey'in omzundan aşağı sarkmaktan beynim ağrımıştı. Rahatsızca kıpırdandım.
"Ayağının burkulduğunu söyledim o yüzden bozma orada kal."
Geri dönüp eve doğru yürürken kimseden ses çıkmadı. Saçım Barlas Bey'in boynuna değdikçe diğer eliyle saçımı oradan uzaklaştırıyordu. Demek boynundan huylanıyordu. Elime bir tutam saç alıp bilerek dokundurdum ama bacağıma bir çimdik atmasıyla elimi hemen çektim.
"Ah... Acıdı!"
"Ne oldu kızım?" diye soran Levent Bey'e kafamı kaldırıp "Şey bileğim acıdı da." dedim.
"Anladım. Gidelim bir buz koy dinlen geçmezse doktoru çağırırız."
"Neden yaptınız bunu?"
"Rahat dur. Ayrıca konuşma da sen manzaranın tadını çıkarmaya bak."
İmayla söylediği cümleyi anlamam ile başımı yerden kaldırdım. Ne yani arkasını falan dikizlediğimi mi söylüyordu. Ben burada utançtan ne yapacağımı şaşırayım beyefendinin dediğine bak.
"Daha iyisini görmüştüm." demem ile şaşkınlıkla "Ne?" diye sorarken belimdeki eli sıkılaştı.
"Bundan daha iyi manzara diyorum. Görmüştüm."
Yüzümü görecek şekilde dönerken kaşları çatık bir şekilde bakınca birazdan kalbimi kıracağı izlenimi veriyordu o yüzden hemen konuşmaya başladım.
"Bizim yayla."
"Ne yani ora..."
"Bizim yaylanın manzarası diyorum. Buradan daha güzel. Küçükken giderdik ama büyüdükçe sorumluluk artıyor vakit bulamıyor insan."
Ne yapmaya çalıştığımı anlayınca belimdeki eli gevşedi. Eve geldiğimiz için beni kamelyaya bıraktı ve kendisi içeri girdi. Şimdi bir de bileği sakat taklidi yap bakalım Doğa!
Birisi bana doğru elinde buz ile gelirken mutfaktaki çalışanlardan biri olduğunu anlamıştım. Buzu mecburiyetten bileğime koyduğumda iki dakika sonra beyaz tenimin kızaracağını biliyordum ama mecburdum. Kızlar oyuna dalmışken Levent Bey ile tek kalmıştım. Ne yapayım korkunun ecele faydası yoktu. Bu bilekle içeri gidemeyeceğime göre burada kalmıştım.
"Barlas'ı daha önce böyle görmedim." demesi ile şaşırırken şaşkınlıkla "Nasıl?" diye sordum.
"Kızlardan başkasıyla ilgilenmez, vakit geçirmezdi."
"Benimle vakit geçirmek istediğinden değil de ben peşine takıldım. Yani mecburiyetten vakit geçiriyor bence."
Başını hayır anlamında sallarken "Normalde orada bileğini burkmayı geç ölsen gelip bakmazdı hâlâ anlamadın mı?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizlere Bakıcı Aranıyor! |KİTAP OLDU
Romance"Bazen kendini bulmak için sevdiklerini kaybetmen gerekir." "Bazı günleri asla yaşamamış olmayı dilerken bazı günleri iyi ki de yaşamışım deriz ya işte güzelim o bahçe kapısından giren şaşkın bakışlı kızı gördüğüm anı her hatırladığımda iyi ki derke...
