Keyifli okumalar dilerimm!✨
"Ona zarar gelmeyecek demiştin."
"Kızın rahat mı duruyor? Hem burada ne işin var? Seni görmeden gitsen senin için iyi olur."
Gördüğüm görüntünün gerçekliğinden emin olamasam da duyduğum sesi nerede olsa tanırdım.
Evet, o ses babama aitti.
Bilincimi kaybedip gözlerim kapanırken uyandığımda ortalıkta kimse yoktu. Üzerimdeki kazağın kolu kesilmiş üzerim ise kan olmuştu. Bir anda arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Bu adamın ne zaman nereden çıkacağı asla belli olmuyordu.
"Kurşun sıyırmış. Adamlarımın bu işte iyi olduklarına şükret yoksa o kurşunu yanlışlıkla kırılmış kalbine de yiyebilirdin. Şu an belki de arkandan Fatiha okuyor olurlardı."
"Beni burada tutunca eline ne geçiyor?"
"Henüz elime bir şey geçtiği söylenemez. Barlas'ın artık tarafını seçmesi gerektiğini göstermek için böyle bir şey yaptım ama onun pek umurunda değil gibi gözüküyor. Bazı gazetecilerden aldığım birkaç habere göre sabaha gazetelerde şaşıracağın bir haber daha geliyor. Canımı iyice sıkmaya başladılar."
"Ne? Birine bir şey olmadı değil mi?"
"İşte bu huyun hiç iyi değil Doğa. Şu an sana olanlara bak sen ise hâlâ başkalarına bir şey oldu mu derdindesin."
"Bu söylemeyeceğin anlamına geliyor sanırım," diyerek oturduğum yerden kalktım ve odaya çıkıp yatağa yattım. Neyden bahsettiğini anlamamıştım.
Üstelik bilincim kapanmadan önce duyduğum ses gerçek miydi onu sormayı da unutmuştum.Cevap vereceğinden pek umutlu olmasam da mutlaka öğrenmem gerekti. Bugün o kadar çok yorulmuştum ki uykuya daha fazla direnemedim ve gözlerimi kapadım. Sabah gözlerimi açtığımda yanımdaki komodinin üzerinde bir gazete vardı. Özellikle okumam için açılmış sayfasını görmem ile hemen elime alıp okumaya başladım.
"Barlas Karahan sessizliğini bozdu ama konuşarak değil. Dün kızları ve eski eşi ile görüntülenen ünlü iş adamının bu yıl evlenmiş olduğu eşinden ses çıkmadı. Anlaşılan meydanı boş bırakmış umarız üzülen kendisi olmaz."
Odanın kapısı açılınca Kerem karşımda dikildi.
"Yine ağlıyorsun?"
Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarımı silme gereği duymadım. Şu an içimde bir yangın vardı ve bunu nasıl dışarı vuracağımı bilmiyordum.
"Barlas'a artık bir şeyleri anlaması için dün senin fotoğrafını gönderdim. Herifin resmen yeni aklına geldi. Şu an her yerde seni arıyor."
"Aramasının tek nedeni belki biraz vicdan azabıdır. Neden bana bunu yapıyorsun?"
Gözyaşlarım daha da hızlanırken elimdeki gazetedeki görüntü içimi acıtıyordu. Ben hiçbir şeyin böyle olmasını istememiştim.
"Doğa, sen bizim gibi gerektiğinde duygusuz olamıyorsun. Bunlara sebep olduğum için senden özür dilerim ama yapacak başka bir seçeneğim yoktu."
Bir anda gülmeye başlamam ile ne yaptığıma anlam veremez gibi bana bakmaya başladı.
"İki kez vurulmama sebep olan ve beni kaçırmış olan psikopat herif konuştu ve benden özür diliyor öyle mi? Ne kadar da güzel. Senin için basit olan bu olaylar beni ne hâle getirdi bir baksana!"
Sinirden titrerken kendimi zapt edemiyordum. Benimle dalga geçer gibi bir de özür diliyordu!
"Defol! Lütfen defol git!" derken elime ne geliyorsa fırlatmaya başladım. Bu patlama sadece ona karşı olan sinirim değil aynı zamanda Barlas'a karşı olan öfkemdi. Hiçbir şeyi yerinde bırakmayana kadar dağıttım ve hiç durmadan ağladım. Tüm fotoğrafları yerde, gözümün önündeydi. Hepsini pencereden dışarı fırlatırken sonunda gücüm kalmayınca duvara sırtımı dayadım ve oturdum. Titremem yeni yeni geçerken kapı tekrar açıldı. Yüzünde koca bir morluk olan adam bana nefretle bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizlere Bakıcı Aranıyor! |KİTAP OLDU
Romance"Bazen kendini bulmak için sevdiklerini kaybetmen gerekir." "Bazı günleri asla yaşamamış olmayı dilerken bazı günleri iyi ki de yaşamışım deriz ya işte güzelim o bahçe kapısından giren şaşkın bakışlı kızı gördüğüm anı her hatırladığımda iyi ki derke...