Beş yıl içinde Meiniang yaşlanmıştı. Bu beş yılın içinde bir oğlu daha doğdu. Zhinu oğlanın adını Li Zhong koydu. Meiniang ne kadar çok kız çocuğu istesede kızı olmadı. Anding 'e iyi bakamadığı için Buda 'nın kendisini cezalandırdığını düşünüyordu.
Yıllar içinde Prensler büyümüştü. Yıllar içinde Honger değişti. Meiniang 'ın en yetenekli oğlu haline geldi. Li Yifu ve yandaşları onu destekliyordu. Prens Zhonger 'ü ise Zhangsun Wuji ve yandaşları destekliyordu. Prens Xian ise daha geri planda kalmaya başladı. Prens Beiji ise daha yeni kılıç dersleri almaya başlamıştı. Yetenekleri çoktu fakat ağabeylerinki karşısında fazla küçük kalıyordu. Prens Zhong ise daha çok küçüktü. Daha yeni yürümeye başlamıştı. Meiniang 'ın tek neşesiydi. İmparatoriçelik makamının gücünü koruyan Prenslerdi.Meiniang İmparatoriçelik tahtında, İmparatorluk kararlarını veriyordu. Birden Ruian bir mektup getirdi.
Ruian : Majesteleri size yazılan eski bir mektup bulduk. Bu mektubu merhum Hyung size yazmış.
Meiniang mektubu büyük bir merakla okumaya başladı.Sevgili Meiniang ;
Ben hayata ilk adımımı atarken düşmüştüm. İkinci kez kalbim seninle kırıldı. İkisinin arasımaysa bir ömür sığdı. Beni ben eden senken beni benden eden sen. Bak şimdi mutlu musun. Sen bu mektubu okuyorsan Ruyi ben öleli çok oldu demektir. Çürüyorum mezarımda belki de . Beki bana bir mezar bile yaptırmadın. Olsun...
Unutma gün gelir kendi tükürdüğün seni boğar. Başkalarınınkine gerek kalmaz. Ben aldım boyumun ölçüsünü. Bir insanın gelecekten beklentisi kurduğu hayalleri kadardır. Benim hayallerimin başı sonu sendin. İçimdeki sebepsiz sevinçtin.
Güzel sevenler çabuk kolay vurulur. Aşıkken düşmanın çok olur. Bazı düşmanlar pirincin içindeki taş gibidir. Varlıklarından haberdar olduğumuzda dişimiz çoktan kırılmıştır.
Küçük beyinli insanlar bile her zaman kendisinden daha küçük beyinli olan hayranlar bulabiliyor kendine. Asıl dert seçtiğimiz ve seçildiğmiz yalnızlıklar... Saray sana kimseye güvenmemen gerektiğini anlatıyor. Saraya gelir gelmez bana bu öğretilmişti. Ben bir tek sana güvenmiştim Ruyi. Çok da sevmiştim. Ben sevmenin anlamını sende buldum.Yasak olsa da sevdim seni. Belki de yasak olan beni sana bağladı. Ama sen gittin. Yıllarca senin yasını tuttum. Kimseyle değildi benim mücadelem yalnızca bir iç savaştı. Kim galip gelirse gelsin ben yenilecektim... Sadece bir umut bekledim karşı kıyıdan. Çünkü ben herkesi kendi gibi bilenlerin diyarından geliyorum. Sende bıraktıklarım sende kalanlardır. Hiç eğilip baktın mı kendine benden sonra... Ne gördün baktığında? Goryo Prensesi masum Ruyi 'yi görebiliyor musun artık. Yeni adın Meiniang mış. Neye yarar, masumiyetini kaybettikten sonra.
Böyledir hayat. Senin sevmeye kıyamadığın başkasına aşık olur. Senin bir yanın ondan nefret ederken öteki yanın hep onu özler. İnsanın hem gölgesinden korkup hem de güneşe çıkmak istemesi gibi bir şey bu.
Varlığım hangi boşluğu doldurmuşsa yokluğum da o boşluğu dolduracak sanırım. Değeri kaybedilince anlaşılan değil,kaybedildiğinde değerlenen biri mi olacağım senin için? O zaman zaferdir sana yenilmek.
Ah kaderimiz ! Artık Bunlar benim sana son sözlerim Ruyi umarım beni unutmazsın. Unutamazsın. Çünkü ben seni unutamadım. Bir sonraki yaşamımda seni bulacağım.Meiniang 'ın gözünden bir damla yaş süzüldü. Başta mektubun sahte olduğunu düşündü fakat yazı Goryoca ve Hyung 'un yazısıydı. Mektubu hemen yaktı.
Meiniang: Ah Hyung... Bir türlü yağmak bilmeyen bir yağmur bulutunun altında ıslanmayı beklemekten sen. Ölmek gibiydi. İçinde bulunduğum hayatı çok sevdiğimden değil ölüme yeğ tuttuğumdan yaşadım. Oysa ki ölmek en kolayıydı...
Meiniang ,Zhinu 'nun raporlarını denetliyordu ve kararlarını veriyordu. Bunu yapmasını Zhinu istiyordu .Çünkü İmparator Zhinu hastaydı. Hemde çok hasta. Zhinu'nun hastalığının adı fengjiydi. Sürekli uyku nöbetleri geçirmesine sebep oluyordu.
Zhinu büyük bir baş ağrısıyla yere yığılıp iki gün boyunca uyanamamıştı . Hekim Zhoe'nin elinden bir şey gelmiyordu. Meiniang, eşinin bu durumuna çok üzülüyor fakat elinden bir şey gelmiyordu. İki gün boyunca Zhinu 'nun başında beklemişti. Hiç yemek yemeden su bile içmeden...Zhinu sonunda uyanmıştı. Gözlerini araladığında karşısında Meiniang 'ı görünce sevindi.
Zhinu : Meiniang umarım sabah toplantısını kaçırmamışımdır.
Meiniang : Daha vakit var Majesteleri. Hazırlanmanıza yardımcı olayım.
Bu sırada Meiniang Zhinu'nun ayakkabılarını giydiriyordu.
Zhinu: Meiniang bu sabahki toplantı çok ciddi. Xuzhou eyaletinde, Ashina Himu ve adamları ayaklanma başlattılar. Bu sabahki toplantıda hangi komutanı atayacağımıza karar verecektik. Bence imparatorluk Komutanı Su Xiouzu bu iş için uygun.
Zhangsun Wuji ve yandaşları kesinlikle Lee Ruiang 'ı önerecekler ama ben artık Ganglu aristokratlarının buna karışmamasını düşünüyorum. Açıkta kalan İmparatorluk Komutanlığına Shi Liu'yu atıyacağım.
Meiniang, Zhinu 'yu dinliyordu sadece her sabah olduğu gibi
Meiniang : Çorbanızı getireyim Majesteleri, en sevdiğiniz çorbadan yaptırdım.
Meiniang Zhinu'nun yanından ayrıldı. Zhinu doğruldu. Ayağa kalktı. Bir anda başına büyük bir ağrı hücum etti. Başını büyük bir acı ile tutmaya başladı. Yatağa yığıldı. Zhinu 'nun sesini duyan Meiniang hemen Zhinu 'nun yanına koştu. Zhinu yeniden bayılmıştı. Meiniang hemen hekimleri çağırdı. Hekimlerin elinden bir şey gelmiyordu. Meiniang yine Zhinu 'nun başında beklemeye başladı. Ağlıyordu. Onun elini tutuyordu.
Meiniang : Lütfen artık uyan Zhinu, lütfen. Daha evlatların çok küçük.Zhinu iki gün boyunca uyumaya devam etti. Ashina Himu, Xuzhou eyaletini yerle bir etmişti. Saraya bunu bildiren acil bir mektup geldi. Meiniang kararını verdi. Toplantıyı yönetmeliydi ve başkomutanı atamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tang Efsanesi
Historical FictionGoryo krallığından Tang İmparatorluğuna kaçan prensesin yaşama tutunma hikayesi (Olay MS 650 yılında gerçekleşmektedir ve karakterler kurgudan ibarettir)