Tang Efsanesi

Velihat Prens

(Resimdeki kişiler Meiniang'ın oğullar
Sırasıyla Prens Honger, Prens Xian, Prens Beiji, Prens Zhong )

Velihat Prensin kim olacağı yıllardır büyük bir sorundu. Bütün Tang bunu merak ediyordu. İmparator Zhinu Velihat Prens olarak Meiniang'tan olan ilk oğlu Honger'ü atadı. Prens Xian buna çok üzüldü. Xian ,Honger'den daha yetenekliydi. Xian kılıçta, okçulukta ve şiirde Honger'den daha iyiydi. Honger daha çok yufka yürekli biriydi. Fakat İmparator Zhinu ilk oğlunu Velihat Prensliğe daha layık bulmuştu.

(Resimdeki kişi Prenses Minyue )
Minyue Ganglu Salonu'na girdiğinde İmparator ve İmparatoriçe tahtlarında oturuyorlardı.
Meiniang : Sizlere yakın bir akrabamı getirdim. Yeğenim Minyue
Meiniang, onu sundu. Bütün Prenslerin gözü ondaydı. Minyue Salondaki herkesi selamladı.
Meiniang: Minyue'e bundan sonra bizimle birlikte Beyaz Saray'da yaşayacak.
Prensler Minyue'nin güzelliği karşısında hayretler içinde kalmışlardı. Ondan en çok Prens Honger etkilenmişti. Xian ise kardeşinin ondan etkilendiğini anladı.
Beiji ve Zhong ise tepkisizdi.  Sadece ona bakmışlardı.

Meiniang, Minyue'yi yanına çağırdı. Ona güzel iki bilezik hediye etti.
Meiniang : Zamanında bu bilezikleri annen bana göndermişti. Şimdi bu bilezikleri sana hediye ediyorum.
Minyue : Teşekkür ederim Majesteleri.

O gün Minyue için çok güzel geçmişti. Prenslerle birlike güzel sohbet etmişlerdi.
Prens Honger : Minyue neden bu saraya gelmek istedin.
Minyue : Çünkü annem ve ben Prens Wang So tahta geçince büyük acılar çektik. Çıkan savaşla birlikte babam kaçtı ve bir daha geri dönmedi. Biz annemle büyük bir sefalet çekerken Meiniang halam bizi kurtardı. Kendimize bir ev alabilmiştik. Annem hastalıktan ölünce ben de yeni bir yuva arıyordum ki Meiniang halam yine bana sahip çıktı. Beni yanına çağırdı. Şimdi burdayım. Umarım buraya alışabilirim.
Prens Xian : Bence Kardeşim Honger sana yardımcı olacaktır.
Xian kardeşinin sırtını sıvazladı. Daha sonrada yanlarından ayrıldı. Prens Beiji ve Prens Zhong oradaydı.
Honger ise Minyue'ye gülümsüyordu.
Minyue ise sarayı gezmek istiyordu.
Prens Zhong : Minyue seninle birlikte ata binmeyi çok isterdim. Yarın birlikte at sürelim mi?
Minyue : Tabi ki çok sevinirim.
Prens Honger : Bende gelmek isterim.
Prens Beiji : Ben de gelicem. Kaçırır mıyım hiç.
Birlikte anlaştılar. Bir sonraki gün buluştular. Birlikte at sürdüler. Onlara tek katılmayan kişi ise Prens Xian'dı. Prens Xian gününü ok atarak geçiriyordu. Xian'ın yapmayı sevdiği tek şeydi. Birden arkasından bir ok geldi ve hedefi tam ortasından vurdu. Atışı yapan oldukça becerikli olmalıydı. Arkasını döndü . Atışı yapan kişi Minyue idi. Yanında kardeşleri Honger, Beiji ve Zhong'ta vardı. Ona doğru el salladılar.
Xian ise hayretler içindeydi. Bir kız nasıl bu kadar profesyonel atış yapabilirdi. Çok şaşırmıştı. Şaşkınlığını gizleyememişti.
Minyue büyük bir sevinç ile Xian'ın yanına geldi.
Xian: Böyle ok atmayı nasıl öğrendin.
Minyue : Zamanında babam öğretmişti.
Xian : Gerçekten iyi ok atıyorsun. Bir gün bana da öğret.

Minyue büyük bir sevinç ile Xian'a sarıldı.
Minyue : O Prensim iyi ok atmak mı istiyorsunuz. Hemen öğretirim.
Prens Xian bu tepki karşısında şaşırmıştı. Bunu beklemiyordu. Şaşırdı.

İmparatoriçe Meiniang olanları uzaktan izliyordu. İçinden iyi ki Minyue'yi getirtmişim diye düşündü.
Meiniang'ın Minyue'yi getirtme amacı oğullarından biriyle onunla evlendirip Goryo tahtına çıkartmaktı.
Hangi Prensi seçeceğini ise Minyue'ye bırakmıştı. Lakin bu kişi Velihat Prens Honger'ün dışında biri olmalıydı. Meiniang bu yüzden endişeliydi. Eğer Minyue, Honger'ü seçerse Velihat Prenses olacaktı. Meiniang bunun olmasını önlemeliydi.

Minyue ve  Meiniang