(Resim İmparatoriçe ve İmparator)
Minyue o sabah ne olacağından habersizdi. Yatağından sakince kalkmıştı. Yardımcısı Lilu onu hazırladı. Saçlarını taradı. En güzel elbisesini giyip dışarı çıktı. Amacı kütüphaneye gitmekti. Mutlaka Prenslerden biri oradadır diye düşündü. Oraya gitmek için yola koyuldu.
Yolda Cariye Yiyang ile karşılaştı. Cariye Yiyang ,Prens Xian'a düşkündü. Bunu bütün harem biliyordu. Ne yapsa ne etse Prens Xian'a ulaşamıyordu. Daha önce Prensle münasebeti olan bir cariye ile kavga etmişti.
Cariye Yiyang o gün karşısından gelen Minyue'yi gördü. Minyue en asil elbisesini giymiş resmen haremde şov yapıyordu. Cariye Yiyang onu gözüne kestirmişti. Onu uzunca bir süre takip etti.Minyue süs havuzunun köprüsündeydi. Aklına konutunda unuttuğu kitap geldi.
Minyue: Lilu, konutumda klasik edebi kitabımı unuttum. Geri dönüp almak istemiyorum. Sen almaya gidebilir misin?
Lilu: Tabiki hanımım
Lilu, Minyue'yi bırakıp gitti. Minyue büyük köprünün üstüne çıktı. Tek başınaydı. Bulunduğu sakindi.Arkasından Cariye Yuyang geldi. Minyue onu karşısında görünce şaşardı. Ona tebessüm etti.
Cariye Yiyang : Minyue, bakıyorum bugün pek bir mutlusun. Tang havası yaradı mı yoksa sana, yoksa senin gibi alt tabakalar böyle güzel havalar görmüyor mu?
Minyue : Ne saçmalıyorsun sen
Cariye Yiyang : Ahh doğru daha senin haremde bir rütben bile yok. Sadece Minyue. Basit ve sadece.
Minyue bunları duyunca çok kızmıştı. Elleriyle elbisesini sıkıyordu.
Minyue : Sen kendini ne sanıyorsun. Sen de sadece basit bir cariyesin. Hiç bir özelliğin yok. Prens Xian'a düşkün olduğun söyleniyor fakat hayatında onu bir kere bile görmüşlüğün yok.
Cariye Yiyang bu sözleri duyunca kendini tutamadı. Minyue'nin saçlarına yapıştı. Minyue korkulukların hemen yanında duruyordu. Birden dengesini kaybetti. Minyue aşağı düştü. Aynı anda Cariye Yiyang'ta suyun içine düştü.
Minyue yüzmeyi biliyordu. Sudan hemen çıktı. Lakin Cariye Yiyang suyun dışına çıkamadı. Çırpındı. Minyue onu geç gördü. Bir süre sonra Cariye Yiyang suyun içinde kayboldu.Minyue ıslanmıştı. Ağlamaya başladı. Aklı başına gelince konutuna gidip hemen üstünü değiştirdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya başladı.
Minyue o gün konutundan dışarı çıkamadı. Korkuyordu. Ya birisi gelip onu suçlarsa, ya onu öldürürlerse...Olay olduktan bir kaç gün sonra Velihat Prens Honger, Minyue'yi ziyarete geldi. Birlikte içmeye başladılar.
Honger : Minyue birkaç gündür konutundan dışarı çıkmıyorsun. Önceden yanımıza gelirdin. Kardeşlerimle ilgilenirdin. Ne oldu sana, üstelik ağlamışsın, Minyue neden ağlıyorsun. Söyle.
Minyue : Prensim bu saray çok karanlık ışığı bulamıyorum. Ben buraya gelince ışığı her zaman görebileceğimi ve hep onunla olacağımı sandım fakat yanılmışım. Burası daha da karanlık.
Minyue bunları söylerken ağlıyordu.
Minyue : Önceden annem ve ben çok fakirdik. Çok büyük sefaletler çektik fakat mutluyduk mutlaka bir güneş ışığı vardı. Fakat burda yok. Bu sarayda güçlü olmalısın. Yoksa seni hemen ezerler.
Honger: Minyue neden böyle söylüyorsun. Bizden mi bıktın. Yoksa benden mi sıkıldın.
Minyue : Hayır asla ben sizinle birlikte çok mutluyum. Honger, lütfen bana yardım et. Işığım sen ol. Bana yardım edersen çok minnettar olurum.
Honger : Öyleyse Minyue sana bir teklifim var. Benimle evlen ve Velihat Prenses ol.
Minyue bu teklife oldukça şaşırmıştı.
Honger ise bunu söylerken çok mutluydu. Minyue bir süre düşündü.
Minyue : Öyleyse beni de dinle Honger . Benimle birlikte evlen ve kaçalım bu saraydan.
Bu sefer şaşırma sırası Honger'deydi.
Honger : Ama nasıl. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?
Minyue : Elbette mümkün. Tek yapman gereken Velihat Prensliği bırakman. Daha sonra Goryo'ya gideriz. Birlikte yaşarız.
Minyue çok sevinmişti.
Honger ise biraz şaşkındı. Bir süre düşündü.
Honger: Minyue eğer velihat Prensliği bırakırsam, İmparator çok hiddetlenir.
Minyue : Neyse boşver o zaman. Benimkisi sadece küçük bir şakaydı.Sende hemen inandın Honger.Minyue bunları söylerken sarhoştu. Yerinde sallanıyordu.Bir süre sonra bayıldı. Honger onu hemen kucakladı. Yatağına yatırdı. Üstünü örttü. Bir süre onu uyurken izledi. Daha sonra da Honger onun başucunda uyuyakaldı.
Minyue sabah kalktığında yanında kimse yoktu. Dün akşam olanları hatırlamaya çalıştı fakat aklına bir şeyler gelmiyordu. Bunu en iyi Prens Honger biliyordu.
Minyue hazırlandı ve dışarı çıktı. Prenslerin yanına kütüphaneye gitmeyi düşünüyordu.Kütüphaneye gitti. Prensler orada yoktu. Bahçeye ,süs havuzuna her yere baktı. En son aklına Ganglu Salon'u geldi. Oraya doğru koşmaya başladı. Üç Prens oradaydı. Xian, Beiji, Zhong. Hemen yanlarına koştu. Xian oldukça mutluydu. Beiji ise oldukça kızgındı.
Prens Beiji, Minyue'yi görünce sinirlerine hakim olamadı. Minyue'yi ittirdi. Minyue yere düştü.
Prens Beiji : Minyue, sen ne yaptın da abimi bu karara zorladın. Senin yüzünden oldu bunlar. Biz sana güvenmiştik. Ben seni kardeşimiz sanıyordum fakat senin amacın farklıydı.
Prens Xian, hemen Beiji'yi tuttu.
Prens Xian : Sakin lütfen. O bir kız ve ona böyle davranmamalısın Beiji.
Minyue : Ne oluyor böyle size ben ne yaptım.
Prens Beiji : Ne mi yaptın. Senin yüzünden abim Honger Valihat Prenslik makamından vazgeçti. İmparator babam onu Goryo'ya sürmeye karar verdi. Bunların hepsi senin yüzünden.
Minyue : Ne! Şaka mı bu
Prens Beiji : Bu şaka değil. İmparator babam senin de saraydan gönderilmen konusunda ferman yayınladı.
Minyue şaşkındı. Ne olmuştu böyle olanlara inanamıyordu. Aslında sevinmişti.
Minyue: Honger nerede onu görmem lazım.
Prens Zhong : Onu göremezsin. Şu an içeride İmparatoriçe ve İmparator ile görüşüyor. Aptal abim neden Velihat Prenslik makamından vazgeçti. Bunu neden yaptı.Minyue ,Honger'ün çıkmasını beklemeye başladı. Bir tek Prens Xian, Minyue'yi karşı taraf almamıştı.
Prens Honger içeriden hafif bir tebessümle çıktı. Ardından İmparator ve İmparatoriçe .
Minyue arkadan olanları izliyordu. Saraylılar Ganglu Salonu'nun önünde kararı bekliyorlardı.
Wang Gong Gong fermanı okumaya başladı.
Wang Gong Gong: İmparator ve İmparatoriçemizin kararıdır. Prens Honger Velihat Prenslikten azledilmiştir. Prens Honger ve Prenses Minyue evlendirildikten sonra Goryo tahtına çıkacaklardır. Prens Honger yeni Goryo Kralı...
Yeni Velinat Prens ise; Prens Xian ilan edilmiştir.Minyue şaşkınlığını gizleyemedi. Mutluluktan ağlayacaktı. Kendi ülkesine Kraliçe olarak dönüyordu. Hemde sevdigi Prens Honger ile...
Bu karara en az sevinen kişi ise Prens Beiji idi. Abisine kızgındı. Aşk için makamından vazgeçmişti. Honger İmparator olmak yerine aşkı için Kral olmayı seçmişti.
Tang Sarayı'nda Prens Honger ve Prenses Minyue'nin düğün töreni düzenlendi. Aynı tören Goryo Sarayı'nda da düzenlenecekti.
Buna karar veren kişi Meiniang'tı.Kendi öz oğlunu kendi ülkesinin Kralı yapmıştı. Şimdi sırada Oğullarında birini İmparator yapmaya gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tang Efsanesi
Historical FictionGoryo krallığından Tang İmparatorluğuna kaçan prensesin yaşama tutunma hikayesi (Olay MS 650 yılında gerçekleşmektedir ve karakterler kurgudan ibarettir)