Bölüm 37 | Büyük Ayı

558 36 5
                                    

Elindeki kitabı rafa fırlattığında irkildim. Üzerindeki kirli beyaz önlüğün bağları gevşemiş görünüyordu. Tunahana baktım. İki parmağını başının hizasına getirip o havalı hareketi yaptıktan sonra uzaklaşmaya başladı. Barsa dönüp baktım. Kavisli kaşlarını çatmış ve önlüğüyle elindeki eski bakır vazoyu silmişti. Korkarak arkasına geçtim. Önlüğünün bir parçası olmasına rağmen bağcıkları bembeyaz duruyordu. Elimi bağcıklarına koyduğumda elimi çabuk tutuyordum. Elime uzanıp beni kendine çektiğinde önlüğü yere düşmüştü. Belimi kavradığı koluyla birlikte üzerime eğilmişti. Gözümü rahatsız eden saç tutamını iki parmağının arasına alıp usulca okşadığında yüzünün her noktasını inceliyordum. Yavaşça kendine doğru çektiği bedenim yanıyordu. Kulağıma eğilmişti.

"İnsanları silahla tehdit etmiştim."

Bir anda kolunu çektiğinde boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. Hastaneden bahsediyordu. Beni o kadar iyi tanıyordu ki merak ettiğimi anlamış ve söylemişti. Kendini benden uzak tutmaya çalışıyordu. Ama ona ne yaparsa yapsın yenilmeyecektim. Yere eğdiğim başımı havaya kaldırıp sırıttım.

"İyi yapmışsın."

Küçük fiskos masasının üzerindeki birkaç küçük nokta dikkatimi çekmişti. Parmaklarımla üzerlerinden geçtiğimde gözlerim büyümüştü.

"Bu Büyük Ayı! Bir tek büyük ayı tüm sorunları yüklenebilir içine."

Büyük Ayı takım yıldızını masaya kazımıştı.
Bana dönüp güldüğünde delindiği için üzerine birikmiş toz parçalarını silkeliyordum. Büyük ayı onun için de bir anlam ifade ediyor olmalıydı.

"Senden uzak kalmak istemiyorum."

Ensemde hissettiğim nefesi beni heyecanlandırıyordu. Büyük ayı şimdiden etkisini göstermişti.

Elimi tutup koşmaya başladığında nefes nefese bara ulaşmıştık.

Hızla saçlarını karıştırıp elimi tuttu.

"Doğanla nasılsın?"

Kesikli nefesi ellerinin arasına sıkıştırdığı tişörtüne eşlik ediyordu. Kirpiklerinin üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi baktığında sustum. Acı mı çekiyordu? Hafifçe başımı sallayıp mırıldandım.

"Doğan hep aynı işte. Sen farklısın bugün. Ne oldu Bars?"

Cevap vermeden cebinden ortasından bölünmek üzere olan sigarasını çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Elimi yavaşça cebine uzatıp diğer kırık dalı da ben aldım. Ağzımda fazlalık gibi duran sigaramın ucunu yaktığı sigarasıyla birleştirdim. Tutuşması için hafifce üflediği sigarasından arda kalan nefesi dudaklarıma çarpmıştı. İki parmağımla sigaramı tuttuğumda yüzüme değen saçlarımı geriye itti. Sigara beni çok etkilememişti.

"Barın altındaki mekanı düzenlemem lazım."

Tepkisiz bakışlarıma karşın şaşkın olduğunu gizleyememişti.

"İyi."

Omuz silktiğimde o da omuz silkmişti.

"Ben deniz sesiyle uyumak istiyorum Bars Han."

Buradan gitmek için verdiği tepkilere karşılık saçma bir tepki de ben vermiştim.

"Ne?" Sinirle soluduğu sorunun altında kalan gizli kelimeleri de çıkarmıştı.

"İşim olduğunu söylüyorum ve sen deniz istiyorsun."

Tekrar omuz silkip konuşmaya giriştim.

SİYAHLI | Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin