PS-4-

81.7K 2.7K 496
                                    

Bölüm akışı değiştirilmeden kitap düzenlenmeye alınmıştır.

"Ha-hayır o-olmaz! Kalk üstümden!" dedim. Böyle bir şey asla olmazdı, olamazdı!

Üzerimden kalkıp beni yatağa bastırdı.
"Ya şimdi benimle olursun yada seni fobinle baş başa bırakırım." dedi. Benim fobim neydi? Ah karanlık! Peki ama o bunu nerden biliyordu?

Karanlıkta asla kalamazdım en büyük fobim buydu. Dayanamazdım ama Aras'la birlikte de asla olamazdım. Bunu kendime yapamazdım.

"Benimle sevişecek misin!?" diye sorduğunda yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Bu kadar açık olmasına kesinlikle gerek yoktu! Ayrıca sorusunun cevabı ortadaydı. Onunla o şeyi yapma ihtimalim bile yoktu. Tamam seve seve karanlıkta kalırım diyemesem de, ölürüm de Aras'la o şeyi yapmam diyebiliyordum.

Korkarak başımı olumsuz anlamda salladım.

Kaşları çatıldı önce. Sonra gözlerini kapattı. Sanırım bu cevabımı beklemiyordu. Ama yapacak bir şey yoktu, böyle bir şeyi yapamayacağımı bilmesi gerekirdi.

Gözlerini açtığında sertçe kolumu kavradı ve beni yataktan çekerek kaldırdıktan sonra sürüklemeye başladı.

"Aras! Yapma!" dedim. Hayır bunu bana yapmamalıydı. Korkuyordum hem de deli gibi. Karanlık benim tek fobimdi. Bunu nerden bildiğini bilmiyordum ama biliyordu işte ve bunu bana karşı kullanmaktan çekinmiyordu.

"Aras yalvarırım yapma." dedim. Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Karanlık bir yere gitmek istemiyordum. Ama Aras'lada o şeyi asla yapamazdım.

"Aras yalvarırım dur lütfen! Bunu bana yapma ne olur!" dedim gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken.

"Kes sesini!" diye bağırdı. Ağlamam daha da şiddetlenince gözyaşlarımdan dolayı önümü göremez olmuştum. Boşta olan elimle gözyaşlarımı sildim.

Bir odanın önüne geldiğimizde kapıyı açıp bana döndü.

"Bu karanlık oda mı, ben mi?" diye sordu sakin bir ses tonuyla. Allah kahretsin! Ne diyecektim ki? Sen diyemezdim. Bunu yapamazdım ama karanlık odada da kalmak istemiyordum.

Yalvarırcasına baktım yaşlı gözlerimle gözlerine. Hiçbir acıma belirtisi yoktu. Nasıl bu kadar vicdansız olabiliyordu ki? Nasıl bu kadar soğuk?

"Bana cevap ver!" diye bağırdı. Sert bir şekilde yutkunup derin bir nefes aldım.

"Bak ben bunu yapamam. Lütfen-" devam etmeme izin vermeden açtığı kapıdan içeriye ittirdi beni.
"Aras dur!" diye bağırıp kapattığı kapıya koştum.

"Aras lütfen aç şu kapıyı! Lütfen! Bak o şey dışında ne istersen yaparım ama lütfen aç şu kapıyı." dedim kapıyı yumruklarken. Sertçe vurdum kapıya. Defalarca kez vurdum ama açmadı. Kapıyı üzerime kilitleyip uzaklaştı ve gitti...

"Ne olur aç kapıyı." dedim ve kapıyı açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Korkuyordum. Karanlıktan deli gibi korkuyordum. Ama şimdi karanlıktaydım. Nefret ettiğim rengin içindeydim. Korku, karanlık ve bir çıkmazın içindeydim.

Ağzımdan hıçkırıklar kaçarken arkamı dönüp elimi önümde tutarak odanın en sonuna ilerlemeye başladım. İçerisi fazlasıyla karanlıktı. Hiçbir şey gözükmüyordu. Ve bu beni daha da çok korkutuyordu.

Elime duvar gelince yere çömelip oturdum ve bacaklarımı kendime çekip ellerimle vücudumu sardım.

"Aras aç kapıyı!" diye mırıldandım. Beni duymazdı biliyordum. Duysa bile bu kapıyı açmazdı. Kendisiyle olmamı kabul ettiğimde açardı ancak ama onu da ben kabul etmezdim.

Ne tür bir bela bulaşmıştı başıma? Benden ne istiyordu ki? Ne güzel bir hayatım vardı babamla birlikte. Evden okula, okuldan eve giden kızdım ben. Okulda konuştuğum tek tük insan vardı. Onlarla da zaten okulda konuşurdum sadece. Arkadaşım diyebileceğim kadar yakın kimsem yoktu. Bir babam vardı hayatımda. Canımdan çok sevdiğim babam. Her daim benim mutluluğum için çabalayan babam! Tek ailem, tek güven ve mutluluk kaynağım olan babam...

Ağlamamı durdurup gözlerimi sımsıkı yumdum. Evimde olduğumu düşündüm. Babamın yanında olduğumu...

Kimbilir şimdi ne haldeydi babam? Perişan olmuştu onu biliyordum. Ne yiyor ne içiyordu? Onun yemeğini hep ben hazırlıyordum peki şimdi kim hazırlıyordu? Kimsemiz yoktu ki! Kimden yardım isteyecekti?

Canım babam benim! Onu o kadar çok özlemiştim ki... Şu an onun yanında olmaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki... Sesini duymaya, onu görmeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki!

Gözlerimi daha sıkı yumup başımı dizlerime yasladım ve uyumaya çalıştım. Bu karanlıktan korkmamam için uyumam gerekiyordu. Yatağımda uyuduğumu düşündüm ve gözlerimi sıkabildiğim kadar fazla sıkıp uykuya daldım...

Kısa bir bölümdü ama lütfen idare edin.
Yinede yazmaya çalışıyorum. Bu yüzden sizlerde yıldıza basmayı ve fikirlerinizi yazmayı çok görmeyin lütfen. Sizleri seviyorum:)

PSİKOPAT SAPIK #Wattys2018 (+18 İçerik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin