PS-20-

59.6K 1.7K 440
                                    

"Alo"

Gözümden bir damla yaş akarken gözlerimi kapattım. Sesini duymak bile o kadar iyi gelmişti ki... Sanki hiçbir şey olmamış gibi tüm olan kötü şeyleri unutturmuştu bana.

İçim yanarken bir hıçkırık firar etti dudaklarımdan.

"Alo? Kimsiniz?"

Elimle dudaklarımı kapatıp ağlamamaya çalıştım. Sıktığım dişlerim acımaya başladığında dudaklarımı aralayıp "baba" diyebildim sadece. Ve gözlerimi kapatıp gözyaşımın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.

Telefonun karşısından gelen ağlama sesiyle yutkundum.

"Baba... Benim Azra..."

Babam ağlamasını durdurmak adına derin bir nefes aldı.

"Kızım! Azra. Nerdesin kızım? İyi misin?" dedi babam endişe dolu sesiyle.

Göremesede başımla onayladım. İyi değildim ama iyi olduğumu bilmeliydi. Eğer Aras'ın elinden kaçamazsam en azından iyi değil diye düşünüp kahrolmasına izin veremezdim.

"İyiyim baba. Sen? Sen iyi misin" dedim. İçinde bulunduğum durum öyle berbat bir durumdu ki kendi babamın sesini aylarca duyamamıştım ve şimdi ölmek için niyetlenip intihar ettiğimde duyabiliyordum.

"İyiyim yavrum beni merak etme. Nerdesin? Kim var yanında?" dediğinde ağlamaktan acıyan boğazımı temizledim.

Hemşire ise gözleri dolu dolu olmuş beni izliyordu. Büyük ihtimalle iyi ki bana inandığını düşünüyordu.

Gülümsedim ve gözlerimi kapattım.

"Söyle kızım nerdesin? Hemen polisi arayayım kurtarayım seni" dediğinde gülümseyip gözlerimi açtım.

Üzerime düşen hemşireyi görmemle açık olan gözlerim kocaman açılmıştı.

Aras karşımda duruyor, hemşire ise üzerime düşmüş ve baygındı.

"Baba telefon sinyali" derken Aras telefonu elimden almaya çalışıyordu.

"Telefon sinyalinden bulun" diye bağırdığımda Aras telefonu yere atıp ayağıyla da ezmişti.

Gözlerim saniyesinde dolarken nefret dolu bakışlarımı ona yolladım.

"Senden nefret ediyorum" diye tısladım dişlerimin arasından. Bu onun pek umrunda değilmiş gibi sırıttı ve üzerime doğru gelmeye başladı.

"Gidiyoruz" dedikten sonra gülümsedi ve elindeki enjektörü havaya kaldırdı.

"Bende seni seviyorum bebeğim"

Gözlerimi açtığımda karnımdaki sızıyla yüzümü buruşturdum.

Yine Aras'ın evine gelmiştik. Yine başladığım yere geri dönmüştüm. Ne ölmeyi başarabilmiş ne de babama kavuşabilmiştim. Hepsi koca bir hüsrandı.

Üstelik birde kendi canımı yakmıştım. Ama nafile...

Ne yaparsam yapayım soluğu yine Aras'ın yanında alıyordum. Ondan kaçış yoktu, ondan kurtuluş yoktu. Bir şekilde yine onun yanında buluyordum kendimi ve bu da sinirlenmeme yol açıyordu.

Ya gerçekten kaçış yolum yoktu, ya da ben çok aptaldım.

Uzandığım yatakta oflayıp gözlerimi tekrar kapattım. Acaba Aras ona ettiğim ihanetimi nasıl cezalandıracaktı? Bu sefer belki de şu izlediğimiz filmdeki işkenceleri uygulardı.

Kapının açılıp kapanma sesiyle oraya döndüm.

"Uyanmışsın" dedi. Onu umursamamaya çalışarak bakışlarımı pencereye çevirdim.

PSİKOPAT SAPIK #Wattys2018 (+18 İçerik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin