PS-5-

81.9K 2.4K 1K
                                    

Bölüm akışı değiştirilmeden kitap düzenlenmeye alınmıştır.


Kilit sesiyle gözlerimi araladım. Oda hâlâ karanlıktı. Aras'ın kapıyı açtığını anladığımda koşarak kapıya yöneldim.

Kapı açılınca anında odadan çıktım. Sabah olmuştu ama oda hâlâ kapkaranlıktı.

Kaşlarımı çatıp Aras'a baktım. Gözlerinde hiçbir duyguyu barındırmıyordu yada ben anlamıyordum. Zaten ben Aras'ı hiç anlamıyordum. Nasıl bu kadar acımasız, kötü, iğrenç ve manyak biri olduğunu anlayamıyordum.

"Acıktın mı" dedi buz gibi sesiyle.
Acıktın mı öyle mi? Acıktın mı? Bütün gece beni fobimin olduğunu bile bile karanlık bir odada tutuyordu ve sonra geçmiş karşıma acıktın mı diyordu! Bu adam gerçekten de manyaktı. Hatta psikopat. Ve birde sapık!

Cevap vermeden suratına bakmaya devam ettim. Oflayıp tam karşımda durdu ve elini yanağıma koydu.

Anında bir adım geri çekilip yanağımdaki elini sertçe ittirdim.

"Bir daha! Sakın bir daha bana dokunma pislik herif" dedim tiksinircesine ve merdivenlerden aşağıya indim. Aşağıya inmemle dış kapıyı görüp oraya koşturdum. Kapıya geldiğimde ise elimi kulpa dayayıp açtım. Ama açılmadı çünkü...

"Kilitli! Boşuna uğraşma"

Gözlerimi devirip sesin geldiği yöne baktım.
"Gel hadi!" dedi Aras ve mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere girdi.

Kaç gündür hiçbir şey yememiştim ve bu yüzden açtım. Hiç boşuna 'aç değilim, yemeyeceğim' havalarına girmeyecektim. Açlıktan ölmek istemiyordum pekala ölmesem bile bayılmak da istemiyordum. Bir şeyler yiyip güç toplamam gerekiyordu.

Arkasından mutfağa girip sandalyeye oturdum. Aras bana ters ters bakmaya başladı. Ne???

"Yemeği de ben yapacak değilim. Kalk!" dedi. Yok artık(!) gerçekten yok artık!

Beni kaçıran oydu, tecavüz etmeye çalışan oydu, bana sahip olmaya çalışan ve karanlık odaya kapatan oydu ve şimdi benden hiçbir şey olmamış gibi yemek yapmamı mı istiyordu?

"Sana diyorum! Kalk ve yemek yap!" dediğinde yine karanlık odaya girmek istemediğim için derin bir nefes alıp dediğini yaparak kalktım ve buzdolabını açtım.

Dolap boş denecek kadar boştu. 8-10 yumurta, birkaç domates ve biberden başka bir şey yoktu. Bunlar da sanki menemen yapmak için özel olarak alınmış gibiydi.

Elime domatesleri ve biberleri alıp tezgaha yerleştirdim. Aras kalktığım sandalyeye oturmuş, bir bacağını diğer bacağının üzerine koymuş beni izliyordu. Gözlerimi devirip buzdolabından 2 tane de yumurta çıkardım.

"Üç tane"
Ne dediğini anlamadığım için Aras'a döndüm.
"Üç tane yumurta kır!" dedi.

Gözlerimi devirip buzdolabını açıp bir yumurta daha çıkardım. Beyefendi bir yumurtayla doyamayacak kadar hayvandı tabi(!)

Domatesleri ve biberleri küçük küçük kesip biraz kızarttım ve üzerine de yumurtaları kırdım. Tüm bu süre zarfında arkamda beni izleyen bir psikopat olmadığını düşünmeye zorladım kendimi.

Yumurtalar piştiğinde ocaktan aldım. Dolapta tabak aradım ama yalnızca tek bir tabak olduğunu gördüğümde hiç tabaklarla uğraşmadan tavayı direkt masaya koydum. Sonrada iki çatal çıkardım. Birini Aras'ın önüne diğerinide kendi önüme koydum. Aras'ın çatalını nazikçe koymaktan ziyade biraz fırlatarak koymuş da olabilirdim tabi. Ekmekleri de dilimleyip masaya yerleştirdiğimde her şey hazırdı.

Ben yaptım diye demiyorum ama gerçekten harika kokuyordu ve kesinlikle iştahım açılmıştı.

Çatalımı yumurtaya batıracağım sırada Aras beni durdurdu.

"Sen yiyebilirsin demedim" dediğinde ters ters Aras'a baktım. Nasıl yani? Hem bana menemen yaptırmıştı hem de ben yemeyecek miydim? Şaka yapıyordu herhalde.

Tavayı önüne çekip yemeye başladı. Demek ki şaka falan yapmıyormuş. Hem bana aç mısın diye soruyordu hemde yemek yedirmiyordu.

"Açım. Yemek yiyeceğim. Ayrıca yumurtayı ben yaptım" dedim. Bir süre cevap vermeden yedi.

"Yemek istiyorsan benimle sevişmen gerekiyor" dediğinde aldığım nefesin boğazımda takılmasıyla kuvvetlice öksürdüm. Karşımda sırıtmaya başladı pislik(!)

"Ne o düşüncesinde bile nefessiz kalıyorsun bakıyorumda" dediğinde önümdeki çatalı alıp suratına fırlattım. Gözlerini kapatıp birkaç saniye öylece bekledi. Sanırım olayın şokundaydı çünkü ben bile şoktaydım. O çatalı ona nasıl fırlatabilirdim ki? Özelliklede yüzüne!

Beni değil karanlık odaya, mezara kapatacak gibime gelmeye başlamıştı. Gözlerini açtığında anlayabildiğim tek şey gözlerinde gördüğüm patlamaya hazır bir öfkeydi.

"Sen!" dedi tükürürcesine ve tekrar gözlerini kapattı. Buradan hemen kaçmalıydım diymi? Bence de.

Ayağa kalkıp koşmaya başladım ama ben daha mutfak kapısından çıkamadan beni bileğimden yakaladı.

Ayyy sizce Aras, Azra'ya ne yapacak? Lütfen tahminlerinizi yazın...

PSİKOPAT SAPIK #Wattys2018 (+18 İçerik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin