Ayağının acısından kıpırdamaya korkan Cordelia bir çift güçlü el kendisini havaya kaldırınca derin bir nefes aldı. Acıdan ağrıyan ayağının yüzünden gözleri dolmuştu. Ağlamamak için kendine verdiği sözü hatırladı fakat bu sözün fiziksel acıları için geçerli olamayacağı belli olmuştu. Ne kadar direnirse dirensin gözlerinden yaşlar akan Cordelia sessiz kalıp Lord Eglinton'a baktı.
Brandon Leydi Shaw'ın çığlığını duyar duymaz şatodan fırlamış kalbi güm güm atarken gözleri onu aramıştı. Leydi Shaw'ı bulamayınca ona seslenen Brandon cılız bir sesiz kendisinden yardım istediğini duyduğunda hayatında hiç bu kadar korkmadığını hatırladı. İlk aklına gelen ağaçtan düştüğü olmuştu. Ya da attan... Fakat Leydi Shaw'ı çiçek bahçesinde bulunca oldukça şaşırdı ve bu kadar üzülüp korktuğu için de oldukça sinirliydi.
'Bütün gün boyunca yapmadığınız kalmadı fakat siz bir çiçek bahçesinde mi yaralandınız Leydi Shaw?'
'Bunun benim suçum olduğumu mu ima etmeye çalışıyorsunuz Lordum?'
'Eğer normal insanlar gibi şatoda çay içerek oyalansaydınız bunlar başınıza gelmezdi.'
Cordelia bu sözlerden sonra bir an acısını unuttu. Lord Brandon'a o kadar çok sinir olmuştu ki yumruğunu onun burnuna geçirmek istiyordu. Cordelia'ya göre yaralanmasının tek suçlusu Lord Eginton’du. Eğer o taş orada olmasaydı başına bunlar gelemezdi ve Lordun bahçeyi kontrol edip o taşı kaldırtması gerekirdi. Derin bir nefes alan Cordelia sakince konuştu.
'Lordum burnunuzu seviyor musunuz?'
'Ne? Burnum mu? Seviyorum tabi ama neden sordunuz?'
'Biraz daha yaralanmamın kendi suçunuz değil de benim suçum olduğunu söylerseniz burnunuza yumruğumu geçirmeyi planlıyorum da...'
'Tanrı aşkına Leydi Shaw bu nasıl benim suçum olabilir ki?'
'Bahçeleri kontrol etmeliydiniz ama gördüğümüz üzere etmemişsiniz ki ben bu haldeyim.'
Brandon buna inanamıyordu. Tüm suç bir anda kendisinin olmuştu. Leydi Shaw'a inanmaz gözlerle baktı ve onun bir azizi bile delirtebileceğini düşündü. Leydi Shaw kendisini suçlamaya devam edecek gibiydi fakat Brandon onu salondaki koltuğa bırakılınca bileğinin acısından dolayı bunu unutmuş gözüktü. Leydi Shaw'ın gittikçe sararan yüzüne bakan Brandon çevresinde toplananlara acil olarak doktoru getirmeleri gerektiğini söyledi. Doktor gelene kadar da Leydi Shaw'ın bileğini kendisi incelemek istiyordu. Odadakileri bu amaçla oradan uzaklaştırdı ve dizlerinin üzerine çökerek yavaşça genç kadının eteklerini kaldırdı.
'Lo-Lordum ne yapıyorsunuz?'
'Bileğinizi kontrol etmem gerekiyor Leydi Shaw. Dua edin de kırılmamış olsun.'
'Fakat Lordum lütfen bu uygun kaçmaz.'
'Leydi Shaw size inanamıyorum. Ayak bileğinizi göreceğim diye mi utanıyorsunuz? Tanrı aşkına size hatırlatırım biz sizinle öpüşmüş insanlarız. Hem de iki kere...'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeden Gelen
Historische RomaneBir tarafta ailesinin ölümünden sonra kendini İngiltere'ye giden bir gemide bulan ve yalnızlığı kemiklerine kadar hisseden Amerikalı zengin güzel Cordelia Shaw... Diğer tarafta çapkınlığıyla sosyetede nam salmış bir şeytan kadar yakışıklı Eglinton D...