Kaçış

15.5K 826 55
                                    

  Cordelia bedenine değen ıslak bez sayesinde üzerindeki mahmurluktan kurtuldu. Ne olduğunu anlamak için birkaç kez gözlerini kırpmak zorunda kaldı. Mahrem yerini temizleyen Brandon'ı fark ettiğindeyse ilk tepkisi utanmak oldu. Fakat sonra onun yüzündeki şefkatli ve ilgili ifadeyle beraber utancı uçtu gitti ve gözlerinin dolmasını sağlayan bir rahatlama ve duygusallık geldi. Onu seviyordu. Ona ihtiyacı vardı. Kalbini, ruhunu ve bedenini vermişti bu adama. Onunda aynı şeyleri hissetmesini istiyordu. Bunu her bir hücresi ile arzuluyordu.

  Brandon işini bitirdiğinde ve gözlerini Cordelia'nın gözlerine diktiğinde birkaç saniye öylece kaldı. Konuşmalarına gerek yoktu. Bazen insanlar o kadar duyguyla yüklü olurlardı ki sözler yetersiz kalırdı. İşte bu an da öyle bir andı. Gözleri konuştu. Kalpleri konuştu. Brandon dayanamayıp Cordelia'nın üzerine eğildi ve onun bal dudaklarına şefkatli bir öpücük kondurdu. Cordelia kesinlikle onundu. Yaşadıklarından önce bir şüphesi varsa bile bu artık söz konusu bile değildi. Yavaşça yerinden kalktı ve odadan çıkmadan önce tekrardan Cordelia'yı öptü ve sessizce odayı terk etti.

  Cordelia mutluydu. Brandon ile ilişkiye girdikten sonra onun tavrındaki duygusallığı daha net fark eder olmuştu. Kendisini sevdiğini biliyordu. Sadece bunu Beatris'in de görmesini sağlamalıydı. Onun anlaması lazımdı. Araya girmesini istemiyordu. Her şeye rağmen üzülmesini de istemezdi fakat bu gerekliydi. Yoksa sonunda üzülen kendisi olacaktı ve bunu hiç istemiyordu. Düşünceleri şekillendikçe yerinden kalktı ve üstünü giyinirken aklındaki planı gözden geçirmeye koyuldu.

  Cordelia salona yaklaştıkça insan sesleri işitiyordu. Buna oldukça şaşırdı. Sadece üç kişinin çıkartabileceği bir ses değildi bu. Etraftaki koşuşturmacayı da fark edince bir an olduğu yerde kaldı. Cordelia evde misafirler olduğunu tahmin edebiliyordu. Ama kimdiler ve neden gelmişlerdi bu sorularının cevaplarını alması lazımdı. Hızla yanından geçen Thomas'ı görünce heyecanla ona seslendi.

'Thomas neler oluyor? Misafirlerimiz mi var?'

'Evet Leydim. Sayın Dük arkadaşlarını davet etmişti. Nişanlandığını ve evleneceğinizi haber vermek için. Size söylemedi mi?'

  Cordelia'nın gözleri mutlulukla parlarken kahyaya cevap vermeye çalıştı. 'Hayır söylemeyi unutmuş sanırım. Teşekkür ederim Thomas.' Demek ki Brandon kendisiyle evlenmek konusunda ciddiydi. Beatris'in yüzü misafirleri görünce ne şekle girmişti acaba? Kahkahasını bastırmaya çalışırken salondan içeri girdi.

  Brandon odanın havasının değiştiğini hissedebiliyordu. O buradaydı. Hissediyordu. Bakmadan bile biliyordu. Hafif bir çiçek kokusu burnuna gelince yaşadıkları aklına geldi. Cordelia... Sevgili Cordelia’sı onun olmuştu. Bedenini kendisine sunmuştu. Erkekliği sertleşirken kendine gelmeye çalıştı. Ona hala doyamamıştı. Doyacağını da düşünmemişti fakat yeni yetme çocuklar misali olacağını da asla tahmin etmezdi. Derin bir nefes alırken kapıya doğru dönüp kalbini delicesine çarptıran kadına baktı. 

  Cordelia kesinlikle nefes kesici gözüküyordu. Pembe elbisesi ile teninin uyumu o kadar başarılıydı ki Brandon teninin nerde bitip elbisenin nerde başladığını anlayamamıştı bile. Kendine nefes alması gerektiğini hatırlatan Brandon bir an için Cordelia'yı alıp gizli bir odaya kilitlemek ve diğer herkesi evden kovmak istedi. Lanet kadın çok güzel gözüküyordu ve davet ettiği bazı erkeklerin ona kur yapacağına adı gibi emindi. Yumruğunu sıkarak sakin kalmaya çalıştı. Açıkça bir kur söz konusu olmadığı takdirde bu tür şeyler sosyetede normaldi. Ters bir şey yaparsa hakkında söylenmedik söz bırakılmazdı ve büyük ihtimalle kendisiyle beraber tatlı Cordelia'ya da birkaç laf sokuştururlardı. Onun hatırı için sakin kalmalıydı. Sırf onun hatırı için... Bakıştıklarında genç kadının yanaklarının kızarması dikkatinden kaçmadı. Bu hoşuna gitmişti. Hatırlaması iyiydi. Diğerleriyle de konuşurken hatırlasa iyi ederdi. Genç kadın koluna girerken diğerlerine belli etmeden kulağına doğru fısıldadı.

Beklenmeden GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin