Yüzüne vuran güneş ışıklarıyla gözlerini aralayan Cordelia bir taraftan tembelce esnerken bir taraftan da neden bu kadar mutlu olduğunu düşünüyordu. Yataktan çıkmadan önce yaşadıklarını gözden geçirmeye başladı. İsteği gibi ata binmiş ve yakalanmış olsa da olay büyümeden bu durumdan sıyrılabilmişti. Cordelia o anı ve Egligton Dükünün arkadaşı Rudland Kontunu hatırlayınca yüzüne sevimli bir gülümseme yerleşti. Eğer diğer tanışacağı centilmenlerde böylesine yakışıklılarsa Cordelia bir eş seçmekte tereddüt etmeyeceğini umuyordu. Yüzünde sevimli bir gülümseme ve aklında planlarla yatağından kalkan Cordelia hizmetli için zili çaldı ve kıyafetlerinin karşısına geçerek hangisini giyeceğini seçmeye başladı.
O sırada kapı çalınca Cordelia yüzündeki gülümsemeyi muhafaza ederek içeri giren oda hizmetçisini inceledi. Kızıl saçları ve bal rengi büyük gözleriyle kendisini Mary olarak tanıtan kadın gerçekten çok güzeldi. Fakat suratındaki şaşkınlık ve yanaklarındaki kızarıklığın nedenini anlayamayan Cordelia tatlı bir sesle konuşmaya başladı.
'Bir şey mi oldu Mary?'
'Yok, hayır Hanımım. Ben şey Lord Eglinton'un köpeklerle konuşmasına şahit oldum da...'
Her cümlede kız daha çok kızarıyor ve sesi kısılıyordu. Mary'nin bu tavrı Cordelia'yı güldürdü. O sırada eline geçen mavi müslin elbisesine baktı. Uzun dantel kolları ve yakasındaki dantel işlemeler elbiseye zarif bir hava katıyordu. Bu elbisesini seviyordu. Ne zaman bunu giyse kendini şanslı hissederdi. Cordelia nedense şansa ihtiyacı olacağını düşünüyordu.
'Mary bana su hazırlamalarını söyler misin? Giyinmeden önce banyo yaparsam kendimi daha iyi hissedeceğim.'
'Hanımım aslında ben bunu isteyebileceğinizi düşünüp yanınıza gelmeden önce suyu hazırlamaları için talimat vermiştim.' Cordelia kocaman bir kahkaha atarak oda hizmetçisine hızlıcasarıldı. Mary güzel olduğu kadar zeki de bir kadındı ve Cordelia buradaki en yakın arkadaşının o olacağını hissediyordu.
Hanımının kendisine sarılmasıyla çok mutlu olan Mary ise gizleyemediği bir mutlulukla genç Leydiyi izliyordu. Mary Lord Egligton'un verdiği partilerde bir sürü soylu Leydi görmüştü ancak hiç biri şuan karşısındaki kadar güzel ve yüce gönüllü değildi. Hanımının banyosuna yardım ederken ve daha sonrada elbisesini giydirirken ona karşı içinde çoktan bir bağ oluştuğunu hissediyordu.
Elbisesini giydikten sonra Cordelia saçı için kendini oldukça hevesli gözüken Mary'nin ellerine bıraktı. Dakikalar önce gayet utangaç gözüken Mary'nin konu saç olduğunda oldukça otoriter olduğunu görmek Cordelia'da kahkahalarla gülme ihtiyacı hissettiriyor, Mary'nin duygularını incitebileceğinden dolayı bunu yapmak yerine dudaklarını ısırıyordu. Nihayet saçı bittiğinde aynada kendine bakan Cordelia şaşkınlıkla gözlerini açmıştı. Mary'nin hakkını teslim etmek lazımdı. Nasıl olduysa bu kadar kısa süre içinde Cordelia'nın dizginlenemez saçlarını son modaya göre kafasının üzerinde toplamış ve belli yerlerden müthiş kıvrımlarının omuzlarının üzerine düşmesini sağlamıştı. Heyecanla yerinden fırladı ve Mary'a sımsıkı sarılarak ona teşekkür etmeye başladı. Birbiri ardına gelen iltifatlarla da Mary kızarmaya başlayınca Cordelia gülerek odadan çıktı ve bir heves Eglinton Dükü ile iki küçük yaramazı aramaya girişti.
Bu sırada bahsi geçen Lord Eglinton karşısındaki iki küçük köpeğe vaaz vermekle meşguldü. Lordun üzerinde yine kendisine çok yakışan siyah bir takım vardı. Her hareket ettiğinde kaslı vücudu ön plana çıkıyor bu da onları bulan ve uzaktan izleyen Cordelia'nın nefes almasını güçleştiriyordu. Lord Eglinton bir kez daha konuşmaya başlayınca Cordelia az kalsın kalbinin sesinden söylediklerini duyamayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeden Gelen
Ficção HistóricaBir tarafta ailesinin ölümünden sonra kendini İngiltere'ye giden bir gemide bulan ve yalnızlığı kemiklerine kadar hisseden Amerikalı zengin güzel Cordelia Shaw... Diğer tarafta çapkınlığıyla sosyetede nam salmış bir şeytan kadar yakışıklı Eglinton D...