1. bölümden başlayarak her bölümün multi mediasında karakterlerimizin fotoğrafını paylaştım. Bu bölümde Eglinton Dükü multi media da :) İyi okumalar...
Dışarıdan gelen seslere uyanan Lord Eglinton sinirle yatağından kalktı. Uyandırılmaktan nefret ederdi. Pencereye doğru yürürken bunu unutan kişinin sağlam bir azar işiteceğini düşünüyordu.Pencereyi açtığında karşılaştığı manzara karşısında ise şok oldu.
Brandon ne beklemesi gerektiğini bilmiyordu. Fakat yıllar geçse bile karşısındaki manzara aklına bile gelmezdi. Dün çok iyi yetiştirildiğini düşündüğü Leydi Shaw şu an bir ata biniyordu. Böyle anlatılınca bir sorun yok gibiydi. Sorun olansa bindiği atın en sinirli atı Gölge olması ve binici kıyafetleri yerine erkek kıyafetine benzer bir şeyi giymiş olmasaydı.
Lord Eglinton hızlıca giyinirken sinirinden homurdandı. Odasından çıkıp bir hışımla bahçeye ulaşmış ve manzarayı daha yakından gözlemleme fırsatı bulmuştu. Lanet olasıca kadın gerçekten erkek kıyafeti giyiyordu ve üstelik adamları da gözlerini dikmiş ona bakıyorlardı. Adamlara kızamıyordu çünkü karşısındaki manzaraya bakmayacak bir erkek olamazdı. Lanet kadının kalçaları resmen ben buradayım diye bağırıyordu. Kendine hakim olmaya çalışan Brandon bunu başaramayınca ellerine iki yanına koyup olanca gücüyle bağırdı.
'Burada neler oluyor Tanrı aşkına?'
Tüm sesler aniden kesilmişti. Bağırmasının işe yaradığını görmek güzeldi. Ancak sonradan olacakları bilse Brandon kesinlikle bağırmazdı. Bağırtısıyla tüm insanlar korkmuşlardı haliyle fakat korkan sadece insanlar değildi. Gölge'nin yüksek sese karşı verdiği tepkiyi unutan Brandon, Leydi Shaw havada uçarken kendi kendine lanetler yağdırıyordu.
Gök gürültüsü gibi bir ses ve ev sahibinin oldukça sinirli gözüken çehresi Cordelia'nın korkudan nefesini kesmeye yetmişti. Ancak ondan sonra yaşananlar o kadar hızlı olmuştu ki Cordelia bir an yerde yattığını anlayamadı. Gözlerini açıp tepesinde Lord Eglinton'u gördüğünde ise elinde olmadan sinirlendi.
'Lord Eglinton acaba bağırtınızın hayvanı korkutabileceğini düşünmek hiç aklınıza gelmedi mi?'
'Leydi Shaw bu kılıkta dolaşarak beni sinirlendirebileceğiniz hiç aklınıza gelmedi mi?'
Cordelia bunu akıl edebilmişti elbette. O yüzden Lord Eglinton uyurken her zaman yaptığı gibi ata binmek istemişti. Fakat kendini fazla kaptırdığı için yakalanmıştı. Neyse ki düştüğünde yaralanmamıştı. Lord Eglinton kalkması için elini uzattığında minnetle elini tutup ayağa kalktı.
'Sırf bu kılığınızdan dolayı sizinle evlenmek istemeyecek bir sürü insan sayabilirim size. Ve yine sırf bu kılığınız yüzünden sizinle evlenebilecek... Siz benim hangi taraftan olduğumu mu çözmeye çalışıyorsunuz acaba Leydi Shaw?' Cordelia küstahça sorulan bu soru karşısında hayretle karşısındaki adama bakakaldı.
'Bir şeyim yok iyiyim. Sorduğunuz için teşekkür ederim Lordum.' Cordelia bu kadar ukala konuşmaya devam ederse Brandon genç kızı dizlerinin üstüne yatırıp poposunu tokatlamaktan başka çaresi kalamayacağını düşünüyordu.
'Hey Brandon parti mi veriyorsun?' Yakın arkadaşının sesini duyan Brandon bir an olduğu yerde hareketsiz kaldı. Tam Leydi Shaw'ı ona göstermeden kaybetmenin bir yolunu düşünürken Henry'nin çoktan ağzı açık bir şekilde genç kadına bakakaldığını fark etti. Azalmaya başlayan sinir içinde tekrardan yükselirken dışarıdan sakin görünmeye çalıştı.
'Henry bu ne sürpriz!'
'Ne sürprizinden bahsediyorsun Eglinton? Dün uğrayacağımı söylemiştim ya. Sen onu bırak da bu güzel bayanla beni tanıştırmayacak mısın?'
Cevap vermesine fırsat kalmadan Henry'nin yanlarına yaklaşmaya başladığı fark eden Brandon içinden tüm küfürleri sıralamaya başladı. Lanet olasıca herif kemik görmüş tazı gibi ağzı sulanarak hızlı adımlarla Leydi Shaw'a yaklaşıyordu. Üstelik bu adam çapkın sayılacak son insanken! Boğazını temizleyip yanına gelen arkadaşına baktı ve sıradan olduğunu düşündüğü bir sesle konuşmaya başladı.
'Henry bu sana bahsettiğim uzaktan akrabam olan Leydi Cordelia Shaw. Leydi Shaw bu yakın arkadaşım Henry kendisi Rudland Kontudur.'
Bir an ortaya çıkan adamın şaşkınlığını üzerinden atamayan Cordelia üstüne üstlük adamın kont olduğunu öğrenince şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Karşısında Eglinton Dükü kadar olmasa da yakışıklı bir adam vardı.Simsiyah saçları ve delici mavi bakışlarıyla bu adam rahatlıkla eş listesine girebilirdi. Bir an Cordelia kıyafetinin çok uygunsuz olduğunu hatırladı. Rudland Kontunun düştüğünü anı görmemiş olmasını diledi ve o an Cordelia'nın beyninde her şey karmakarışık olmaya başladı.
Adam konttu. Ona ne diye hitap edecekti? Kimlere ekselansları diye hitap ediliyordu? Reverans yapmalı mıydı yoksa kıyafeti müsait olmadığı için kısaca bir baş selamımı vermeliydi? Ne yapacağını bilemeyen Cordelia beceriksizce bir reverans girişiminde bulundu. Buna karşılık Rudland Kontu uzanıp elini öpünce şaşkınlığı tarif edilemez olmuştu.
'Sizinle tanışmak için daha erken gelemediğim için ne kadar pişman olduğumu bilemezsiniz Leydim.' Cordelia normalde bu sözlere ağırbaşlı bir şekilde cevap verebilirdi. Fakat gözleri Eglinton Düküne kayınca onun çenesini nasıl kasmış olduğunu gördü ve biraz önce kendisiyle ukalaca konuştuğu için ufak bir cezayı hak ettiğini düşündü.
'Sizinle tanışacağımı bilseydim duruma uygun giyinirdim Lordum. Lütfen beni affedin.' Cordelia'nın sözleri Rudland Kontu'nun bakışlarının vücudunda dolanmasıyla sonlanmıştı ve Cordelia anında ettiği laflardan rahatsız oldu. Dün Lord Eglinton kendisine bu şekilde baktığında aynı anda hem utanmış hem de sinirlenmişti. Fakat şimdi aynı şekilde bakan başka biri karşısında tek hissettiği büyük bir rahatsızlıktı.
Leydi Shaw olacak cadı ve en yakın arkadaşının arasındaki flörtleşmeyi dişlerini sıkarak izleyen Brandon Henry'nin ağzını açıp konuşmaya devam edeceğini fark edince onu kolundan sıkıca yakaladı ve çekiştirmeye başladı.
'Tam zamanında geldin Henry. Benimde seninle konuşacak özel bir meselem vardı. Eminin Leydi Shaw'ında yapacak kendi işleri vardır.'
Brandon arkadaşını bir nevi peşinden sürüklerken bir yandan da kolunu normalden fazlaca sıkıyordu. Henry bile kıza böyle ilgi gösteriyorsa Tanrı Brandon'ın yardımcısı olsundu. Sosyetede keşfedildiğinde Leydi Shaw'a kur yapmak için iznini isteyecek bir sürü gereksiz adamla uğraşmak zorunda kalacaktı. Fakat Brandon'a göre bu cadı evlendirilmek yerine bir kuleye kapatılmalı ve kimseye gösterilmemeliydi. Bir adamın akıl sağlığını bozacak derecede biçimli kalçalar aklına düşünce farkında olmadan arkadaşının kolunu daha da sıktı. Anlaşılan oydu ki bu ömründeki en uzun bir haftası olacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeden Gelen
أدب تاريخيBir tarafta ailesinin ölümünden sonra kendini İngiltere'ye giden bir gemide bulan ve yalnızlığı kemiklerine kadar hisseden Amerikalı zengin güzel Cordelia Shaw... Diğer tarafta çapkınlığıyla sosyetede nam salmış bir şeytan kadar yakışıklı Eglinton D...