24. Bölüm

943 74 52
                                    

Kaç saattir o masada oturuyordum bilmiyorum. Belim tutulmuştu ama pek önemli değildi.

Miray beni terk etmişti. Beni yarı yolda bırakmıştı.

Söyleyemediği her ne varsa onun yüzünden bizi parçalamıştı. Telefonum çalmaya başladığında umutla ekrana baktım.

Kerem Arıyor...

Boğazıma bir yumruk otururken yine gözlerim dolmaya başladı. Sinirle telefonu salonun bir köşesine attım. Oturduğum sandalyeden kalktım ve yürümeye başladım. Aklım almıyordu Miray nasıl bunu bize yapabilirdi? Ne olmuş olabilirdi ki beni bırakmıştı? Bakışlarım mektubundaki satırlara gitti. 

Ama sana yemin ederim ki onca yalan içinde tek gerçek sendin. 

Başımı iki yana salladım. Miray beni hiç düşünmeden terk edebilmişse onunki sevgi değildi. 

-----------------

3 ay sonra

"Miray?"

Mert'in sesiyle kadın bakışlarını telefonunun ekranından aldı. 

"Gitme vakti." 

Gene gözleri dolarken bakışları telefonun ekranından ona bakan adama gitti. Boran'ı hiç böyle görmemişti kadın. Fotoğraflarını ve videolarını çekmesi için peşine bir adan takmıştı. Boran onun tanıdığı Boran değildi. 

Üç aydır saklanıyordu. Evet adama birkaç gün demişti ama bu sefer peşindekiler çok kalabalıktı. Üç aydır dışarıya adımını atmamıştı bile. Gene titreyen elleri adamın videosuna gitti. Sahildeydi, elindeki içki şişesi adamın dudaklarına gidip duruyordu. 

"Allah Kahretsin!"

Bağırdıktan sonra elindeki şişeyi yere atıyordu adam. Şişe bir sürü parçaya ayrıldı. 

"Neredesin Miray!"

Adam gene bağırdığında kadın düşen göz yaşları eşliğinde adamın ekrandaki yüzünü okşadı. 

"Neredesin? Anlamıyorsun ben nefes alamıyorum!"

Kadın başını iki yana salladı. Kendisi de boğuluyordu.

"Gelme lan! Gelme amına koyayım! Bensiz ne halt yiyorsan gelme!"

Adamın sinirinden dolayı küfür ettiğini biliyordu. Adam yavaşça dizlerinin üstüne düştü. Omuzlarının titremesinden ağladığını anladığında kadının göz yaşları şiddetlendi. Daha fazla dayanamadı ve kalktı. Masadaki arabanın anahtarını aldı ve gitmek için hareketlendi. Bir kol onu durdurduğunda arkasını döndü. 

"Miray kendine gel! Gidemezsin bulacaklar seni!"

Kolunu Mert'ten kurtardı. 

"Üç ay oldu Mert! Bok gibi geçen üç ay boyunca ondan çok uzakta kaldım. Dayanamıyorum anlamıyor musun beni? Onun bana bakışlarını özledim. Gülüşünü özledim! Bak bir bana. Ben eski korkak Miray değilim." 

Kadın oturduğu koltuğun yanındaki fuları aldı. 

"Kokusu geçti artık bundan. O olmadan, olmuyor yapamıyorum." 

Gene gitmek için kapıyı açtı. Mert önüne geçti. 

"Benim görevim senin güvenliğin. Esas sen anlamıyorsun senin yaptığının korkaklıkla ilgisi yok." 

Her Şey Senin Uğruna #MirBor #MiranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin