28. Bölüm

837 68 34
                                    

Kerem sözlerine devam etti. 

"Baban olucak o şerefsiz yüzünden o kız böyle bir hayat yaşıyor." 

Boran zar zor ağzını açtı. 

"Ş-şaka yapıyorsun." 

Dediğinde Kerem başını iki yana salladı. Sonra da hikayeyi anlatmaya başladı. 

"Biz annenle çok yakın arkadaştık. Annen deli gibi aşıktı babana. Üniversiteye gittiğimiz zamanlar benden rica etti. Bende babanla anneni tanıştırdım. O kardeşim olucak şerefsiz kızlarla hiç ilgilenmezdi. Keşke tanıştırmasaydım. Bir süre çıktılar bunlar annen evlenmek istediğinde Adnan'ı uyardım. Ama beni dinlemedi. Annene söyleyemedim Adnan'nın aslında anneni hiç sevmiyordu Boran. Annenin doğum sırasında öleceğini biliyordu."

Boran'ın gözleri doldu. Eli yumruk haline geldi. Kerem yutkunduktan sonra devam etti. 

"Bu yüzden senle hiç ilgilenmedi. Tolga ve ben elimizden geleni yaptık senin sevgisiz büyümemen için. Ben pişmanım Boran. Anneni o gün o şerefsizle tanıştırdığım için. Affet beni hergele."

Kerem'in gözünden bir damla yaş düştü. Boran yavaşça sandalyeden kalktı. Kerem ona baktı. 

"Adnan Miray'ı senin sayende buldu. Seni takip ettirmiş. Miray'ı bırak Boran." 

-------------

Aynı çatı, aynı umutlar ve elimde aynı bira şişesi. İzmir'in soğuk havasını umursamadan çıkmıştım gene buraya. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. 

Oradaydı. Işıl ışıl parlayan tek yıldızdı. 

" A-anne."

Dedikten sonra gözyaşlarımın düşmesine izin verdim. Ciğerim yanıyordu. Bunca zaman kırgınlıklar içinde büyüyen çocukluğum aklıma geliyordu. 

"Allah kahretsin!" 

Bağırdıktan sonra şişeyi attım. Şişe parçalara ayrılırken hıçkırıklarıma yenileri eklendi. 

Boran'ın lisedeki anılarından biri. 

"Baba!" 

Hevesle evin merdivenlerini çıktım ve çalışma odasının kapısını açıp içeriye girdim. Gene aynı masada önündeki kağıtlara bakıyordu. Elimdeki kupayı kaldırdım. 

"Basketbol da yendik!"

Dediğimde ifadesiz bakışlarını bana çevirdi. Yüzümdeki gülümseme solarken kaldırdığım kupa yavaşça aşağı indi.

"Çık odadan." 

Dediğinde kaşlarımı çattım ve masasına yaklaştım. 

"Senin istediğin gibi. Aynı senin gibi şampiyon oldum. Sevinmedin mi?" 

Donuk ela renk gözler bana bakmaya devam etti. 

"Çık dedim." 

Dediğinde boş olan elim yumruk haline geldi. 

"Çıkmıyor musun? Şampiyon olsan ne olacak kıtsın. Yetersizsin. Git ne yaparsan yap."

Başımı eğdim ve yere baktım. Benim yüzümden. Miray bunca sene sonra benim yüzümden tehlikeye giriyordu. Ona odama gidip uyumasını söylemiştim. Saat sabah üç civarıydı. Kaç saattir burada ağlıyordum. Yüzümdeki gözyaşlarının izlerini elimle sildim. Derin bir nefes aldım ve merdivenlerden inmeye başladım. Sessizce odamın olduğu koridora girdim ve kapıyı açtım. Yatağımda mışıl mışıl uyuyordu. Yutkunduktan sonra yatağa yaklaştım. Sonra yan tarafına uzandım ve açılmış üstünü örttüm. Gözlerim yeniden yanmaya başladı. 

Her Şey Senin Uğruna #MirBor #MiranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin