1.Bekliyorum❄

356K 7K 6.6K
                                    

Hikayeyi okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya bırakın lütfen.

Hikayeyi okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya bırakın lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nisa Ersoy;

Evin balkonundaki salıncakta oturmuş gelip geçen insanları seyrediyordum. Evimiz üçüncü kattaydı ve buradan her yer görünüyordu. Bazı insanlar aceleyle gidecekleri yere yetişmek için koşar adım yürürlerken, bazılarıysa yavaş adımlarla sanki hiç aceleleri yokmuş gibi yürüyorlardı.

Küçük bir kasabada yaşıyorduk ve kasabadaki herkes birbirini tanıyordu. Kasabamıza belki de yıllardır yeni taşınan biri olmamıştı. Bunun aksine kasaba ahalisi şehre taşınıyorlardı.

İki yıl önce liseyi bitirmiştim ve üniversite sınavına girmek istesem de ailem buna izin vermemişlerdi. Eğer üniversiteyi kazanırsam beni şehirde okutturamayacaklarını söylediklerinde buna ne kadar üzülsem de onlara belli etmemiştim. Zaten belli etsem bile bunu umursamazlardı.

Onları buna zorlayamazdım çünkü abim zaten şehirde okuyordu ve onun masraflarını zor ödüyorlardı. Bende onlara yük olamazdım bunu maddi açıdan karşılayamazlardı. Çalışmak istediğimi söylesem buna da hayatta izin vermezlerdi.

"Ben geldim!" diye bir bağırış duyduğumda hemen arkamı döndüm ve karşımda Gizem'i görmemle çığlık atarak ayağa kalktım ve ona sarıldım.

"Kızım seni çok özledim ben ya!" dedim ona sıkıca sarılırken. Gizem benim çocukluk arkadaşımdı. Ortaokulu ve liseyi de onunla birlikte okumuştuk. Ama geçen yıl Gizem şehirde üniversiteyi kazanınca şehirde yurtta kalmaya başlamıştı.

Dersleri yoğun olduğu için onunla pek konuşamıyorduk ve yalnızca yaz tatilinde buraya döneceğini söylediğinde şok olmuştum. Onu gerçekten çok özlüyordum ama bu onun için en iyisiydi. Hiç değilse o hayallerini gerçekleştire bilecekti.

"Bende seni çok özledim balım!" dedi benden ayrılırken.

"Ah be Gizem bir an hiç gelmeyeceksin sanmıştım."

"Sınavlar, vizeler derken zaman akıp gidiyor işte. Hem gelir gelmez ilk senin yanına geldim."

"Hadi otur ben çay koyup geliyorum. Bana şehirde neler gördüğünden bahsedersin." dedim heyecanla. Ben bu kasabada doğmuştum ve hiçbir zaman bura dışında bir yer görmemiştim.

Çayları koyduktan sonra yeniden Gizem'in yanına geri döndüm. Anne babam şu an iştelerdi ve akşama doğru geleceklerdi eve.

"Nisa neler yapıyorsun? Telefonuna ne oldu senin dört ay oldu artık."

"Biliyorsun Fırat üniversitede kavga ederken telefonunu düşürüp kırmıştı bizimkilerde sen telefonu ne yapacaksın zaten tüm gün evdesin gerekirse ev telefonunu kullanırsın diyerek benim telefonumu alıp Fırat'a gönderdiler. Söz vermişlerdi yeni telefon alacaklarına ama geçen söylediğimde babam yok sana telefon deyince bir şey söyleyemedim." dedim buruk bir gülümsemeyle.

İzaleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin