52.Özlem❄

25.2K 1.1K 244
                                    

Herkese merhaba. Uzun zamandır İzaleye bölüm gelmiyordu bunun farkındayım. Hâlâ burada olup bizi bekleyenlere teşekkür ederim. Derslerimin yoğunluğu nedeniyle bir türlü bölüm yazamıyordum. Beni instagramdan takip etmeyenler için hemşirelik okuyorum ve bu yıl staj yılım olduğundan benim için oldukça yorucu ve yoğundu. Ama çok şükür stajım ve sınavlarım bitti. Sadece son bir tane bitirme sınavım kaldı. Sizi daha fazla bekletmek istemediğimde kısa bile olsa bulduğum bu boş zamanı değerlendirip bölüm yazdım. Son sınavım da bittiğinde buraya geri dönecek ve devamlı olarak bölüm yükleyeceğim. Sizi çok sevdiğimi ve yorumlarınızı okumayı çok özlediğimi söylemem gerekiyor. Yarın sabah tüm mesajlara ve yorumlara bakacağım.

Artık söz verdiğim gibi Nisa ve Ufuk'u daha fazla üzmeyeceğim. Bundan sonraki bölümlerde yalnızca onların mutluluğunu ve birbirlerine olan aşklarını okuyacaksınız.

Nisa Ersoy;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Nisa Ersoy;

Zaman yavaşça akıp giderken beraberinde acıları da sürüklüyor ve silikleştiriyordu. Geçen zaman acıya alışmamızı sağlıyordu. İnsan doğası gereği unutmalıydı yoksa yaşamaya nasıl devam edebilirdi ki? Ben de unutmayı deniyordum ama unutmak sanıldığı kadar kolay değildi.

Bazen bir anda, hiç olmadık bir zamanda gülümserken hatırlıyordum olanları ve gülümsemem yavaşça soluyordu dudaklarımda. Buna rağmen yaşamaya devam ediyordum.

Bebeklerimi kaybetmemde kimsenin bir suçu yoktu. Bunun farkındaydım. Bunun için kendim dışında kimseyi suçlayamazdım. Daha dikkatli olmam gerekirdi. Doktor beni uyarmıştı fakat ben onu dinlememiştim. Dikkatsizliğimin bedelini çok ağır ödemiştim. Hiçbir bedel bu kadar ağır olmamalıydı.

Ufuk sürekli yanımdaydı. Sanırım kendime zarar vermemden korkuyordu. Oysaki ben üzgün olduğum zamanlarda hep içime kapanırdım. Bunun üstesinden yalnız başına gelmek zorundaydım yoksa asla bunu atlatamazdım.

Tam bir ay geçmişti bebeklerimizi kaybetmemizin üzerinden. Geçen her gün ayak izlerini bırakmıştı kalbimde.

İnsan sevdiği birini kaybettiğinde kalbinde duyduğu sızıyla ruhu bir damla gözyaşı akıtırmış. Bu gözyaşı asla kurumaz ve silinmezmiş. Zaman tüm her şeyi iyileştirip unuttursa bile o gözyaşı hep taptaze kalırmış. Ruhum iki damla gözyaşı akıtmıştı…

Beni seven ve bana değer veren insanlar için iyi olmaya çalışıyordum. Çünkü biliyordum beni üzgün görmek onları da üzüyordu. Etrafımdaki insanları daha fazla üzmeye hakkım yoktu.

“Nisa.” Ufuk’un salondan bana seslenmesiyle irkilmiştim. Düşüncelerimin arasında kaybolmuş ve Ufuk’un eve geldiğini fark etmemiştim. Zihnimin içi savaş alanı gibiydi. Düşünceler birbirine çarpıp duruyor, kulaklarımı çınlatıyordu. Sabahtan beri boş gözlerle izlediğim bilgisayarı kapatarak salona geçtim.

İzaleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin