Biraz Daha Selim.

53 1 0
                                    

O hallerden, bu hallere.....

Selimi görunce elim ayağım birbirine girsede, yurda geldiğimde bir suskunluk hissettim. Herkes etüt odasındaymış. Tek ben hariçmiştim.

Bune saçmalık, diyerek, salona adımımı attım.Selim oradaydı. Kalp atışım tümüyle 160 atım olsada. Ters ters bana bakmasından, bir olgunun olduğunu kavradım.

'Herkes beni dinlesin, bundan sonra, Erken diye birini tanımış olmuyacaksınız. Çünkü yurttan atıldı!!.

Kimse şaşırmış değildi. ASLAN hariç.

Aslan:

'Ama nasıl olur hocam, Erken Ne yaptıki.!'

Onu zamanı gelince anlayacaksınız.

Ege:'hayır gidicek bir şey yapmadı, Erken burada kalıcak.'hocam dedi.

Ama Erken pek sevinmisti.

Kazandı mı ? Kaybetti mi ? Bilmiyordu.

Anlamsızca kendisinin yurttan atıldığını anlayan Erken.
Kapıdan arkasına bakmadan çıktı ve kendinden uzaklara akıcaktı.

Çünkü haketmiyordu. Azıcık sevmek istemişti ve olanlar gözünü doldurmuştu.

Selimin buraya gelmesiyle, hayatının içine edilen Erkenin tek isteği kendisi gibi sevmekti.

Ne o kendisinden çok daha sevseydi, ne de o az daha kendisini.

'Buraya kadarmış Erken. Hakkettin!'diyerek Erkenin arkasından gönderme yapan Selim.

'Hiç birşey buraya kadar değil Selim. Görücek ve inanacaksın.'dedi.

Tuttuğunu koparan Selime sadece bakan Erken, odasına doğru koştu. Gözü yaşli ve kalbi kırık. Acı şekilde kovulmuş, nedeni dahi sormamıştı.

Artık da önemi yoktu. Herşeyinde o varken, o herşeyi etmiyordu. Dolaptan tek tek doldurduğu eşyalarının ardından, Aslanını görüp,

'merak etme tekrar gelicem görüceksin.' dedi.

Aslan sade ve sadece dokundu. Omuzunu sıvazladı ve

'Seni çok özlücem Erken.'dedi.

Tıpçı arkadaşı Ege, "buraya kadar falan değil, sen üzülme tamam mı.'diyerek tesellisini etti.

Kapıya kadar uğurladılar....

Hınhınhınhın.....

'Bu motor sesi ne abi ya kim getirdi bunu.'diye haykıran Aslan.

'Ayh Demetten daha beter motor mu var sence. Bilki 0nun işi zaten bu durumlarım.'diye Aslana cevaplandı.

Tek tek merdivenleri üç arkadaş inerken, motorun sesi kattığı dumanı daha çok hisssettiler. Aslan Daha da sinirlendi  Duruma adapte olamamıştık ama,

'Bana bırakın yaaa!!!'dedi kapıdan hızlıca çıktı.

Tann kapı kapandı

Çıkması ve girmesi bir oldu. Kapıya arkasını sıkıca  yaslarak, demirlerinden tutan biri vardı

Merdivenlerin sonuna gelen ve suratı kireç gibi Aslanı gören Erken;

'Lan şovşak! Noldu be sana.!'

cevap alamadı.
İki merdiveni daha bitererek Ege'ye sordu,

'Ne olmuş ay buna. Len alık. Duymuyon mu.!!'

Aslanın rengi daha da gitmeye başladı. Gözleriyle nefesinin hızı daha da artmış , Sağa sola kaymaya başlamıştı.

'O burada. O çıkmayın ya lütfen.'!

'Çıkmayın da ne be, Çekil ayh önümüzden.!'

'Aslan Çekil diyorum!.. Erkenin sesi daha da artarak.

Aslan:'olmaz bu çoçuk beni döverken sen gelmiştin. Kesin kavga çıkıcak. Hayır yapmayın bak.!'

'Ondan korkan onun gibi olsun be, manyak mısın oglum. Çekil.!!'

Aslanı tutuğu gibi, merdivene çakan Erken. Kapıyı açtı.

Güneş ışıklarının gözüne gelmesiyle eliyle hafif kapatmaya çalışmasının arasında ki gördüğüyle, bambaşkaydı...

YAMAHA r125 üzerinde duran bir genç. Elinde ki gücüyle daha ses çıkarmayı Erkeni gördükçe arttıran. Başında kaskı olan ve Tüm kaslarıyla motoru kaplayan hemd de Aslanı korkutan bu genç Erkeni durdurdu.

Başında ki kaskı Erkeni görünce çıkardı..

Mavi gözleri hafif dalgalı sarı saçıyla yakışıklılığına denk düşmüş, Sarı kirli sakalı ve muhteşem vucudunu motora adapte etmis bu genç,
Erkene 'atla' anlamında işaret etti...

'Lan mete..... hoşgeldin yahu!!.'diyerek motora doğru koşup selamlaştı tokalaştı.

Aslanın ağzı apaçık kaldı ve 'nasıl olur.'diye sadece dudağını ısırdı.

'Aslan gel lan buraya, maymun bu mu senin korktuğun.'diye eliyle aslana gel çağrısı yaptı.

Mete(güldü); 'Aslan için  bingo olmadık dimi kanka.'

Erken(daha da Güldü) :'Ay demezmi kanka.'diye eliyle omuzuna yumruk attı.

Mete'Acıdı ya lan.'diye daha da güldü.

Aslan yaklaştı ve 'hoşgeldin abi.'dedi ve sustu.

Aslanin rengi karamele dönmüş, ege de garibim hiç olanlardan habersizdi.

Mete:

'Hoşbulduk kardeşim, nasıl gidiyo.'

'İyiyiz çok sagol.!' Ama siz....demisken.

Erken susturdu. 'Ayh susun tamam şimdi. Mete hayırdı yahu. Ne iş motor. Yurt önü. Sen.'

'Beni Alperen gönderdi. Senin için olanlara göz yummadı. Çünkü atıldığını biliyordu. Yardim etmeye, seni bize götürmeye geldim.'

Elini uzattı. O an dakikalar benim oldu. Gittiğim geldiğimden daha sansliydi .Eğerr bir gün kalıcaksam benim değil kalbimin kalması gerekiyordu.

Evet anlamında, ben de uzatılan ele cevap verdim. Mutluydum çünkü sebebim sevinmekti. Kendime değil zamanıma seviniyordum.

Atladım.....

Yola koyulduk. Kendimi ilk defa uzun yolculuk dışında mutlu hissediyordum. Geçmişe Nasıl veda etmek olduğunu değil, Niye veda etmem gerektiğinin kanıtını verdim.

'Nereye Gidiyoruz.'

"Korkma senin kadar cesur değilim. Kaçırılmayacaksın.'dedi

Ve güldü.

Korkmuyordum. Tek hareketle arkasından kavradım ve sarıldım.

En azından nereye gidicemi öğrenmiştim.

'Özlemediğim buralarda....

Gökkuşağının Son RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin