Chanyeol yerinde bir o yana bir bu yana dönüyordu. Uyuyamıyordu. Baekhyun'u merak ediyordu. Eşi bir hışımla çıkmış ve hala geri dönmemişti. Onu beklemek istiyordu ama bir yandan da onun gelmeyeceğini biliyor gibiydi.
Dönüp olmaktan sıkılmış olacak ki yataktan çıkıp cama doğru adımladı. Biraz parlak yıldızlarla çevirili gökyüzünü ve dolunayı izlemek istiyordu. Camın önünde duran kadife kaplı koltuğa oturdu camı açtıktan sonra. Şimdi ise odaya dolan temiz havayı ciğerlerine çekti. Biraz daha sakinleşmiş olsa da aklı hala Baekhyun'da idi. Alfa olan her aklına geldiğinde kalbinin ritmi bozuluyordu.
İlk gecelerinin böyle olacağını tahmin etmiyordu. Bir şeyler yaşamasalar bile birlikte uyuyabileceklerini düşünmüştü. Alfa olanın derdi tam olarak neydi bilmiyordu. Ama merak ediyordu. Ona somak istiyordu ama nasıl soracağından emin değildi. Ona nasıl sorabilirdi? Eğer Baekhyun ona dokunmak istemiyorsa bir nedene ihtiyaç duymazdı. Sadece istemiyor olması yeterliydi.
Kalbinin kırıldığını hissediyordu. Ay yerini güneşin ilk ışıklarına bırakasıya kadar düşündü genç çocuk. Göz pınarında bir damla yaşla uyuduğu zaman odasının kapısı açılmıştı sessizce.
*
Gözlerini zorla açtı Chanyeol. Kaç saat uyumuştu bilmiyordu ama bildiği bir şey varsa kesinlikle yatakta uyumadığıydı. Yüzünü elleriyle ovdu. Uyku sersemliğini hala üzerinden atamasa bile biraz daha zihnini toparlamasına yardımcı olabilirdi bu belki. İşe yaramamamıştı, o da umursamamayı seçti.
Odanın kapısı açıldığında beyaz saçlı alfa içeriye girmişti. ''Uyanmışsın. Aç olmalısın. Şimdi senin için bir şeyler hazırlamalarını söyleyeceğim.'' Dedikten sonra, geri dönmüştü. Fakat onu durduran şey Chanyeol'un hızla ona ilerleyip kolunu tutması olmuştu. ''Biraz konuşabilir miyiz?'' Diye sordu genç çocuk.
Baekhyun onu süzdü. Ne hakkında konuşmak istediğini az çok tahmin edebiliyordu genç çocuğun. ''Elbette.'' Dedikten sonra onu yatağa doğru çekti.
Chanyeol ellerine bakarken mırıldandı. ''Dün nerdeydin?''
Baekhyun çekinerek soru soran çocuğa gülümsedi. Camdan dışarıyı işaret etti. ''Karşıda gördüğün dağlar var ya oradaydım. Yanında kalmam senin için tehlikeli olurdu.''
''Biliyorum. Dolunayda oldukça vahşileşiyorsunuz. Peki şimdi kendini nasıl hissediyorsun?'' Genç çocuk sordu. Onun dağda ne yaptığını merak etse de daha fazlasını sormaya cesareti yoktu.
''İyi hissediyorum ve senden özür dilerim. Seni yalnız bırakmak zorunda kaldığım için üzgünüm.'' Alfa olan şefkatle konuştuğunda Chanyeol ayaklandı. ''Önemli değil. Şimdi buradasın ve bu iyi benim için.'' Dedikten sonra ne kendisinin ne de alfa olanın beklemediği bir şey yaptı. Eğilip beyaz saçlı olanın yanağına tüy kadar yumuşak ve naif bir öpücük bıraktıktan sonra hızla odadan çıktı.
Koridorun sonuna kadar koştu ve kalbini tuttu. ''Aman Tanrım! Ben az önce onu öptüm!'' Badem gözleri iri iri açılırken şokla söyledi. Neden yaptığını bilmiyordu ama alfanın nazik ve kibar tavırları onun kendini kaybetmesine neden oluyordu. Onun düşünceli hali kalbini hızlandırıyordu. Gerçi onu her gördüğünde bu durum böyleydi. Kalbinin atışları artıyor nefesi hızlanıyordu.
Dudaklarında yumuşak his orada öylece dururken sersemce gülümsedi. Baekhyun'un teni yumuşacıktı. İçinden ona çok kızmamış olaması için dua ediyordu. Sonuç itibariyle alfa olanın iznini almadan onu öpmüştü. Bunu nasıl bir cesaretle yapmıştı, bilmiyordu. Tek bildiği o an bu onun içinde karşı koyamadığı bir dürtü olduğuydu. Beyaz saçlı olan ona çok güzel bakarken kendini tutamamıştı.
Akşam serinliği çoktan etrafı esir alsada Chanyeol, Kurt Yatağı'na girmemekte ısrarcıydı. Baekhyun'un yüzüne nasıl bakacağını bilmiyordu. Hala utanıyordu. Derince bir nefes aldı ve ileride duran ağaçlardan birinin altına yürüdü. Burada biraz dinlenmek istiyordu. Kafasını toparlamalı ve alfa olandan özür dilemeliydi belki de. Lakin ikisi evliydi. Böyle şeylerin evliler arasına sorun olmaması gerekiyordu.
Aniden karşısına çıkan bedenle ne yapacağını bilemedi. Beyaz saçlı alfa ona bakıyordu. Gözlerinde, Chanyeol'un adlandırmadığı bakışlar vardı. Buz mavisi olan gözlerde alay görüyordu Chanyeol.
''Baekhyun.'' Diye ismini fısıldadı eşinin.
Beyaz saçlı olan ise gülümsedi ama bu pek sevgi dolu olan bir gülümseme değildi. Chanyeol kendisine doğru yavaş yavaş yürüyen bedenle ne yapacağını bilemeiyordu. Ona doğru neden yürüdüğünü anlayamıyordu. ''Neler oluyor?'' Diye sordu.
Beyaz saçlı alfa hiç bir şey söylemedi. Ta ki genç çocukla aralarında ki mesafe sıfıra inesiye kadar. ''Yoksa benden kaçmak gibi bir düşüncen mi var?'' Alfa hırıltılı sesiyle sordu.
Chanyeol badem gözlerini irice açmaktan alamamıştı. ''H-hayır. Öyle bir düşüncem yok.'' Diyebildi. Ama eğik başı bunun doğru olduğunu kanıtlar cinstendi.
Baekhyun, kıvırcık saçlı çocuğun belinden tutup kendine doğru çekti. Burnunu onun çenesi ve kulağı arasındaki yerde dolaştırdı ve kokusunu ciğerlerine doldurdu. Zıvanadan çıkmış kalp ritimlerini duyabiliyordu. Canyeol'un heyecandan titreyen bedeninin farkındaydı ve bu etkiyi yaratıyor olmak ona zevk veriyordu. İçinden gelen dürtüyle onu paramparça etmek istiyordu. Kurt dişlerinin kaşındığını hissediyordu. Onu yıllar önce kendine mühürlemişti ama bunu şimdi çiftleşerek yapmak istiyordu. O küçücük öpücük içinde bir şeyleri tetiklemişti. ''Benden utanma. Yaptığın şeyin beni hale getirdiğini bilemezsin.'' Fısıldadı.
''Baekhyun ben...'' Cümlesini tamamlayamamıştı genç çocuk. Zira alfa olan çoktan onun dudaklarını kavramıştı.
Dünya dönmüyor olmalıydı. Chanyeol ne yapacağını şaşırmıştı. Onu kendine çeken kuvvetli bedenle ne yapacağını bilmiyordu.
Alfa, eşinin üst dudağını kavrarken, bir yandan da onun belini okşuyordu.
Genç çocuk ise sonunda hareket etmeye karar vermiş olacak, alfanın alt dudağını beceriksizce emdi. Nasıl öpüşülürdü bilmiyordu. O sadece Baekhyun'a ayak uydurmak istiyordu. Kollarını yavaşça eşinin boynuna doladı Chanyeol. İçinde yanmaya başlayan alevle onu daha fazla istediğine karar vermişti.
Beyninin uyuştuğunu hissediyordu. Bu his tüm bedenini ele geçirirken direnmek için çabalamaya gerek duymuyordu. Baekhyun ağzının içini diliyle talan ederken iyiydi. Elleri birilerinin vücutlarında pervasızca dolanırken iyiydi.
Daha fazla istiyordu. Onu en derinlerinde hissetmek ve ona ait olmak istiyordu. Baekhyun'un aleviyle kül olmak istiyordu. Sıcak dil dişlerinin arkasına sürtünürken tek düşündüğü buydu. Çok daha fazlası...
Baekhyun son bir kez daha öptü kızarıp şişen dudakları ve yavaşça ayrıldı. ''Buna odamızda devam edelim sevgili eşim.''
Devam edecek...
Yazamıyorum minnak kurtlarım :(