Alfa derince uyuyan eşini gözleriyle sevdi. Boynunun çeşitli yerlerinde morarmalar, çürükler vardı.
Onu hırpalamıştı hem de fazlasıyla. Ama Chanyeol yine içini kıpır kıpır edecek kadar güzel görünüyordu.
Kokusunu içine çekti. Kendi kokusu ona ne de çok yakışmıştı.
Sanki en başından beri uyuyan gencin kokusu bu olmalıymış gibi...
Abygail'den onun için merhem ve şifalı çay isteyecekti. Ama bunu sonra yapacaktı çünkü şu anda tan yenice ağarmaya başlarken Chanyeol nefes kesiciydi. Bunca zaman bundan mahrum kalmış olması haksızlıktı.
Baekhyun farkındaydı. Dün geceden sonra eşine çok daha derin bağlanmıştı. Kokusunu içine çekmek için burnunu boynuna sürttü. Müthişti.
Biraz sonra eşi yatakta kıpırdanmaya başlamıştı. Onun uyanacağını anladığında beyaz ve morarmalar olan boyuna bir kaç minik öpücük bıraktı.
Chanyeol sabah sabah bu kadar sevgi gösterisine maruz kalmanın ve dün gece yaşadıklarının sonucu sersemce gülümsedi.
Birazcık utanıyordu. Ama Baekhyun'un kelebek öpücükleri bunun üstesinden gelmesine neden oluyordu.
Baekhyun, Chanyeol'un kıkırdamalarını duyunca sırtıp öpücükleri arasına bir iki dil darbesi de kattı.
Chanyeol bununla birlikte inlerken, Baekhyun artık kendini tutmaması gerektiğinin farkındaydı. Kurtlar her zaman aç olurdu ve alfanın bu sabahki yemeği genç eşi olacaktı.
Baekhyun, Orman Cadısının odasına girdi. Kadın yine uyukluyordu. 'Yaşlı bunak.' diye geçirdi içinden.
''Seni duydum alfa.'' Abygail gülerek konuştu.
''Biliyorum bunak.'' Diye söyledi Baekhyun gülerek.
Abygail iki gözünü birden açıp sırıttı. ''Görüyorum ki son derece mutlusunuz Alfa. Bunda dün gece ve bu sabah Kurt Yatağın'da yayılan aşk seslerinin bir payı olmalı.''
Alfa olan sırıttı. ''Olabilir. Bu arada sen evli çiftlerin yatak odalarını dinlemek için biraz fazla yaşlı değil misin?'' Keyfi o kadar yerindeydi ki her zamankinden kat be kat daha olumluydu. Bu yüzden yaşlı kadına sataşmaktan geri durmadı.
''Bir sürü çiftin yatak odası seslerini duyduğuma emin olabilirsin. Annen ve babanın seslerini bile.''
''Acaba Orman Cadısı olabilmek için gizli sapık mı olmak gerekiyor?'' Alfa sataşmasını sürdürdü.
Yaşlı kadın içten bir kahkaha attı. Kendini uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar neşeli hissediyordu. Bunun elbette çok daha farklı bazı sebepleri vardı. ''Çok narin bir ruha sahip olman gerekiyor Alfa. O ruhun kırılması ve yeniden bir ruhun meydana gelmesi gerekiyor. Bu asırlar sürer. Bir Orman Cadısı kolay yetişmiyor.'' Azıcık hava atmaktan geri durmadı.
''Eyy Tanrı senin canını almayı unutmuş bence.''
''Hatırlaması için dua ediyorum hergün.'' Yaşlı kadın cevapladı. Çok uzun yıllardır dünyadaydı ve bu artık onu yoruyordu.
Baekhyun gülümsedi. ''Sensiz bir dünya düşünemiyorum.'' Orman Cadısına çok fazla şey borçluydu. Bunca zamandır kendisnin yapamadığını yapıp eşine göz kulak olmuştu. Onu büyütmüş ve mükemmel bir delikanlı olmasına yardımcı olmuştu. Bunun için ona minnettardı ve bu yaşlı kadının ona yaptığı sayısız iyiliklerden biriydi.
''Gel buraya. Senin sonunda gerçek bir yetişkin olabildiğini görebildim.'' Yaşlı kadın kollarını açıp alfaya sarıldı.
''Meğer onu çok uzun zamandır bekliyormuşum. Onu ilk gördüğüm andan beri bekliyormuşum Aby.''
''Biliyorum. O senin kaderin Baek ve sonunda kaderin seninle bir.''
Baekhyun kendini saran kollardan ayrılıp gülümsedi. ''Şimdi kaderim için bana bir kaç ilaç ver. Ağrı kesici ve çürüklere iyi gelen bir şeyler olsun.'' Dedi.
''Seni azgın kurt! Benim evladımın canını çok mu yaktın?'' Abygail raflara ilerlerken bir yandan da alfayı kalaylıyordu.
''Eh uzun zamandır beklediğim andı. Kendimi pek tutatamadım.''
''Bunları bilmek istemiyorum. Kahretsin kendi evladımın ilk gecesini neden eşi bana anlatıyor?''
''Zaten duydun. Yoksa yaşlı bedeninde genç hisler mi uyandı? Sana bizim koca kurtlardan birini ayarlayabilirim.'' Alfa olan onunla uğraşmaya devam etti.
''Defol buradan alfa. Ben koskoca Ormanların Cadısı, doğanın kraliçesi kurtlara tenezzül mü ederim?''
''Evde kaldın böyle diye diye işte.''
Abygail aldığı iki merhemi birbine katıp merhem yaptıktan sonra içi sıvı dolu bir şişeyle birlikte alfaya uzattı. ''Haydi git eşinle ilgilen, zevzeklik etme. Bunları tok karnına kullansın.''
''Teşekkürler.''
Alfa olan odadan çıktığında mutluydu. Taki Jongin kendisine koştur koştur gelesiye kadar. Oldukça telaşlı görünüyordu.
Baekhyun'un ''Neler oluyor Jongin?'' Diye sordu.
Esmer olan ise ''Kyungsoo koşarken düştü. Kafasını vurdu, ağlıyor. Ona ilaç alacağım.'' diye söyledi.
''Sana yine oyun yapmış. Kyungsoo aramızda iyileşme gücü en hızlı kurt. Sürekli seni kandırıyor.'' Baekhyun gülerek söyledi.
Jongin'in ise yüzü düştü. ''Özür dilerim.'' Diye mırıldandı. Küçük çocuğun sevimliliğine asla karşı koyamıyordu. Bunun için kötü hissediyordu. Yetişkin gibi olamıyordu.
''Özür dilenecek bir şey değil. Küçük bir şeytan o. Sürekli kendine oyun arıyor. En çok seni sevdiği için de seninle uğraşıyor.''
''Ona bir şey olmasından çok korkuyorum. Sürekli yeniden gidecekmiş gibi hissediyorum.''
Baekhyun gülümsedi. ''Buna izin vermem. Tekrar aynı şey olmayacak. Bu yüzden endişelenme.''
Esmer olan gerisin geri yürürken birden koridora yığıldı. Baekhyun panikle ona doğru koştu. ''Jongin iyi misin?'' Nöbetçi kurtlarda ona koşarken esmer olan sol göğsünü tutuyordu.
''Kyungsoo... Mühür...'' Jongin sadece bunları söyleyebildi. Ardından çığlık atıp gri bir kurda dönüştü.
''Hemen Orman Cadısına haber verin!'' Baekhyun kardeşinin odasına koşarken umduğu şeyin olmaması için dua ediyordu. Mühür kırılıyordu ve bunun zamanı değildi.
***
Abygail bu teyzemiz oluyor. Sevin onu çok minnoş ehehehehe:)