Chanyeol uyuyan esmer çocuğun saçlarını okşadı. Jongin ne kadar on altı yaşlarında dursada aslında küçük bir çocuktu ve şu an da fazlasıyla ilgiye ihtiyacı vardı. Chanyeol onun yanından ayrılmak istemiyordu. Ama bir yandan da gidip Baekhyun'la beraber Kyungsoo'yu da aramak istiyordu. Onu bulmak istiyordu. Küçük arkadaşını ölesiye özlemişti. Gözleri dolduğunda hızlıca sildi. Ağlarsa Jongin uyanabilir ve yine ağlamaya başlardı. Esmer çocuk tüm gece uyumadan ağlamıştı zaten.
Onun dışarıya çıkıp Kyungsoo'yu aramak için çırpınmasını izlemek çok zordu. Chanyeol daha önce bir çok şey kaybetmişti ve her defasında canı çok yanıyordu. Bunun bir tedavisi olmadığını biliyordu. Asla alışamayacaktı ama dua ediyordu. Bir daha sevdiği kimseyi kaybetmemek için dua ediyordu.
''K-Kyungsoo...'' Jongin geceden beri sayıkladığı ismi yine söyledi. Uyuyor olsa bile acı çekiyordu. Chanyeol onun elini tuttu. ''Gelecek Jongin. Kyungsoo bizi bırakmaz. Üstelik Baekhyun onu bulup getireceğine dair söz verdi. O gelecek.'' Sessizce fısıldadı genç olanın kulağına. Jongin düzenli nefes alıp vermeye ve uyumaya devam etti. Chanyeol ise onun yanından ayrılmadı.
''Efendim izler Düşler Diyarı'na doğru gidiyor.'' İzci kurtlardan biri mavi gözlü alfaya söyledi. ''O tarafa doğru gidelim ama yanıltma yapmaya çalışıyor olabilir. Tüm bölge kuşatılsın.'' Alfa olan kurt formuyla konuştu. Bu form çok daha rahattı. Tüm duyuları daha net çalışıyordu. Bu da ona avantaj sağlıyordu.
Ama alfa endişeliydi. Düşler Diyarı tekin değildi. Orası cadıların ülkesiydi. Kara cadıların...
Sürekli büyü yapar, ot çeker ve alkol alırlardı. Bu yüzden ülkenin adı Düşler Diyarı idi. Tüm cadılar kara düş peşinde koşarlardı. Baekhyun onlardan nefret ederdi. Kyungsoo'nun oraya götürülmüş olma gerçeğinden hoşlanmamıştı. Kara cadılar sinsi ve hilekardılar. Küçük çocuğa zarar vermekten zerre çekinmezlerdi.
O zeptiliyanı gebertecekti. Onun vücudunda ki her bir parçayı koparacak ve yakacaktı.
Düşler Diyarı'nın sınırına geldiklerinde kötü bir kokunun etrafı sardığını farketti. Burnu bu kadar hassasken bu katlanımaz oluyordu. Öncü birlikten kendine doğru koşan kurdu gördü.
''Efendim, Kyungsoo'nun Düşler Diyarı'ında olduğu kesin. Kurt kanı bulduk ileride. Ağaç evdeki kokuyla birebir uyuşuyor.''
Baekhyun gözlerini kısmış ve gürce ulumuştu. Dağ taş titremişti sanki. Haber veriyordu. Kara cadılara ülkelerine gireceğini ve önüne çıkanların ölümü olacağını haber veriyordu. Kara cadılar kurt ulumaların anlamlarını çok iyi bilirlerdi.
Ve vampirlerde...
Uyuyan küçük çocuğu kucakladı. Uzun tırnaklarının ona bir zarar vermesinden korkuyordu. Onu incittiği için kendini iyi hissetmiyordu. Üstelik bir vampirken acıma ve pişmanlık gibi duyguları hissetmesi garip geliyordu. Ama çok güzel olan kurt çocuğunu korumak istiyordu. Ona bir zarar gelmesini istemiyordu. Onu oradan almakla akıllıca davranmadığının farkındaydı. Ama iş işten çoktan geçmişti. Küçük çocuk yanındaydı. Düzenli soluk alıp veriyordu. Çabuk iyileşiyordu. Kendini tutamayıp ondan biraz fazlaca kan içmişti. Ama yine de onun ölmediği için mutluydu.
Soğuk parmak ucuyla sıcacık olan beyaz yanağa dokundu. Yumuşacık ve gerçekten pürüzsüzdü. O çok güzel bir çocuktu. Tıpkı kardeşi gibi.
''Üzgünüm ufaklık. Sana bunları yaptığım için çok üzgünüm. Sana söz veriyorum kendine gel ve toparlan seni geri götüreceğim.''
Bu sırada küçük çocuk uzun ve sık kirpiklerini kırpıştırarak büyük gözlerini açtı. ''Baekhyun amcam geliyor. Beni ona götür lütfen.''
Vampir olan şok yaşıyordu. Küçük olan meğer her şeyin farkındaydı. Bu nasıl mümkün olabilirdi. ''Canın acıyor mu sen iyi misin?'' Onun yüzünü avcuyla okşarken sordu.
Kyungsoo ''Ben iyiyim ama senden birazcık korkuyorum. Çünkü sen benim canımı yaktın.'' dedi.
''Bunun için çok üzgünüm ufaklık. O an ne yaptığımın farkında değildim.''
''Sen iyi bir vampir misin?'' Kyungsoo sevimlice sordu. Sesi biraz yorgun olsa da kendindeydi.
Vampir olan gülümsedi bu ilk defa başına geliyordu. ''Hım. Bilmem ki. Annen ve baban sana vampirlerin kötü olduğunu söylemediler mi?''
''Benim annem ve babam yok ki! Ama Nini'im var! Ben onu özledim.'' Gözleri anında dolduğunda vampir olan onun ağlamasından korkmuş ve ''Tamam. Merak etme seni ona geri götüreceğim. Üstelik bunu bir an önce yapmam gerekiyor. Ama aç olmalısın haydi bir şeyler ye sonra yola çıkalım olur mu?'' diyerek onu yatıştırmıştı.
Kyungsoo ise ''Ama Baekhyun amcam yakında. Az önce sesini duydum. Beni ona götür.ür müsün? Eminim beni aramak için gelmiştir.'' dedi.
''Peki seni ona götüreceğim küçük adam.''
''Senin adın ne vampir abi? Sen iyi bir vampirsin. Büyüdüğümde seni unutmak istemiyorum. Hem Baekhyun amcamla karşılaşırsan onun sana zarar vermemesini söyleyeceğim.''
''Bak sen... Baekhyun amcan çok mu güçlü?''
''Elbette güçlü. O bir alfa.''
O geceki kurt olmalı diye düşündü vampir olan. O gece bir kurt arıyordu. Sınıra dayanamak üzereydi. Kurt kanına ihtiyacı vardı. Ama gücünün farkına vardığında kaçmak zorunda kalmıştı. Onunla mücadele edemeyeceğini biliyordu.
''Tamam küçük adam. Seni ona götüreceğim.''
''Peki adın ne vampir abi?''
''Wu Yifan.''
***