Genç Çocuk ve Gerçekler

2.2K 196 37
                                    

Chanyeol nerede olduğunu anlamak için etrafına baktığında, kendini şifacı kadının yanında buldu.''Koca Anne ?''

''Uyanmışsın benim salak oğlum.'' Yaşlı kadın genç çocuğun kıvırcıklarını karıştırıp söyledi.

Chanyeol hala neler olduğunu anlayamadığı için şaşkınca bakıyordu. ''Ben ormanda... Mavi... Buraya nasıl geldim ben?'' Son olanları hatırladığında gözlerini büyüterek oturur pozisyona geldi.

Yaşlı kadın ocak başına doğru gitti ve oradaki çaydanlığı bir bez yardımıyla aldı. Chanyeol için şifalı çay yapmıştı. Genç çocuğun buna ihtiyacı olacaktı. ''O fırıncının yollu kızı seni tuzağına düşürmüş. Bunca zamandır koruduğum namusundan olacaktın az daha. Dikkat etsene be oğlum.'' Diye söylendi.

Chanyeol ise onun ne saçmaladığını anlamıyordu. ''Koca anne ben en son ormandaydım ve yine aynı kurtla karşılaştım. On bir yıl önce ki mavi gözlü kurtla tekrar karşılaştım.''

Yaşlı kadın elinde ki çaydanlığı yere bıraktı. Çok şaşkındı. ''Sen olanları hatırlıyor musun?'' Diye sordu. Bunu beklemiyordu. Genç oğlanın o güne dair olan tüm anılarının silindiğine emindi. Peki ne diye şimdi her şeyi hatırlar olmuştu?

Chanyeol yere düşen çaydanlığa baktı ve istifini bozmadı hiç . Şu anda çaydanlıktan daha önemli şeyler vardı. Abygail'in ondan sakladığı bir çok sır vardı ve artık bunların gün yüzüne çıkma vakti gelmişti. Artık daha fazla onun çektiği yöne doğru savrulmayacaktı. Neler olup bittiğini öğrenecekti. ''Beni ormandan kim getirdi? On bir yıl önce olduğu gibi buraya Mavi getirdi değil mi? Sende bunu saklıyorsun, neden?''

''Sana daha fazla yalan söyleyemem öyle değil mi?''

''Söyleyemezsin. Eğer gerçekleri anlatmazsan kendim aramaya başlayacağım bunu bil. Ne olursa olsun bulacağıı bil. Mavi Göz'ü bulmaya gideceğim. O bana elbette anlatacaktır. Boynumun arkasında ki ize kadar her şeyi bana anlatacağına eminim. Onunla iki kere karşılaştık, İkisinde de beni öldürmek yerine yardım etti. Neden?'' Gözlerinde ki derin merakla sordu. Her şeyi öğrenmenin vakti gelmişti. Yaşlı kadın ne düşünürse düşünsün artık her şeyi anlayabilecek ve kendi başına karar alabilecek yaşa geldiğini çoktan fark etmeliydi. Chanyeol sonsuza kadar ona bağlı yaşamını sürdüremezdi.

Yaşlı kadın yavaşça ocak başında ki eski ahşap sandalyeye çöktü. Anlatmak zaman alacak gibi duruyordu. Nereden başlaması gerektiğini bilemiyordu. Bu salak oğlanı kıramazdı. Ona değer veriyordu. Gören gözlerinden, işiten kulaklarından, atan kalbinden daha çok karşısında duran salak oğlana değer veriyordu.'' Babanla ormanda olanları hatırlıyorsun. O zaman size daha doğrusu sana yardım eden başka bir kurt vardı. Seni kurtaran kurt bir alfaydı. Yani bir lider. Bu yüzden diğerlerinden çok daha güçlüydü ve onlarla kolaylıkla mücadele etmişti. Kafan karışmasın, normal zamanlarda kurtlar ve insanlar pek dost sayılmazlar. Çok nadir zamanlarda insanlara yardım eli uzattılar. Dünya düzenine karşı gelmezler. Fakat o gün bir alfa seni diğer kurtların pençelerinden kurtardı. Hatta daha ileriye gitti. Sen kan kaybından ölmek üzereyken o sana kanını ve zehrini sundu. Senin damarlarında alfa kanı geziyor Chanyeol. Bu sayede şu anda hayattasın.

Yaptığı şey aslında yasak olandı. Çünkü sana kendi kanından ve zehrinden vermesi demek seni eşi olarak seçmesi demekti. O seni işaretlemek zorunda kaldı. Sadece sana kanından içirmiş olsaydı çok kısa bir süre yaşar ve sonra yine ölürdün. Lakin o seni işaretledi ve sen bu sayede yaşadın. Bir alfanın eşi olarak. '' Yaşlı kadın anlattıklarının ağırlığı yüzünden gözleri dolu dolu olmuştu. Tüm yaşanılan şeyler bir bir gözünün önünden geçiyor ve karşısında duran çocuk için üzüntü duyuyordu.

Chanyeol ise tüm duyduğu şeylerle dehşete düşmüştü. Kurt adamlar hep efsanevi varlıklardı. Asla varlıklarına gerçekten inanmamıştı. En azından on yaşına kadar. Çocukken onlarla karşılaşmak için can attığı doğruydu. Bir çok olağan üstü varlığa inancı vardı ama zamanla büyümüştü ve düşünceleri de onunla birlikte büyümüş ve şekil değiştirmişti. Taki Mavi Göz ile tekrar karşılaşıya kadar. Unuttuğu o zamanı tekrar hatırlaması tekrar inanmasına yardımcı olmuştu. ''O neden böyle bir şey yaptı?'' Bunu kendi kendine sorsa bile ''Bilmiyorum. Ona sorduğum da sadece senin cesur bir çocuk olduğunu söyledi. Daha fazla bir şey bilmiyorum. Çoğu zaman onun ne düşündüğünü anlayamazsın.'' Abygail cevap verdi. Yeşil renkteki yorgun gözlerini Chanyeolun sıcak kahve gözlerine dikti.

 ''Sen onunla konuştun mu?'' 

''Seni köye getirdiği zaman ve dün buraya taşırken konuşma fırsatımız oldu.'' Abygail, yorgunca mırıldandı. Daha fazla konuşmak istemiyordu. Ama Chanyeol'un aklında ki tüm pürüzleri silmeliydi. Ancak bu şekilde onun güvenini kazanabilirdi. 

''Ben onu görmek ve onunla konuşmak istiyorum. Bana bunun için yarım et.'' Chanyeol heyecanla konuştu. Mavi gözlü kurtla konuşma fikri bile kalbinin hızla çarpmasına neden oluyordu. O çok farklıydı. Bir kere olağan üstüydü. İçinde ki meraklı çocuk onunla konuşması gerektiğini söylüyordu.

  Yaşlı kadın kafasını itiraz edecesine salladı. ''Bunu yapamam Chanyeol. Sana yardım etmiş olması onu güvenilir olduğunu göstermez. O bir kurt. Dahası bir lider. İnsanlardan çok haz ettiği söylenemez.'' Kesinlikle ikisinin bir araya gelmesi Chanyeol için tehlikeli olurdu. Buna izin vermek istemiyordu. 

 Chanyeol derince iç çekti. ''Koca Anne sanki onu tanıyormuşsun gibi konuşuyorsun. Üstelik eğer bana bir şey yapmak isteseydi bunu daha önce de yapardı. Hatta hiç bir şey yapmasına bile gerek yoktu. Beni orada tek başıma bıraksa da ben çoktan babamla birlikte ölmüş olurdum. Ona teşekkür etmek istiyorum. Kimse kendisine teşekkür etti diye birine zarar vermez. Öy le değil mi?'' 

 Yaşlı kadın pes etmişlikle iç çekti ve ''Ne desem de boşuna olacak gibi. Ne biliyorsan onu yap. Fakat unutma bir söz verdin ve bu sözü tutmak zorundasın.'' 

 Chanyeol yutkundu. Düşününce onun haklı olduğunu biliyordu. Annesine bir söz vermişti ve bunu tutmak zorundaydı. Bu zamana kadar bunu düşünerek yaşamıştı ama şimdi Mavi'yi görmeliydi. Bunu her şeyden çok istiyordu. Buna ihtiyacı vardı. 

 O zaman olanları yeni hatırlamasına rağmen aklında tek bir pürüz bile yoktu. Her anı, her saniyesiyle birlikte orada öyle duruyordu. Bu boğazının düğümlenmesine neden oluyordu. Babasını son görüşünü unutamıyordu. O hali ve Mavi'nin o güzel gözleri bir türlü aklından çıkmak bilmiyordu. Onu görmek ve bir kere olsun onunla gerçekten konuşmak istiyordu. Onun soğuk ve derin sesini tekrar duymak istiyordu. Mümkünse beyaz tüylerini okşamak ve onun gözlerine bakmak istiyordu. 

Gözlerini yumup uyumayı beklerken, yarın yapacağı iş belliydi. Ormana gidip Mavi'yi bulacaktı. Onunla yeniden karşılaşmak için can atıyordu. 

Devam edecek...

MAVİ GÖZ//CHANBAEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin