Genç Çocuk ve Karanlıkta ki Canavar

2.1K 167 42
                                    



Korkuyu hissedebiliyordu. Chanyeol'a bir zarar gelmesi onu ölesiye korkutuyordu. Bu yüzden olanca gücüyle koştu ve uludu. Bu bir tehditti.

Koştu koştu ve nehre indi. İleride iki büklüm olmuş bir beden gördü. Göğsü sıkışmıştı.

Normal insan formuna dönerken çoktan yerde yatan çocuğun yanına çökmüştü. Chanyeol'un üstü başı dağınık ve bir kaç ufak çiziği vardı, baygındı. Etrafı kolaçan etti. Havayı kokladı. Başka bir kurdun yada varlığın kokusuna rastlamadı. Kendi kendine düştüğünü düşündü. Ama yine de etrafı iyice yoklamayı es geçmedi. Chanyeol'u omuzlarına alırken onun için hala endişeliydi. Neyse ki genç çocuğun kalp atışlarında bir düzensizlik yoktu. Buna şükredebilirdi.

''B-baekhyun...'' Chanyeol ismini titrek sesiyle söylediğinde, alfa olan anında durdu ve genç olanı omzundan yavaşça indirdi. ''İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun?'' Diye sordu.

''İyiyim. Beni kovalayan o şeye ne oldu?''

Baekhyun dondu. Orada kimsenin varlığını hissetmemişti. Şimdi Chanyeol neler söylüyordu böyle. ''Seni kovalayan neydi? Bir kurt muydu?''

''Ben... Bilmiyorum. Baekhyun o çok korkutucuydu. Çok korktum. Öleceğim sandım. Çok korktum.'' Chanyeol ağlamaya başlarken, alfa olan damarlarında sinirden oluşan lavların akmaya başladığını hissediyordu. Neden olduğunu tam kavrayamıyordu lakin genç çocuğa bir şey olma düşüncesi üstelik onun da böyle ağlaması kanına dokunuyordu. Onun gitmesine nasıl izin verebilmişti?

''Geçti güzelim. Ben buradayım. Seni her şeyden koruyacağımı biliyorsun değil mi? Bunu daha önce defalarca yaptım. Bana güven. Senin için ne kadar çok endişelendim haberin yok. Seni ararken öleceğimi düşündüm.

Tanrım, bunu bir daha bana yaşatma Chanyeol. Yalvarırım. Bir daha kendi başına bir yere gitme. Burası insan dünyasından bile korkunç olabilir.''

''Özür dilerim. Ben çocukluk ettim. Beni sevmiyorsun diye alıp başımı gitmemeliydim. Daha olgun davranmalıydım. Üzgünüm Baekhyun. Benden nefret etme lütfen.'' Chanyeol hıçkırıkları arasından sesini toparlayabildiği kadar konuştuğunda Baekhyun onu iri göğsüne bastırdı. Chanyeol'un sevimli ve güzel kokusunu içine çekti.

''Senden asla nefret edemem Chanyeol. Üstelik seni sevmiyor değilim. Sen iyi olduğunda konuşacak bir sürü şeyimiz olacak. Şimdilik sadece dinlen.'' Baekhyun genç çocuğun alnına minik bir buse kondurdu. Ay bu gün doluna değildi lakin ışığı yer yüzünü aydınlatmaya yetiyordu.

Kucağında ki çocuğun kurumuş göz yaşları, yıpranmış bazı yerleri çatlamış dudakları, solgun beyaz teni bile onun güzelliğini gizleyemiyordu. Baekhyun, önüne bile doğru düzgün bakmadan sadece ona bakıyordu. Bu kadar çok etkilenmesi içinde depremler olamasına neden oluyordu.

Chanyeol hafif hafif iç çekiyordu. Hala ağlamanın etkisinden çıkamamıştı ve yaptığı için davranış için çok utanıyordu. Saraydan tek başına çıkmamalıydı. Bunun ne kadar çok tehlikeli olduğunu en çok o biliyordu. Daha önce kurtlarla çok fazla yakın temasta bulunmuşken böyle bir aptalık yaptığı için kendine çok kızıyordu. Baekhyun her yerde onu aramış olmalıydı. Onu gerçekten meraklandırdığı için kendini için çok berbat hissetsede, Baekhyun'un anlayışlı tavrı bir nebze olsun sakinleşmesine yardımcı olmuştu. Ah bir de onun sıcak bedenine bu kadar yakın olmak gerilen sinirlerinin yatışmasında önemli bir etkendi. Üstelik ne demişti ki o ? 'Seni sevmiyor değilim.' demişti. Bunu neye yormalıydı. İyiye mi yormalıydı. Yoksa yanlış mı duymuştu.

MAVİ GÖZ//CHANBAEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin