Merhaba arkadaşlar yorumlarınız çok güzel buradan herkese güzel yorumlarınız için teşekkürler.Bütün okuyucularıma İyi okumalar...
&&&
Kader insanı nerelere sürüklüyor.kimini uçsuz bucaksız bir çöle kimini dağın tepesine kimini de imkansız bir çaresizliğe bu hayatta çare yoksa sende kendini yok sayarsın. İnsan düşünce biri gelsin de onu kurtarsın diye bekler, bir el tutsun da kaldırsın ister. Etrafına bakar o el nerede diye bekler bekler ama kimse yoktur. Sonra biri gelir. O zaman sevinir kurtarıcım geldi. Beni kurtarmaya geldi. Eli uzatır elini tutsun da kurtarsın diye ama karşı taraf kurtarmak yerine bir tekme atar iyice düşsün de bir daha kalkmasın diye o zaman her şeyi anlarsınız. Bu hayatta kimse sizi kurtarmaya gelmez ancak siz kendinizi kurtara bilirsiniz. kalkmak mı istiyorsun o zaman kimseyi bekleme kendin tutun ve kalk hayata Karşı adımlarını sağlam bas...
Hayat kimseye acımıyor. Kereme de acıyacak gibi durmuyor. Tabi bu sırada Kerem çok mutluydu. Hayatını değiştirecek adımı atmıştı. Bunu annesine anlatmak için sabırsızlanıyordu. Evin kapısına yaklaştı. Annesine büyük bir sürpriz yapacaktı. Cebinden anahtarını çıkartıp kapıyı açtı. Annesi ortalıkta gözükmüyordu. '' Nerede acaba ''diye düşündü.
Salonda yoktu . Tam yukarı çıkmak için adımını atıyordu ki bir ses duydu. Bu annesinin sesiydi. Salonun yanındaki odadan geliyordu. Yavaşça oraya doğru giderken bir yandan da ne söylediğini duymak için kulak kabartıyordu. Kapıya yaklaşınca kapının aralıklı olduğunu anladı. Aralıklı olan kapıdan içeriye baktı. Annesi yere çökmüş ağlıyordu. Yanında biri daha vardı.Arkası dönük olunduğu için Kerem kim olduğunu görmüyordu.Adama ağlayarak bir şeyler anlatıyordu.
''Bu nasıl böyle oldu.'' diyen kişiyi hemen anladı. Bu amcasının sesiydi. Onu görmemişti ama sesinden tanımıştı.
''Bu nasıl böyle olur.''deyip duruyordu.Bozuk plak gibiydi resmen tekrar tekrar aynı sözleri söylüyordu.
''Bu da neydi. Ne demek istiyordu.'' sağ elini kapının koluna götürdü. Tam içeri girmek için adım atarken birden durdu. Adımını ve kapı kolundaki elini geri çekti. Annesini ve amcasını dinlemeye başladı. Belki bu durumu artık anlayabilirdi. Sessizce dinlemeye başladı...
''Hala inanamıyorum. Bir başkası senin dediklerini bana dese asla inanmazdım. Yalan söylüyorsun derdim. Ama sen söyleyince çok şaşırdım.peki hiç çaresi yok bu durumun. Doktorla hiç konuştun mu?''
Keremin annesi hala yerdeydi. Ağlamaklı bir sesle konuşmasını sürdürdü.
''konuştum. Ama Keremi götürmem lazımmış. Keremi görmeden bir şey diyemiyor. Ben bunu kereme nasıl anlatırım.''
"Haklısın ben bile söyleyemedim. Sen bir anne olarak nasıl söyleyebilirsin ki!''
Kerem tam "neler oluyor. Neyi söyleyemiyorsunuz."diyecekken yine kendine hakim olmaya çalıştı." Bunlar benden ne saklıyorlar öğrenmem lazım."dedi.
Kerem durumu öğrenmeye çalışırken annesi ve amcası keremden habersiz konuşmalarına devam ediyorlardı.
"Hiç bir şey yok gibi götürsek anlar. Soru sorar neden diye!"
"Bir şekilde anlamadan götürmemiz lazım hastalığını duyarsa çok üzülür."
Kerem kendi kendine söylenmeye başladı." Ne hastalığı ya ölecek miyim yoksa bu kadar ciddi başka ne hastalığım olabilir."kerem durum ciddiyetini anlamıştı.peki ciddi olan bu mesele neydi. Artık iyice meraklanmıştı. "Gerçekten de ölecek miyim yoksa niye bu kadar ciddi olsun ki!" Kerem gözlerini bile kırpmadan dinliyordu.kalp atışlarının hızlandığını hissede biliyordu.
"Ya gerçekten Keremin bu derece olduğunu hiç düşünmemiştim. Önceden bilseydim." Biraz durdu. Sonra konuşmaya devam etti." Gerçi nereden bilebilirdim ki! Bu hastalığın çaresi de yok değil mi?" Bunları söylerken Rabia hanımın suratına baktı. Belki bir umut "Çaresi var."demesini istedi. Rabia hanımdan bir cevap yoktu. Bu da demek oluyor ki! Çare de yoktu. Rabia hanım ağlamaktan helak olmasına rağmen yine göz yaşlarını tutamadı.Sesinin titremesini hiç aldırış etmeden konuşmaya başladı.
"Dayanamıyorum artık gerçekten ne olur. Keremi bu hayali arkadaşlarından nasıl kurtara biliriz. Yetmiyor gibi birde sevdiği kızı da gerçek sanıyor." Kerem ilk önce idrak edemedi 5 saniye beyni durmuş gibi oldu. Birden bir yıldırım çarpmış gibi sıçradı. Başından aşağı kaynar sular boşaltıyorlar sandı. Geriye doğru sendeledi. Düşmeden duvara tutuna bildi. Yavaşça kendini yere bıraktı. Ayaklarını hissetmiyordu. Sessizce''bu nasıl bir şey böyle'' diye bildi." Ne yani arkadaşlarım yalan mı imkansız, hayal de mi yalan olamaz inanmam ben buna şaka yapıyorlar. Tabi tabi ya şaka yapıyorlar.'' Kendi toparlamaya çalışarak ayağa kalktı. Attığı adımı göremiyordu. O yüzden boşluğa gelince tam düşüyorken kapıya yaslandı. Kapının açılmasıyla kerem yere düştü. Rabia hanım ve amcası baka kaldılar.
Her ikisi de uzaylı görmüş gibi şaşkın şaşkın Kereme bakıyorlardı.Kerem kendini toparlamaya çalışırken her ikisi de aynı anda ''Kerem''dedi.
Kerem daha ayağa kalkmadan."Siz az önce ne dediniz. Bir daha söyleyin."dedi.Evet işte bu hayatın ta kendisiydi.Bazen hayal kurarsın gerçekleşmesi içinde dua edersin.Bazen de gerçek sanırsın ama hayal çıkar.Bu hayatın kanunu muydu.Yoksa sadece keremin hayatı mıydı.Ne çok karışık hayatlar vardır.Bu da karışık hayatlardan biriydi.Kerem ne düşündüğünü ne demek istediği bilemiyordu.Sadece Hayali düşündü.Evlenmek isteği kızı hatta evlik teklifi ettiği kızın hayal olduğunu söylüyorlardı. Bu imkansızın da imkansızıydı. Böyle bir şey olamazdı.Nasıl olabilirdi ki!!!
Siz aynı durum da olsaydınız.Ne yapardınız. Her halde şaka derdiniz.Gülüp geçerdiniz.Ama Kerem buna güle mi yordu.Çünkü derinlerde hissede biliyordu.Annesi durup dururken asla böyle bir şey demezdi.Şaka da yapmazdı.Ama buna asla inanmazdı. Nasıl inansın ki!
Hem arkadaşlarıyla hemde sevdiği kızla bas baya görüyor ve konuşuyordu. Onca şey yaşamıştı.Bunların hayal olduğunu asla inanmazdı.Kimse de inandıramazdı.Onlar hayal değil gerçekti.Bunu herkese ispat etmesi bile gerekse bunu yapacaktı...
&&&
Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik bir daha ki bölümde görüşmek dileğiyle hoşça kalın.Bu arada yorum ve oy vermeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYAM ( Tamamlandı )
RomanceBen kendimi bildim bileli içime kapanık biriydim. 20 yaşımda bastığımda arkadaşlarım oldu. Ve tabi kide hayatımın aşkıyla karşılaştım. Bir insan hayattan daha ne ister ki sağ tarafımda sevdiğim kız, sol tarafımda can dostlarım arkadaşlarım, ve başı...