EN KOLAY ŞEY ASLINDA EN ÇOK KÖRDÜĞÜM OLAN YERDİR (!)

19.2K 952 105
                                    

1 Ay sonra...

Kaçınkurası'nın samimi bir kız arkadaşı ev arkadaşı arıyormuş. Benden yardım istedi beyaz atlım. Üniversite de bir kafede buluştuk.

''Hayatım çevren de eve çıkmak isteyen kız arkadaşların olursa haber verir misin bana?''

''Tamam hayatım. Eve çıkmak isteyen biri olursa sana haber veririm hayatım''

Uzun uzun suratıma baktıktan sonra. Derin bir nefes aldı. Gülümseyip elimden tuttu.

''Sevgilim! Aslında sen şu yurttan çıksan artık. Bak hem dördüncü yılına girdin. Birazcıkta üniversite ev hayatını yaşasan? Hem benim samimi eski bir arkadaşım. Sıkıntı da olmaz senin için. Daha fazla görüşürüz. Daha rahat olursun. Hazar'da yok o yurtta artık. Kalman için sebep de yok. Bak çalışmak istediğin bir çok işte saat olayından dolayı çalışamıyorsun. Yine sen bilirsin hayatım ama bence güzel olabilir''

Birazcık düşündüm. Aslında ev hayatı benim için daha güzel olabilirdi. Hem son yılım. İleri de çocuklarıma, torunlarıma öğrenciyken ev hayatımı anlatamayacak mıyım? Baştan beri istiyor ve düşünüyordum böyle bir şeyi. Cesaret edemiyorum hep düşünce de kalıyordu bu fikrim. Kaçınkurası'na çok güveniyorum üstelik. Hani şu 'gözünden sakınma' muhabbeti var ya, onu iliklerime kadar hissettiriyordu bana. Bir anda karar verdim yeni hayatıma,

''Olur hayatım. Hadi gidip evi görelim''

''Nasıl yani? Yurttan ayrılıp eve mi çıkacaksın sevgilim?''

''Evet hayatım. Hadi gidip bakalım şu eve. Ben çok merak ettim evi. Hadi hemen gidelim!'' Ani bir karar vermiştim. Danışabileceğim bi Hazar'ım da yoktu. Beyaz atlı prensim de iyi olacağını söyledi. Bu sene tez yazacağım bir de. Yurt ortamındansa, ev ortamı benim için daha iyi olabilir. Kendi düzenim, kendi evim, kendi sınırlarım. İstediğim saatte dışarı çıkıp, istediğim saatte eve gelebilirim. Benim evim. BENİM EVİM. B-E-N-İ-M E-V-İ-M(!) Ben bu düşüncelere dalmışken, çoktan evin olduğu yere gelmiştik. Arabadan indik. Ellimden tuttu Kaçınkurası ve ''İşte yeni evin hayatım. Senin evin!'' Gülümseyerek kapıyı çaldık. Kapıyı otuziki diş gülümseme ile açan, uzun boylu incecik bir kız. Tüm içtenliğiyle, ''Merhabalar ben Pinokiye Sen de yeni ev arkadaşım olmalısın'' Lakabanı anlamaya çalışırken, tedirginliğimi fark eden sevgilim.

''Üniversitenin başından beri bu lakaba sahip. Erkek arkadaşına küçük pembe, beyaz bir yalan söyledi. O günden beri adı Pinokyo diye kaldı'' dedi gülerek.

''Zamanla Pinokyo'nun erkek olduğunu öğrenince de sonuna ek getirerek Pinokiye oldum''dedi gülerek yeni ev arkadaşı adayım. Zorlada olsa gülerek. ''Ne güzel'' dedim yapmacık bir tavırla. Kahveler, sohbetler her şey çok güzeldi. Odama baktığım zaman bayıldım. Eşyalar da vardı. Sadece bavullarımı alıp yerleşmem gerekiyordu. Pinokiye'ye yönelip, ''Şey kira ne kadar?''dedim.

''400 TL. Elektrik, su, internet, aidat ve dolap alışverişi ile beraber her ay 300 veya 350 TL verirsin.''dedi gülümseyerek.

''Aaa çok değilmiş. Ben ev hayatını daha tuzlu düşünüyordum''dedim şaşırarak ve ekledim. ''Bir haftaya yurttan çıkarım. Ondan sonra ise şartları, kuralları konuşuruz''

''Ne bir haftası tatlım? Hemen yarın gel işte. Bu gün hemen çıkış işlemlerini yap. Toplasan çıkış işlemlerin on dakika sürmez. Bende bir zamanlar yurtta kalıyordum.Ondan iyi bilirim. Yalnızlıktan sıkıldım hem. Bu arada Kaçınkurası'nın sevgilisi bizim de yengemizdir. Anlattığından daha güzelmişsin. Lütfen hemen yarın gel ya!''dedi ısrarcı bir tavırla.

Kaçınkurası'nın gözlerine baktım. 'Yarın gel' der gibi gözlerini kırpıp gülümsemesini görünce, ''Olur ozaman yarın akşam gelirim!''dedim ani bir kararla. Ani kararlarımın devrimini yaşıyordum bu gün, üst üste.

BANA BİR SES VER !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin