Saniyeler, dakikalar, saatler geçti. Hala mesaj yok! Hayır en azından insan ''müsait değilim-başka sefere-borcum olsun-'' vb. gibi şeyler diyebilir diye geçirdim içimden.
Nasıl bozuldum, nasıl sinirlendim. Suratımın rengi başta övdüğüm renk kadar siyah!Duyduğum tek ses tırnaklarımın masadaki ritmi. Pijamalarımı giydim. Suratımı buz tutana kadar yıkadım. Her zaman ki gibi evde kalmış kız topuzumla dolanıyorum odanın içinde. Dokunsalar ağlıyacağım. Peçete yok! Dokunan da tabi! Her kızın olmazsa olmaz bir bunalım hırkası vardır. Hani şu battaniyeye benzeyen kalın, upuzun. Sarıp sarmaladığın kendini. Ha işte tam o! Geçirdim üstüme. Ayaklarımda tweety'li pondifler. Aldım elime sigara ve çakmağımı ayaklarımı sürte sürte indim bahçeye. Telefonumun çalmasıyla beraber, kafamdaki tüm seçenekleri ışık hızıyla serdim önüme
''Ha sorun değil canıms. - Yok ya ben de ayıp olmasın diye yazdım.- Aaa öyle mi?- Kusura bakma bende filme dalmıştım.- Yoo yoo üzülmedim. Estağfurullah! Ciğerim kül. Hayvan herif! Arama beni bi daha! gibi sayısız seçenekler. Telefonlarına cevap vermesem mi acaba? Açmıyacağım telefonlarını! Şimdi mi aklına geldi aramak. Ölmemiş yada yaralanmamışsa başka bir açıklama yapmasına da gerek yok. Hele bir yüz yüze gelelim(!) Pislik herif! Bağırmam ya, neden hanımefendi çizgimden çıkayım ki. Terbiyesiz seni, zaten senin için hiç iyi konuşmuyorlardı. Ben sesimi yükseltmiyorum. Önünden geçip suratına bile bakmıyacağım! Tabi nasihatlar, akıl aldığımız arkadaşlar,okuduğumuz tweetler olayların tuzu biberi olur...
Tabi kafamızda neyi nasıl planlarsak planlayalım, mutlaka tam tersi olur! Senaryolar aktif halde kullanılmaz gerçek hayatta. Beklenmedik şeyler çıkar karşımıza. Biz de ona ayak uydururuz. Yada uydurmak zorunda kalırız! Hayatın olayları tiye alışının bir kaç örneği arasında takılırız, kimi zaman... Şöyle ufak bir geçmişinize bakın. İçinde kalmayın tekrar, sadece bakın! XX gelirse- Neler, neler söyleyeceğim ona! Tavrım, mimiklerim ve hatta kıyafetim şu olacak! XX gelir- Neler söyleneceğim hakkında bir fikirim yok, tavrım,mimiklerim farklı! Hatta öyle bir zamandır ki kıyafet bile uymaz takvime! Karşınızdakinin bir şey söylemesiyle beraber bütün kurgu damdan aşağı düşer gibi yapışır asfalta. Öyle miymiş?
İnsanoğluyuz! Havva Annemiz, Adem Babamız... Hepimiz en az bir kere bile olsa, yaşamıştır bu durumu! Ya da yaşayacaktır ileride bi zaman diliminde!
''Ne gemiler yaktım'' diyen Sezen Aksu, birde bu durumlarda bizi görsün isterim...
***
Bu telefonumun üçüncü çalışıydı. Süründürme planlarım tuttuğuna göre, açıp umursamıyormuş gibi yapmamda tutabilirdi. Hadi kızım Gölge! Göster ona gününü. Telefonun ekranına şaş olabileceğim yakınlıkta baktım. Ama arayan Hazar'dı. Boynumu eğdim ve açtım telefonu. Kendimden aciz bir ses tonuyla, ''Efendim kuzum''
''Pencereden sizin bahçedeki kızları kesiyordum. Seni gördüm'' ''Orta bahçeye gel kardeşim!'' diyerek konuşmasını beklemeden telefonu suratına kapattım. Üzülmüş bir halde orta bahçe doğru, ayaklarımı sürte, sürte yürürken Hazar geldi. Koluma girdi. Yanaklarımı sıkarak, ''Ne oldu ponçik?'' Bende mesajları açıp direk durumu özetledim. Konuyu anlatmaya pek de mecalim yoktu. Sonrası bir kahkaha...
Ben durumu anlar diye, ümit ederken bir de dalga geçiyordu benimle! Sinirli bir şekilde konuşmaya başlayacaktım ki susturdu beni. ''Kızım mesaj iletilmemiş'' Ben şok! Ben iptal! Beynimden vuruldum. Anlamıyor, algılayamıyordum. Zor olsada konuşmaya çalıştım.
''Na- Naasssıll?'' ''Dur şimdi anlarız'' Kendinden gayet emin bir şekilde, telefonumdan arama menüsüne girip, kendini aradı. Sinir bozucu bant kaydı, ilk kez beni çok mutlu etmişti. 'Şu an fakirsin tatlım! Kimseyi de arayıp soramazsın, mesaj atamazsın! Akıllı telefonsa telefonun wifi bul da bi yerlerden, işin görülsün' diyen kadın! Daha doğrusu ima eden kadın, yada demogojiyi iliklerine kadar yaşayan ben öyle anlamak istediğimden kadının kurduğu cümlelerden bunları çıkarıyordum. Mutlu olmuştum! Sevinçten Hazar'a sarılıyım derken parmağımı gözüne soktum. Öyle bir sevinç işte. Sonra kafama biri yapıştırdı odunu! PAT PAT diye. Sirkelendim, kendime geldim sayılır. Çaresiz gözlere Hazar'a dönüp,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR SES VER !
Novela JuvenilGölge küçük yaşta babası tarafından terk edilen bir genç kızdır. Sırf 'elalem' ne der düşüncesiyle, dayatmalara maruz kalan annesi hiç bilmediği, sevmediği bir adam ile görücü usulu evlenir. Evlendiği adam sorumsuz, duyarsız alkol bağımlısı ve hayat...