(medya ellerinizden öper...)
Kapıyı kapattığında, derin bir nefes aldı.
Artık tamamen yalnızlardı.
Park Jimin hızla oturma odasına döndüğünde, odanın boş olduğunu gördü. Soru sorar gibi bir ifade ile etrafa bakarken, duyduğu sesin nereden geldiğini tahmin etmesi bir saniyesini bile almamıştı.
"Sesime gel, Chim." bir katilin yatak odasında olduğunu duymak, tüylerini ürpertmişti Park Jimin'in. Hızla adımlarını odasına yöneltti, gördüğü manzara zaten gergin bedenini daha da germişti.
Kim Taehyung, Park Jimin'in yatağında sırtını yastığına yaslamış, kirli postalları ile uzanıyordu şimdi.
"Kalk oradan," diye emir verdi Park Jimin içeri girip camın önündeki deri koltuğa oturduğunda.
"Pek sanmıyorum." Kim Taehyung, Park Jimin'in aksine gayet rahattı. Öyle rahattı ki, ukalaca cevaplar verip karşısındaki adamı iyice delirtmeye çalışıyor ve bundan zevk alıyordu.
"Eee?" Park Jimin üstelemeyip gerginliğini biraz alması için masasındaki viski şişesine uzandı, her zaman şişenin yanında olan bardağa biraz viski koydu. Tek hamlede bardaktaki tüm viskiyi yuttuğunda, sessiz odada kristal bardağın cam masaya vururken çıkardığı tok ses yankılandı.
"Hiç annene çekmemişsin, o çok sevecen ve güler güzlü." dedi Kim Taehyung.
"Ona zarar verirsen, sana cehennem ederim bu dünyayı." Park Jimin'in gözleri alev alev yanıyordu bu cümleyi söylerken fakat Kim Taehyung korkmak yerine gülmüştü histerik bir şekilde.
"Zaten cehennemdeyim Chim. Benim cehennemim tüm zebaniler öldüğünde sönecek." anlayamayan gözlerle baktı ona Park Jimin. Zebanilerden kastı neydi, bunu sonra düşünmek için zihninin bir köşesine not aldı. Bir süre sessizliğin ardından yine konuşan Kim Taehyung olmuştu.
"Ayrıca, annen gibi bir kadına zarar verebileceğimi nasıl düşünürsün?" Park Jimin, Kim Taehyung'a döndüğünde şaka yaptığını düşündü önce. Karşısındaki adamın kendisine sanki onu yıllardır tanıyormuş da hakkında yanlış bir düşünceye kapılmış gibi sitem etmesinin başka bir açıklaması olamazdı çünkü.
"Bilmem ki, katil olduğundan olabilir." dedi ruhsuz bir sesle.
"Hadi ama. Ben bir katil değilim," Park Jimin gözlerini büyültmüş ona bakarken devam etti Kim Taehyung. "Ben bir seri katilim, Chim. Aradaki farkı açıklamama gerek yok sanırım."
Kim Taehyung'un kahkahası yankılanıyordu şimdi odada. Park Jimin, ne çirkin bir gülüş diye düşündü. Ne karanlık bir gülüş.
"Hastasın sen." kelimeler ağzından tükürür gibi çıkmıştı.
"Değilim," dedi Kim Taehyung.
"Seri hasta mısın o zaman?"
"Ah, bu çok kötüydü." Kim Taehyung, yüzünü buruşturdu. "Fakat en son anaokulunda arkadaş edinmiş biri olduğundan, bu kötü espriyi yapmamışsın gibi davranacağım."
"Her neyse," dedi Park Jimin. Az önceki anı yaşanmamış varsaymak istiyordu, utanmıştı.
"Psikoloji okumayı üçüncü sınıfta bıraktım. Yani, hasta olsaydım bunu bilirdim." diye açıklama gereği duydu Kim Taehyung, sesinde eksik olmayan kibri ile.
"Eğer mezun olsaydın, yazdığın ilk rapor kendine olurdu." Park Jimin, Kim Taehyung'un aksine ciddiydi.
"Belki de." diye onayladı Kim Taehyung onu. Normal bir insan olmadığını biliyordu zaten, inkâr etmesine gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morgue × vmin ✓
Fanfiction[angst] Seri katil Kim Taehyung ve morg çalışanı Park Jimin'in hikayesi. ©fiorejade 13.08.2017 - 19.04.2018