×8× RELIANCE

20.3K 2.2K 2.4K
                                    


Park Jimin telaşla Kim Taehyung'a döndüğünde, gördüğü tek şey bir metal üzerinde parlayan ışıktı.

Bir saniye sonra, metal boğazına dayandı.

"Konuşmayın, sadece beni dinleyin." dedi Kim Taehyung. Hayır, bunu söyleyen o olamazdı. Bu ses ona ait olamazdı.

Az önce ona 'bana güven' diyen adam ile, boğazına bıçağı dayayan adam aynı adam olamazdı.

Park Jimin titrekçe nefes aldı, sanki nefes aldığında metal daha da yaklaşıyordu ona.

"Eğer bundan herhangi birine bahsederseniz, yirmi dördüncü dosyanın üzerinde 'Park Jimin' yazar."

Öyle soğukkanlıydı ki, öyle gerçekti ki söyledikleri Park Jimin ağlamak istiyordu fakat neden ağlamak istediğini bilmiyordu. Ölüme bu kadar yakın olmaktan mıydı, yoksa yıllar sonra birinin sözüne güvenerek hareket edip, dakika bir gol bir, anında hayal kırıklığına uğratılmaktan mıydı? Seçemiyordu fakat ikincisi daha baskındı.

"Tamam, sakin ol. Hadi bırak o bıçağı Tae-Tae." Jungkook sakin konuşmaya çalışsa da sesi titriyordu, elleri de öyle.

"Hangi filmde gördün bu repliği? Çok can sıkıcı." Kim Taehyung alayla konuştuğunda, Yoongi araya girdi.

"Senin kendini bir bok sanan katil tavırların kadar can sıkıcı değil." Jungkook korkuyla Yoongi'ye 'ne yapıyorsun?' bakışı attığında, Park Jimin de aynı bakıştan atıyordu ona.

"Blöf yapıyorsun." Yoongi devam ettiğinde Kim Taehyung sesli bir şekilde güldü, gülerken sarsılan bedeni ile elindeki bıçak da sallanıyordu.

Boğazında hafif bir batma hissettiğinde, sıcak sıvı tenini yakarak akmaya başlamıştı usulca. Park Jimin, neye bulaştığını ancak şimdi kavramıştı. Dudaklarından bir küfür kaçmasını engelleyemedi.

"Tüh, bana yaptırdığınızı beğendiniz mi?" sesi üzgün olmaktan o kadar uzaktı ki.

Kim Taehyung, Park Jimin'in boynundan göğsüne doğru akan kandamlasının ucunu buldu ve parmağını orada tuttu biraz. Kan birikip parmağını da aştığında, Kim Taehyung parmağını ağzına götürdü ve sesli bir şekilde emdi, ardından dişlerini göstererek güldü. Ön dişlerinde Park Jimin'in kanı vardı şimdi.

"Cani orospu çocuğu," diye tısladı Park Jimin sesindeki saf nefretle. Jungkook ve Yoongi de aynı düşünceyi paylaşıyormuş gibi bakıyordu ona.

"Ne istiyorsun?" dedi Yoongi sakinliğini hala koruyan duygudan uzak bir sesle.

"Basit, tek istediğim ben işimi bitirene kadar susmanız. Ondan sonra istediğinizi yapar, beni adalet dediğiniz zımbırtıya teslim edersiniz." Kim Taehyung durdu.

Yüzüne hüzün çökmüştü fakat bunu ancak onu tanıyan biri görebilirdi.

"Sadece ben kendi adaletimi yaratırken, susun."

"Saçmalık, sen insanları öldüreceksin ve biz buna göz yumacağız, öyle mi?" Jungkook, Yoongi'nin soğuk kalınlığına şaşırmış bir şekilde izliyordu onların diyalogunu. Yoongi'nin tam anlamıyla gözü kararmıştı.

"Park Jimin'in canının bir değeri varsa, evet öyle yapacaksınız." dedi Kim Taehyung gülümseyerek.

"Ya yoksa? Senin kaç kişiyi öldüreceğini bilmiyoruz. Park Jimin ise sadece bir insan, ya sen on kişi öldürürsen? Böyle düşünürsek şu an onu öldürmen, ardından seni ihbar etmemiz daha kârlı bizim için. Dokuz hayatı kurtarmış oluruz." Yoongi, onlara doğru birkaç adım atmıştı bunu söylerken.

Morgue × vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin