×16× SHOOT

20.3K 2.1K 3.4K
                                    

Yoongi, gözlerini araladığında yüzüne çarpan güneş ile yatağın diğer tarafına döndü. Perdeler kapalı uyurdu hep oysa ki.

Ah, doğru ya...

Hatırladığı güzel ayrıntı sayesinde yüzüne yayılan aptal sırıtış ile tekrar kafasını pencereye döndü ve bir süre mavi gökyüzünü izledi. Güne kötü başlamaya alışıktı fakat bu aralar her şey iyiydi garip bir şekilde.

Yan tarafındaki yastığı alıp yüzüne bastırdı. Sevgilisi gibi kokuyordu yastık.

Nasıl oldu, ne zaman oldu bilmiyordu fakat deli gibi bağlanmıştı ona. Yaşı henüz küçük olsa da, beyninin işleyişi Yoongi'yi şaşırtıyordu. Çoğu konuda onu tamamlıyordu ve en çok bunu seviyordu. Sürekli onun yanında olmak istiyordu bu sebeple, sürekli ona tutunmak...

"Yoongi, kahvaltı hazır!" duyduğu sesle yüzüne bastırdığı yastığı yerine koydu ve derin bir nefes aldı.

Yataktan hızla kalktı, yüzünü yıkayıp üzerine bir tişört geçirdi ve merdivenlere yöneldi. Burnuna gelen güzel kokular ile yüzündeki gülüş iyice büyümüştü.

Hayatı boyunca eksikliğini hissetmediği bir ayrıntıyı bu. Fakat şu an işler değişmişti. Fark etmişti ki, ihtiyacı olan tek şey buydu.

İnsan sevgiyi bir kez tattığı zaman, hep daha fazlasını istiyordu.

"Günaydın," dedi mutfağa girdiğinde.

"Günaydın, iyi uyudun mu?" Jungkook, üstsüz bir şekilde tezgaha dayanmış kahvaltı hazırlıyordu. Yoongi ağlamak istedi sevgilisinin güzelliğine.

"Uyuyamadım aslında," dedi karşısındaki çocuğu şaşırtarak. Sonra devam etti. "Seni izledim bütün gece."

Jungkook kıkırdadı ve meyve suyu dolu şişeyi eline aldı masaya geçerken.

"Şu haline bak, ofiste herkese kök söktüren Bay Min sen misin?"

"Hoşuna gitmediğini söyleyemezsin." Yoongi kendinden emin bir şekilde mırıldandı ve sevgilisinin karşısına oturdu.

Jungkook'un telefonu çalmaya başladığında kahvaltısına yeni başlamıştı Yoongi. Jungkook telefonu açıp kulağına koydu umursuzca.

"Efendim abla?" Yoongi arayanın Bayan Jeon olduğunu fark ettiğinde yemeyi bıraktı ve Jungkook'un izlemeye başladı. Yüzü ifadesizdi, fazla ifadesiz.

"Anladım. Geliyoruz." Jungkook başka bir şey söylemeden ayaklandığında Yoongi de kalktı istemsizce.

"Ne olmuş?"

"Acil gitmemiz gerekiyor, yolda anlatırım."

×××

"İnanamıyorum," diye mırıldandı Yoongi. Jungkook onu duymamıştı. Elindeki dosyalara bakmakla meşguldü çünkü kara kara.

"Jimin'in iki günlük yokluğu bile tüm işleri arap saçına döndürdü." dedi Bayan Jeon, yüzündeki çaresiz ifade ona hiç yakışmıyordu.

"Nasıl bitecek bu kadar iş?" dedi sonunda Jungkook.

"Bana bırak." diye fısıldadı Yoongi.

"Bu kadar dosyanın bize verilmesi haksızlık. Ben hala okuyoru-"

"Bunu bana değil üstüne anlat. Kafasına göre gelmemezlik yaptığında ne olduğunu görsün." Bayan Jeon her an patlayacak gibi konuşuyordu.

"Haber yok mu hala?" Jungkook'un sesindeki huzursuzluk gergin atmosfere yayıldığında oda iyice soğuklaşmıştı. Yoongi ellerini yumruk yaptı bunu duyduktan sonra. Derin bir nefes aldı.

Morgue × vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin