"Heyy yu jin , hadi kalk."
Bir ses duymuştum. Gözlerimi açtığımda young min karşımdaydı.
" Çok fazla uyudun. Hadi akşam yemeği yiyelim. "
"Peki" dedim. Yatağımdan kalkıp , young min'i takip ettim. Mutfağa geldik. Masada çeşit çeşit yemekler vardı.
Çok fazla açtım. Yemeklere saldırmaya başladım. Young min , bu halime gülüyordu.
" Heyy yu jin boğulacaksın."
" Hayır boğulmam. Çok açım."
" Eee noldu ? Nasıl bu hale geldin?"
" Şeyy , babam bir kaza sonucu ölmüş. Annem dedi. Onu hiç görmedim. Annem de ortadan kayboldu. Hatta korkunç bir kız, beni kovaladı"
" Ciddi misin?"
" Evet ciddiyim. Bu konu hakkında fazla konuşmak istemiyorum."
" Tamam boşver. Ben sana yardımcı olurum"
" Teşekkür ederim young min"
" Young min???"
" Ne dememi bekliyorsun"
" Oppa???"
" Hayır. Bebeklerin ilk söyledikleri kelimelere benziyor"
Young min gülerek " Tamam . Nasıl istersen." dedi.
Baya bir sohbet ettik. Onla konuşmak , beni rahatlatmıştı. Young min liseye gidiyormuş. O yüzden bende yarın onla birlikte gideceğim. Evde tek başıma kalmaktan korkuyorum.
Young min uymaya gitti. Saat 23:00 ' tü. Bende odama gittim. Ama fazla uyduğum için uykum gelmiyordu. Susamıştım. Mutfağa gitmem gerek. Ürkek adımlarla mutfağa gittim. Bir bardak aldım. Ama elimden kaydı. Kırılmıştı. Temizlemem lazımdı. Banyoda vardır diye düşünüp , banyoya gittim . Orada temizlik eşyaları vardı. Onları alıp , mutfağa geri döndüm. Ama kırık bardak , ortada yoktu. Masa da sapasağlam bir şekilde duruyordu. Masaya doğru yaklaştım.
Bardağın içine baktım . İçinde kan vardı. Korku içinde koşmaya başladım . Ama mutfağın kapısı kapandı. Yere eğildim.
Çatal , kaşıklar yerinden oynuyordu. Bazı eşyalar uçuşuyordu. Ve önümde karanlık bir cisim belirdi . Bağırmaya başladım.
" AAAAAAAAAAAAA"
Siyah cisim , hareketlendi. Ve yanıma yaklaşmaya başladı. Gözlerimi kapatıp , içimden dua etmeye başladım. Gözlerimi açtığımda , herşey eskisi gibiydi. Ve bardak kırıktı. Ayağa kalktım. Gözyaşlarımı sildim. Korkudan ağlamıştım.
Kırık bardağı temizledim. Suyumu içtim. Ve odama gittim. Uymadan önce ışıkları açık bıraktım . Ve dua ettim. Kendimi güvende hissettim. Sonra uyudum.
" Heyy yu jin , kalk okula gidiyoruz"
Güzel yatağımdan kalktım. Young min ' nin , kardeşinden kalan okul kıyafetlerini giydim . Bana tam oldu. Saçlarımı kendi haline bıraktım . Yüzüme hafif makyaj yaptım. Kahvaltı edip , okula gittik.
Young min benden büyüktü. O yüzden üst sınıflardandı. O kendi sınıfına gitti . Bende sınıfımı , bulup girdim. Herkes bana baktı. Sonrada yanıma geldiler.
" Heyy sen kimsin?"
" İsmin ne?"
" Benimle çıkar mısın?"
" Güzel kızsın"
" Niye okula geldin?"
" Neredensin?"
" Annen nereye kayboldu?
Bu soruyu duymamla şok oldum. Soruyu sorana baktığımda , bana sırıtıyordu. Sinirlenmiştim.
" Sen kimsin?"
" Jungkook"
Yorum yapıp , oylamayı unutmayın. Sizleri sevirem💟💟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN OYUNU《JEON JUNGKOOK》
RandomKibirli , züppe bir kötü çocuk = jeon jungkook Ailesini kaybetmiş , masum , saf kapli= Yu jin Birbirinden nefret eden bu ikilinin zorlayıcı, nefret dolu aşklarını okumaya ne dersiniz??