Otel olasındaydım. Jungkooku bırakmıştım. O beni sevemezdi ben de onu.
Arkadaşım yaprak sayesinde bu otel de kalıyordum.
Otel 5 yıldızlı bir otel değildi. Küçük bir odası vardı ve kirliydi.
Yatağıma uzanmış , tavanı izliyordum. Birden kapı aniden açıldı . Bu yapraktı. Yerimden kalktım.
- Noldu Yaprak?
- Canım sıkıldı gelemez miyim canım ?
- Mutlu gözüküyorsun.
- Çünkü sana iş buldum.
Bunu duymamla yaprağa sarılmam bir oldu.
Yaprağa her şeyi anlatmıştım. O benim eski arkadaşımdı. Ama onu çok seviyorum. Bana iş bulmasını istemiştim ve o da bulmuşş.
- Yarın hazırlan başlıyorsun güzelim , dedi. Biraz daha konuştuktan sonra odadan gitti. Çünkü geç olmuştu.
Benim de uymam gerekti. Yarın büyük gün.
- Yu jin kalk . YU JINNN!!
- Noluyor yagg?, dedim uykulu bir şekilde .
- İse gideceksin mal.
Hızlı bir şekilde yataktan kalktım.
- 5 dk ya hazırlan. Masada kıyafetler var , diyip gitti.
Hemen lavaboya gittim. Kısa bir duş aldıktan sonra , yaprağın bana bıraktığı kıyafetleri giydim.
Ve böyle gözüküyordum
İşe gidiyordum ve bana ayarladığı kıyafete bakar mısınız? Fazla açıktı. Ama fazla vakit kaybedemezdim. Saçlarımı kendi halimde bıraktım. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra aşağıya indim. Yaprak arabada beni bekliyordu.
Yanına oturdum.
- Yaprak bu kıyafetler ne? dedim.
- Bence çok güzel , dedi.
- Bence de çok güzell, arkamdaki sesi duymamla irkildim.
Bu bir erkekti.
- Yaprak bu kim?
- Ben berk güzelim, dedi . Elini bana uzatarak.
- Ben de yu jin, deyip elini sıktım.
- Yu jin ,berk benim gizli ajanım , dedi yaprak.
Sesli bir şekilde off çektim.
- Off deme ohh de lipton iç ohh de. Ateş basınca-...
- Yater , dedim berkin sözünü keserek. Sonra bir kahkaha patlattım.
Berkte gülmüştü.
- Geldik, dedi yaprak.
Büyük bir şirkettin önünde durduk.
Arabadan indik.
-BURASII HARİKAAAAAA, diye bağırdı berk.
Kolundan berki cimcikledim.
- Sus bizi rezil ediyorsun , dedim.
O da pis pis güldü.
- Fazla vakit kaybetmeyelim , dedi yaprak.
Sonra sağ koluma girdi yaprak . Berkte sol koluma girdi.
Şirkettin içine girdik. Yaprak sanki buraya gelmişti. Çünkü nereye gideceğini gayet iyi biliyordu.
- Nereye gidiyoruz yaprak ? dedi berk.
- Beni takip edin yeter , dedi.
Bir çalışanın yanına gittik. Masada oturmuş , cart cart sakız çiğniyordu.
- Ben de sizi bekliyordum . Şuradaki odaya git. Patrona kendini tanıt. Yeni bir çalışanın geldiğimden haberi yok , dedi kadın.
Berk iki elini omzuma koydu. Içinden dua okuyup , yüzüme tükürdü.
Ellerimle yüzümü silerken:
- Fighting yu jin . Hadi kızım göster , dedi berk.
Ona umursamadan , odanın kapısının önüne geldim. Nedense heyecanlandım. Kapıyı tıklattım.
- Gir .
Kapıyı açtım. Büyük bir masa vardı. Patronun arkanı dönüktü.
Yavaş yavaş koltuklara yaklaştım.
- Ben iş görüşmesi için gelmiştim, dedim.
Eliyle koltuğu gösterdi. Ama hala yüzünü göstermedi.
Koltuğa oturdum.
Yavaş bir şekilde önüne döndü.
B-bu jung- jung jungkooktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN OYUNU《JEON JUNGKOOK》
RandomKibirli , züppe bir kötü çocuk = jeon jungkook Ailesini kaybetmiş , masum , saf kapli= Yu jin Birbirinden nefret eden bu ikilinin zorlayıcı, nefret dolu aşklarını okumaya ne dersiniz??