~24.BÖLÜM~

4.7K 266 48
                                    


Yaprakla bir büfede oturuyorduk. Beni soru yağmuruna tutuyordu. Ona her şeyi anlattım.

Ihtiyar sayesinde o yerden kurtulmuştuk. Jungkook şirkete gideceğini söylemişti. Önemli işleri varmış.

Kahvemdeki son yudumu alırken boğazımda kaldı. Neden mi ?

Arkamdan "BÖÖ" sesini duymamdan oldu. Ben  höksürürken , berk gülmekten yerdeydi.

Sonunda kendime geldim.

- Allah seni alsın berk , dedim.

- Amin canım. Cümleten , dedi berk.

Birden telefonum çaldı. Jungkooktu.

- Alo , dedim.

- Yu jin , şirkete gel.

- Neden?

- GEL DEDİM...

Telefonu yüzüme kapattı.

Nolmuştu ki şimdi buna?

- Benim gitmem gerek , deyip gittim.

Bir taksiyle şirkete geldim. Merve Hanım :

- Jungkook seni odasında bekliyor , dedi. Hızlı bir şekilde Jungkookun odasına gittim.

Koltuğunda oturuyordu. Beni görünce , masasındaki bardağı yere fırlattı. Ufak bir çığlık attım.

Ağır adımlarla yanıma geldi. Kızgın gözüküyordu. Geriye doğru gitmeye başladım. Ama sırtım duvara denk gelince vazgeçtim.

- Sana bir iş vermiştim, dedi sinirle.

- Evet o dosyaları hazırladım ben. Hatta masana koydum. Ne oldu ki bu kadar çok tepki gösteriyorsun?

- Dosyalar yanmış bir şekilde masamdaydı. Bu oyun değil yu jin!! Senin yüzünden bu işi kaçırdım. Senin sakarlığın yüzünden , şirket düşüşte . UYAN ARTIK!!

- Ama ben-

- ÇIK GİT ODAMDAN!! 

Hızlı bir şekilde odadan çıktım. Yine eski jungkook geri dönmüştü. Onla uğraşmak istemedim. Lavaboya gittim. Sinirden ağlamak üzereydim.

- Merhaba yu jin.

Bu Tugçeydi.

Muhattap olmak istemiyordum. Gidecekken , eliyle engel oldu.

- Çekil önümden , dedim.

- Dosyaları ben yaktım.

Duyduğum şeyle , ellimi yumruk yaptım.

Tam birşey daha söyleyecekken , ağzının üstüne yumruğumu indirdim. Çığlık atmaya başladı. Umursamadan ona tekme atmaya başladım. Sonra üstüne çıkıp , saçlarından tuttum. Sağa sola saçını yollarken , birisi beni kolumdan tuttu. Bu korumaydı. Adam beni sırtına aldı.

- Hey bırak beniii, diye çırpınmam işe yaramıyordu . Tuğçe arkamdan bağırıyordu.

Sesli bir şekilde küfrettim.

- Yu jin sana git demiştim. Bu ne rezillik ?

Jungkook şaşkınca bana bakıyordu.

- Gidiyorum işte , dedim.

Adam sırtında beni taşıyordu. Ne kadar cömert ??

Beni şirketten dışarı attı.

~~

Yapraklara gittim. Berkte vardı. Başımdan geçen olayları anlattım. Berk gülerken , yaprak ciddiydi.

- Yu jin bence işten ayrılmalısın, dedi yaprak.

- Saçmalama , dedim.

- Bence bu kız benlik , dedi berk. Her zaman ki gibi.

- O zaman savaş kılıcını çekmelisin , dedi yaprak.

- Nasıl ? dedim

- Bugün bir parti var. Tuğçe kesinlikle jungkooku etkilemeye çalışacak. Oraya sende gitmen lazım. Jungkooku sen kapmalısın , dedi yaprak.

- Jungkooktan banane, dedim.

- O senin KOCANN!!

~~

Yaprak haklıydı. Parti için hazırlamıştım. Yaprağın elbisesini giymiştim.

 Yaprağın elbisesini giymiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sadece bu vardı. Idare eder dimi Ama?

Makyajımı yaptım.

Saçımı hafif maşaladıktan sonra , berk bizi parti yerine bıraktı.

Yaprak pantalon ve bir tişörtle geldi. Benim için.

Parti kalabalıktı. Içeri girince pek çok kişi bana baktı. Biraz utanmıştım.

- İşte jungkook orada , git yanına , dedi yaprak.

- Gitmesem mi? Geri dönelim bence.

- Kılıcını çek yu jinn.

Oflayarak Jungkookun yanına gittim. Içki içiyordu.

- Selam , dedim.

Bana baktı.

- Elbisen nerede?

- Unutmuşum , dedim.

- Olsun böylede seksisin.

Sarhoş olduğu kesindi. Yerinde durmakta zorlanıyordu.

- Tuğçe geldi mi? dedim.

- Geldiiiiiii  . Lavaboya gittiiiii.

Hımmmm napmalıydım?

- Başka bir yere gidelim mi? , dedi.

Şaşkınca ona baktım. Elimi tuttu. Beni çekiştirdi.

Gizli , sesiz bir koridora geldik. Jungkook sendeleyerek , beni bir odaya götürdü. Loş bir ışık vardı.

- Yu jinnn...

- Efendim?

- Sen başımın tatlı belalısısın.

Gülümsedim.

- Kardeşimsin. Karımsın. Sen nesin ?

- Saçma sorular soruyorsun , dedim.

Bana yaklaştı. Içki kokuyordu. Ama fazla yakındık. Nefesini tenimde hissediyordum.

Boynuma yaklaştı. Sonra üfledi. Beni tahrik ediyordu. Sonra usulca boynumu öptü. Onu durdurmalıydım. Ama yapamıyordum. Felç geçirmiş gibiydim.

Zar zor :

- Yapma jungkook , diyebilmiştim.

Ama durmadı. Elleri kiyafetimin arkadaki fermuarina denk geldi. Usulca kıyafetimi fermuarını çekiyordu. Durdurmalıydım. Dudağıma yaklaştı. Tam öpücekken , kapı tıklatıldı. 

Daha Jungkookun altından çıkamadan , kapıyı açıldı.

Orta yaşlı bir adamdı. Tanımıyordum. Jungkooku üzerimden iktirdim.

- Siz kimsiniz? dedim.

- Oooooo yu jin ' e bak sen. Üvey abisini içirmiş , onu kullanıyor.

- Ne?

- Şaşırma. Baban herşeyi biliyor.




AŞKIN OYUNU《JEON JUNGKOOK》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin